Serenin ağzından
Okul sıkıcı bir şekilde bitmişti. Çıkarken sopsiko önümü kesti:
"Ne istiyorsun sopsiko?"
"Seninle aslında konuşmayı sevmiyorum. Ama bunu yaparsam beni okuldan göndermemeye çalışacağını biliyordum bir katil olduğunu sadece öğrenciler biliyor sen müdürü neyle tehdit ettin ah ben söyliyim bu okulun senin babanın okulu olduğunu biliyorum. Bende seni kullandım azıcık fenamı"Yıkıldım öğrenmiş olmasına değil beni kullandığını duyunca ona olan nefrettim büyüdü kimse beni kullanamaz:
"Biz Doruğun barına gidiyoruz sende gel" (Bir planım vardı)
"Olur"
Kızlar bana şaşkın bir şekilde bakarken göz kırpınca Su anladı ve kızlarla biraz geriden yürüdüler. Bu kız sevdim ben neyse sopsikonun arabasına bindik.Arabalardan nefret ederim. Ama çoğu zaman mecbur kalıyorsun motorlar daha güzel oluyor bence ben önde sopsikonun yan tarafına oturdum. O arabaya çalıştırınca yol uzun sürücek diye bende radyoyu açtım. Radyoda sevdiğim şarkılardan;
Daft punk&Juilian Casablancas İnstant crush çalıyordu. Ben şarkıya eşlik edince sopiskomuz bana şaşkınca bakıp önüne döndü:
"Sesimin güzel olmadığını farkındayım"
"Çok kötüde değil "ve ekledi " Niye bana kızmadın?"
"Biz düşmanız yani benimle arkadaş olucak değildin ya"
"Ama bara gitmeyi teklif etmen ilginç"
"Bizi birinin götürmesi gerekiyordu.
Hava soğuk olduğu için taksi beklemek istemedim hepsi bu"
Kafa salladı pek yemesede inanmıştı.
Ona güzel işkenceler bulmuştum. Bara geldiğimizde arabayı durdurdu. Ve arabadan atladım. Sonra kızlar indi o da gelince bara girdik. Ben kızları alıp yukarı çıktım. Yukarıda bana ait oda vardı. Ve üstümüzü değiştirdikten sonra aşağı indik.Ve içmeye başladık. Derin deli gibi içerken biz daha yavaşdık. Bu sırada Doruk yanımıza gelip oturdu. Onu kızlarla tanıştırmak zorunda kaldım. Dikdik Derine bakıyordu aptal Doruk birden kıza:
Doruk()"Senin burada ne işin var seni en son kovmuştum"
"Evet ukala ve öküzün karışımı sen beni kovdun ama bak ben seni dinlemedim Derin()
"Alkolik olan sensin kızım olanlardan sonra hayla içiyorsun" Doruk()
"Kes sesini Keskin soyisme bak yok satır"Derin()
"O alakayı nasıl kurdun Rüya diycemde senden anca kabûs olur" Doruk()
En sonunda ben:
"Kesin lan kavga etmeyi işimiz var ne için geldiğimizi unutmayalım ayrıca size kavga etmek yasak"Sonra Rüzgar tuhaf bir şekilde bana bakarken onun kolundan tutup götürmeye başladım. Bizimkilerde arkamızdan geliyordu. Barın arkasında uyuşturucu kullanabiliyorduk. Çok bağımlı değilim ama arada kullanıyordum. Barın arkasına geldik. Ve biraz yüksek bir yamaç vardı biraz ilerisinde uyuşturucuları alıp oraya çıktık.
İzmir burdan hep çok güzel görünürdü. Aşığım ben bu şehre aslında buralı değiliz. Ben hep burda okumak istiyince taşındık. Uyuşturucuyu Su hariç herkes aldı. Hepimiz uyuşturucuyu baya içmiştik. Rüzgara en ağır olanı vermiştim. Kendinden geçince onu Doruğun arabasına koyduk. Doruk bana şaşkınca bakarken ona bir planım var dedim. Sonra anlayıp depoya sürdü. Arabadan inip depoya girdik.
Ve onu bağladık. Sonra herkese çıkmasını söyledim. Hepsi çıkınca elimdeki sopayla Sopsikoyu dürtmeye başladım. Uyanmıyordu. Öldü sandım ama nefes alıp veriyordu. Elimdeki su şişesini kafasından boşalttınca yavaşça gözlerini açtı. Sopayla vurmaya başladım. Vurmayı bırakınca ağırca Bana baktı:
"Anlamam gerekirdi rahat durmayacağını biliyordum"
"Kes lan sana neler yapıcam" Sonra elime büyük masadaki işkence aletlerine baktım.Makası ve rendeyi aldım. Bana şaşkınca bakarken ellerini çözdüm onu yere attığım için önüne çöktüm elini elime aldım. Bir elimde rendeyi aldım. Birden bana sarıldı. Ve kulağıma şunu fısıldadı:
"Bunu bize yapma" Elini kalbime koydu tam onu iticektim ki elimi tutup kalbine koydu:
"Ne olursa olsun bak hayla atıyor ikimizinkide hayla umudumuz olmalı hayata karşı" Bacağındaki ipleri çözdüm:
"Defol burdan kendi belanı bul sopsiko"Gözyaşlarımı tutamıyordum. Yavaşça çıktım içerden kapının önünde Su vardı. Ona sopsikonun nerde olduğunu sordum. Kerem gelmişti. Gittiler dedi sonra yüzüme baktı;
"Ne oldu size Rüzgar da çıktığında gözyaşlarını tutamadı sende ağlamışsın"
Ne sopsiko ağlamışmıydı haydi ya sonra ona dönüp:
"Taksi parası bu Su yalnız kalmak istiyorum" Parayı almadı ama anlıyışla karşıladı. Yürümeye başladım. Niye böyle olmuştu ki sanki ben vicdanımı kaybetmemişmiydim. Ağlamam gerekirdi.Ben güçlü bir kızdım kendimi niye suçlu hissediyorum ki o da beni kullanmadımı sanki intikam duygum niye bu kadar ağırdı. Anlamıyordum. Önümde iki tane çocuk vardı bana baktılar. Sonra üstüme yürümeye başladılar. Kaçmadım birtanesi beni tutu. Bende tekme attım. Bu sefer diğeri 6 7 kişi çağırdı. Harika sonra beni dövmeye başladılar.
Tekmeler çok canımı acıtıyordu. Ağzımdan kanlar geliyordu. Ölücem sandım tek canımı yakan ise yasemini birtanecik kızkardeşimi bu dünyada yalnız bırakmak oldu. Kızkardeşimle hergün birbirmize sarılırdık biz aslında ailemiz olsada birbirmizden başka kimsemiz olmadığını biliyorduk. Katiliği olduğumu öğrendiğindede acaba yine abla bana sarılsana dermiydi ablaaaa diye bagırırmıydı acaba yine haftasonları gece yarılarına kadar birbirmize sarılıp çizgifilm izlermiydik ben arkadaşlarımın yanına gideceğim zaman canı sıkkınsa eşyalarımı yere dökermiydi ben olsam yüzüme bile bakmazdım. Bunları düşünürken hayla tekme yiyordum.
Tam bayılacakken gözlerimin önüne sopsiko geldi ve gözlerim kapandı.
Rüzgarın ağzından
Ona vicdandan bahsetmiştim ve bende vicdanımı hatırlamıştım. Nasıl böyle canavar biri olmuştum bilmiyorum. Niye gözlerim dolmuştu onu da bilmiyordum. Bunları düşünürken telefonumun mesaj sesiyle irkildim. Mutfakta yemek için Kerem bir şeyler arıyordu. Ben ise mesaja umursamamaya karar verdim yarın bakardım. Ama içimden bir ses bakmam gerektiğini söyleyince dayanamdım açtım gizli numaraydı;
Sonsuz intikam alıcam dersem alırım biliyorsun Demir.
Ben bu Demirin ne yapmıştı şimdi bu mal diye düşünürken yine gizli numara ulan sanki numarasını bilmiyorum piçin telefonu açtım bir fotoğraf ve altında yazı vardı:
Gel al bu güzel kırmızılı burda kan kaybından ölücek Sonsuz.Oha bir dakika ya Serene bir tek ben kırmızılı diyebilirim. Ayrıca bu kıza nasıl bunu yapmıştı.Ama bunun acısını alırdım. Deri ceketimi giyip hızlı adımlarla evden çıkarken Keremde peşimden geliyordu. Arabayı o kadar hızlı kullanıyordum ki Kerem ne olduğunu bile soramadı. Deponun önünde arabayı durdurup yürümeye başladık. Onu görmüştüm kırmızılı gerçek anlamıyla kırmızılıydı artık hemen yanına gittim. Gözleri yarı açıldı. Ve Yasemin dedi Yaseminde kimdi sonra Sopsiko dedi onu kucağıma aldım. Hastaneye götürdük. Kereme onu yoğun bakıma aldıklarında her şeyi anlattım.
Doktor çıkınca iyi olduğunu ve yarın taburcu olabileceğini söyleyince mutlu olmuştum. Birden karnıma ağrı girdi. Siyah tişörtümü sıyırıp baktığımda morarmış olduğunu gördüm. Bunu aldırmayıp odasına girdim. Hastanelerden her zaman nefret ederim hayla ediyorum. Hemen sandalyeyi çektim. Ve oturdum onu izlemeye başladım onun katil olduğunu bilmesem inanmazdım. Elimi nedensizce saçlarında gezdirmek istedim. Elimi saçlarına götürdüm. Öyle hafif dokunuyordum ki sanki canı yanıcakmış gibi kalbinin sesine eğdim kulağımı sonra aklıma bir şiir geldi;
-Gelmeden evvel
Kalbim
Benim bir ormandı...
İsimsiz âsûde,
Bir büyük orman.
Ve gölgelerde revân
Olan hafî suların aks-i muttaridi
Dağıtırken sükûtu beyhûde,
Düşünürdüm ki hangi gün,ne zamân,
Ne zamân
Girecektin o kalb-i mes'ude?
Bu şiiri onun kulağına sessizce
mırıldanırken karnıma yine ağrı girdi bu ssefer ki daha kötüydü. Birden hemşire içeri girdi beni öyle görünce doktor çağırdı. Beni başka bir odaya aldılar birkaç işlemden sonra iç organlarımın zedelenmiş olduğunu söyledi. Kırmızılı ne yaptın sen bana ya dedim kendi kendime bir hafta sonra taburcu ediceklermiş bu nasıl bir işkenceydi ya birden Seren diye bağıran bir kadın sesi duydum. Şuan kırmızılıya sinirli olmam gerekirdi. Ama onu öyle görünce olmayan vicdanım sızladı. Annesidir diye düşündüm ve korktum hemen odadan çıktım ve kırmızılının odasına girdim. İçerde doktor vardı bana şaşkınca bakarken;
"Öl..." Sonra sustum konuşamadım hiçbir şey diyemedim o şeyi soramadım. Doktor ise;
"Merak etmeyin ömrünüzü geçirmek istediğiniz kız yaşıyor" Bir dakika ne demek bu ya
"Doktor bey annesinin bağrışları"
"Sadece fazla korkmuş bir odaya alıp sankileştirici verdik"
Bunu duymak çok güzeldi. Yani onun ölümü benim elimden olmalıydı. Odadan çıktım karın ağrım gittikçe artıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNEMİN ÇOCUKLARI
Mystery / ThrillerKendini öldürmek mi kolay başkasını öldürmekmi bence başkasını öldürmek daha kolay intikam hırsıyla bir insanı öldürmüştüm yine yapabilirdim. Onunla yaşadıklarımız düşününce yumuşuyordum ama intikam duygum daha ağır basıyordu. Onu buraya getirmek ko...