Tek lafıyla

20 4 0
                                    

Rüzgarın ağzından
Doktor bana bakarak:
"Biz elimizden geleni yaptık ama çok fazla kan kaybetmiş bu yüzden ilk yirmidört saat kritik yani uyanmasını bekliyceğiz her şeye kendinizi hazırlayın lütfen"  Derin yere çöktü ve duvara yaslanarak oturdu ağlamıyordu kızmıyordu kırmızılı konuşmayı denedi ama ne konuşuyor nede bir tepki veriyordu.

Kendimizi her şeye hazırlıycakmışız ben hazırlardım ayakta kalırdım biliyorum kırmızılıda ayakta kalırdı ama Derin kaldıramazdı dışarı çıktım ve bir sigara yaktım bu sırada kırmızılı yanıma geldi:
"Derini yalnızmı bıraktın"
"Hayır Suyla Kerem yanında merak etme"
"Pekala sigara içermisin"
"Hayır kullanmıyorum"
"Nasıl ama uyuşturucu"
"Uyuşturucu çok nadir ve sigara kullanmıyorum tamam mı"
"Pekala ama iç bir tane"
"Hayır"
"Peki" Niye bu kadar ısrar ediyordum çünkü benimle bir şeyler paylaşmasın istiyordum evet böyle yöntem olmaz ama ben kötü bir insanım ne beklersiniz ki bunları düşünürken kırmızılı yere bakarak:
"Onlar masumdu bunu haketmedi"
"Masumu bizim kadar kötü olmasalarda  masum değiliz hiçbirimiz"
"Masumlardı bu benim ödediğim bedel"
"Sen bir satanist demi o zaman sana bu bedeli ödeten tanrı olmadığına göre"
"Her yaptığımız şeyin bedeli vardır ve bunu bize evren ödetir ayrıca ben tanrı yok demiyorum benim inancıma göre iki tanrı var bir sizinki birde şeytan ve biz şeytanın yanındayız hepsi bu"
"Sonuçta Doruk ne kadar masum veya Derin herkes kendi suçunun cezasını çekiyor seninle bir ilgisi yok" Yüzüme uzunca baktı normaldede bakar yani aslında her bakıştığımızda

birbirimizden gözlerimizi çevirmeyiz gözlerimizin en derinine içine bakarız onun gibi bir kız cidden bulunmaz bence akıllı güzel fiziği muhteşem hemde cesur ben nelerde düşünüyorum böyle o benim hayatım karartan biri intikam almalıyım evet buna odaklanmalıyım sonuna kadar uzunca ona baktım yavaşça içeri doğru yürüdü bende peşinden gittim.

Gözlerimin içine öyle bir bakıyor ki satanistçim benim bu yeni lakab yakıştı ona satanistçim ama herkes kullanıyor o benim kırmızılım pardon kırmızılı yani uff neyse boşverin biz bunları düşünürken

hemşire hızlı bir şekilde doktorla beraber Doruk'un odasına girdi yine ne oldu ya düşünürken doktor içerden çıktı :
"Durumu gittikçe kötüleşiyor" dediği an kendimi bahçeye attım peşimden kırmızılı çıktı onunlayken sinirlenemedim sadece sanırım birlerine suç atmaya çalıştığım için şuan kavga ediyorduk:
"Sen niye polisler yalan söylüyorsun beni aşağılamakmı amacın Doruk neden burda biliyormusun senin ve o Faruk denen herifin yüzünden sizin yüzünüzden ölüyor sen haklıymışsın sizin günahlarınız yüzünden Arasa acı verdin bir insanı öldürdün bir insanın hayatını karartın sen herkesi mahvediyorsun hayatına girdiğin insanların haline bak Seren bize ne yaptığını görüyormusun kırmızılı birde siz adalet okuyordunuz demi ama nerde senin adaletin kırmızılı" Aslında bunları niye söyledim bilmiyorum sadece sustu yüzüme baktı ve:
"Rüzgar şimdi konuşucağım ve birdaha konuşmıycağım ben kendimi suçlarken sen benim suçsuz olduğumu söyleyen değilmiydin şimdi ne oldu sende itiraf ettin demi sonunda ben herkese acı veriyorum ben hiç böyle olsun istemezdim ama pişman değilim emin ol daha fazla kimse zarar görmesin diye gidiceğim başka kimseye bir şey olmasın diye kızkardeşimide alıp gidicem"  Ne yani gidicekmiydi iyi de ben bunu istemedim ki:
"Seren" diye bağırdım ama merdivenleri hızlı çıkıp bizimkilerle vedalaştı

hepsine hoşçakal diyip çıktı yanına gittim ama hızla yanımdan geçti hastanenin çıkışında kolundan tutup tek kelime etmedi sadece hızla kolunu çekti koşmaya başladı bende arkasından bağırdım:
"Kırmızılııı"diye dönüp baktı bende ona yaklaştım ve alaycı bir tebessümle:
"Bu kadar kolaymı pesediceksin bu sana yakışmıyor"  sustu sadece tebessüm etti sonra Ceyhun geldi buda her yerden çıkıyor taksi çağırmış beraber gideceklermiş:
"Pes etme kırmızılı hem bensizliğe alışamazsın sen kime sopsiko diyceksin artık bir şey söyle"  ve Ceyhunun kulağına bir şey dedi.  Ceyhunda sesli bir şekilde onun ağzından bana:
"Farkındaysan artık sanada demiyorum Rüzgar" demiş ve bu sırada taksi geldi gözümün önünde gitti hemde Ceyhunla önümdeki duvara yumuruğumu geçirdim tabi duvarda bana geçirdi ve elimi kanıyor ama umrumda değil hastaneye doğru yürüdüm Derinin çığlığını duydum:
"Dorukkkk!!!" diye koşar adımlarla içeri girdim ve....
Serenin ağzından
Ceyhuna bakmamaya çalışıyordum ağlamıycaktım ama gözlerimin doluşunu görmesini istemiyordum gözyaşlarımı içime akıtıp Ceyhuna hafifçe tebessüm ettim. O da aynı şekilde tebessüm edip:
"Konuşmak istermisin nereye gidiceksin ben hiçbir şey anlamadım güzelim"
"Daha sonra konuşalımmı ben çok yorgunum uyumak istiyorum" desemde ben hiç uyuyamam ki ne yapabilirim sorulardan kurtulmak için bulabileceğim yalan buydu
"Yorgun olan vücudunmu ruhunmu ayrıca sen uyuyabiliyormusun eskiden hiç uyuyamazdın"
"Artık uyuyorum eve gelince uyandırırmısın"
"Sen uyu rahat ol" Gülümseyerek gözlerimi kapattım ama uyumuyordum kendimi bir anda havada hissetsemde gözlerimi açmadım yere doğru bırakıldığımı hissettim odanın kapısının kapanma sesini duyuna kadar gözlerimi açmadım kapının kapanma sesini duyunca gözlerimi açtım ama sol gözüm acıyordu hemde çok sonra sol gözümden yaş gelmeye başladı niye gözümden yaş geliyordu.

şimdi o beni tek bir lafıyla nasıl bu hale   diye düşünürek kalktım gözyaşımı sildim sonra aklıma şu söz geldi sol gözden gelen gözyaşının sonu acı ve salona doğru yürüdüm salonda Ceyhunun uyuduğunu gördüm bu çocuk delimiydi evde o kadar misafir odası varken burdamı uyuyordu

gidip uyandırmaya çalıştım uyanmıyordu ya birde ellerini bacaklarının arasına koymuş küçük çocuklar gibi çok tatlıydı ya her neyse kafasının altındaki yastığı çektim uyandı ve:
"Ne yapıyorsun" diye bağırdı. Bende:
"Özürdilerim sadece misafir odasına git diycektim uyandırmaya çalıştım uyanmayınca bu yolla başvurdum"
"Asıl ben özürdilerim aşırı tepki verdim annenle konuştum seni yatağına götürürken Doruk'un durumunu falan anlattım o yüzden eve gelmediğini o da bana misafir odasına gitmemi söyledi ama ben burda yatmak istedim neyse madem uyandık konuşulammı"
"Nerden başlıycağımı bilmiyorum"
"Fark etmez"

"Ben hani sürekli sevdiklerimi kaybediyorum ya bu yüzden kendimi suçladım o da benim suçsuz olduğumu düşündü ama sonunda o da yüzüme vurduğu suçlu olduğumu bende gidiceğimi söyledim en sevdiğim şehirden İzmirden gideceğimi ben doğdum yeri değil burayı benimsemiştim liseye başlamadan annemlere çok dil döktüğümü hatırlıyorum buraya taşınmak için ama burası hepimize iyi geldi ve bak bu şehire gelmek için annem hep çok çalışmamı istedi bende öyle yaptım ama sanırım o çok değişti (annemi artık hatırlıyorum) garip"

"Sana bir şey itiraf ediyimmi Aras seni unutamadı unutur o demiştin ya ama unutamadı onun nasıl ağladığını ben biliyorum ama gurur yaptı belkide Aras yüzündendir bu şehri sevmen Rüzgarı da boşver ne derse desin bence ondan uzak dur ve Arasla sana yeniden bir şans ver biliyorum onunla intikam için çıktın intikam istediğin için ama o seni seviyor bir dene"

Ona şaşkınca baktım:
"Tamam fazla kırdım üzülmüştür ama ağlamak sencede abartmıyormusun ayrıca ben onu sevmedikten sonra onun sevgisi işe yaramıycak ki ben bu şehri onun yüzünden sevmiş olamam buna inanmıyorum ayrıca intikam almak istediğimde nasıl aldığımı biliyorsun böyle bir oyuna gerek yok"
"İstediğin kadar inkar et ayrıca burdan nereye gitmeyi planlıyorsun o kadar yaşadığın şeye rağmen onun sana söyledikleri yüzündenmi gidiyorsun sence sen abartmıyormusun"

Haklıydı birtek onun lafıyla bu şehri terk mi edicektim ama burdada kalırsam söylediğim sözden dönmüş olurum diye düşünürken başımı eğerek:
"Peki ben ne yapıcam"
"Bende kalırsın birkaç gün sonra dönüşün içinde plan yaparız"
"Bilemiyorum bu pek doğru olmaz Ceyhun"
"Hadi ama eskidende aynı evde kaldık tamam korkularını biliyorum zor geliyor o şeyden sonra ama bir şans ver kendine belki korkularından kurtulursun bir şey sorucam o kızı öldürdüğün gibi Rüzgarıda öldürüp kurtalabilirsin yine yardım ederim"
Bunu dediğinde göğsümde bir ağrı hissettim ben Rüzgarı hayır ben sopsikoyu öldüremem ki
"Ben sende sen bende kaldığında çocuktuk Ceyhun ayrıca Rüzgarı öldürmemi istemen saçma bu o zaman sıkıcı bir oyun olurdu"
"Pekala sende o zaman defnede kal"
"Peki bu iyi fikir"
"Ayrıca birdaha bana veya başkasına bir şey olursa kendini suçlama"
"Hadi ama lütfen söyleme böyle şeyler ayrıca bir şey var ben anlarım ne oldu söyle"
"Yok bir şey cidden sadece söyledim işte"
"İnanmadım ama neyse"
"Büyük ayrılık oldu olay"
"Saçmalama ya ne olayı"
"Ben yatmaya gidiyorum yarın sabah gideriz"
"Kızkardeşim o ne olucak nerden bilcem ben onun başına bir şey gelmiyceğini ben o olmadan yaşayamam"
"Merak etme onu hem ben hem sen takip ederiz istediğinde görüşürsün"
"Pekala o zaman dehşetli geceler kabuslu rüyalar"
"Sanada"

CEHENNEMİN ÇOCUKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin