CEHENNEMİN ÇOCUKLARI

Deprem

Serenin ağzından

Deponun arkasındaki sokağa girdiğimde biri önümü kesti bunun kim olduğunu tahmin etmek zor değildi zaten yüzünü gördüğünüz kişiyi niye tahmin edesiniz ki karşımda Kuzey vardı. Salakça bir gülüşle bana bakıyordu bu da bir ortadan kayboluyor bir ortaya çıkıyor. "Önümden çekil" sesim biraz sert çıksada banane onun bize yaptıklarından sonra bana tuhaf bir bakışla "Önünden çekilirsem ölürsün kırmızılı"  ne saçmalıyordu.

Bu şimdi sert bir sesle "Ne saçmalıyorsun seni adi herif" bana aptalca bir bakışla "arkana bak" dediğinde arkamı yavaşça döndüm ve karşımda yüzü maskeli biri vardı kim bu şimdi ayrıca beni öldürmek o kadar kolay mı yüzündeki maskeyi çıkarttı.

Bu çocuk yaşıyormuydu ama biz onu öldürdük. Nasıl ya "De-Demir ama nasıl" şaşkınlıkla ona bakarken "Nasıl yaşadığım bana kalsın kırmızılı" arkadan bir ses geldi "Ona sadece ben kırmızılı diyebilirim" Bu sesin sopsikodan geldiğini anlamamak için gerizekalı olmak lazımdı. Demir salak sırtışıyla "vay kimler de burdaymış nasıl görünüyorBurada hayalet gibi mi"
"Şuan nasıl göründüğün pek umrumda değil ama birazdan sana çok güzel makyaj yapıcağız değil mi kırmızılı" Ben hiçbir şey diyemeden lafa Kuzey atladı. "Acaba ne cevap vericektiniz niye önce depoya girmediniz ki sanki"
Ben şaşkınlıkla Kuzeyin üstüne doğru yürüyerek "Sizdiniz yani öyle mi madem yapıcaktınız neden benim depom" Demir kafasını tuhaf bir şekilde sallayarak "Aslında plan bu değildi. Rüzgar seni depoya getirdiğinde sen buraya geldin buraya kadar iyidi ama onun senin peşinden gelmek yerine depoya girmesi gerekiyordu.ve sorumuza cevap vermesi gerekiyordu. Ama olmadı bizde seni burda halletcektik"
"İyide onun beni buraya getirceğini nerden biliyordunuz"
"Aslında biz  ona mesaj verdik ama çaktırmadık mesaj verdiğimizi her ne kadar beni bitiremesenizde Rüzgarın bunu anlayıcağını biliyordum"  Bir elin belimde olduğunu hissettim. Arkamı baktığımda bu elin sahibinin sopsiko olduğunu gördüm ve kendimi geri çektim. Kuzey sıkılmış gibi bakarak "Yeter artık bu kadar" derken birden yüzünde bir gülümseme oluştu "Bakın kimler geldi" etrafımıza baktığımızda bir sürü yüzü maskeli elinde silahları bize doğrultmuştu harika!

Sopsiko beni arkasına atarak yani almadı cidden attı  tam Kuzeyin kucağına Kuzeyin üstündeydim o da pis pis sırıtıyordu.

Sopsiko belinden çıkarttığı silahı onlara doğrulttu. Ya birisi şuna akıl yollasın yukardan cidden o kadar tabancaya ve bir tüfeğe karşı küçük silah harika! Kesin kurtulucağız!  İki elimle Kuzeyi etki altına aldım.

Ve bir elimi çantamın içine koydum ve bıçağı çıkarttım diğer elimlede yakısını tutarak ayağa kaldırdım şaşkınca bana bakıyordu ve hızlı bir şekilde boğazına bıçağı dayadım ve "Eğer silahlarınızı indirip buradan defolmazsanız bu aşağıllık pislik herifi gebertirim onu gebertmem sizin için sorun değilse tam durduğunuz yerin altına yerleştirdiğim bombayı şuan patlatırım ya gidin ya ölün"  çok havalı söylemiştim umarım inandırıcı olmuştur. Yani bomba yerin altına nasıl yerleştiriyim ben ya ve profesyonelce söylediğim için şuan hepsi kaçmıştı.

Ben Kuzeyi sopsiko da Demiri rehin almıştı ve depoya doğru geldik. Depoyu açtım içerde iki kişinin uyuduğunu gördüm yere uzanmış uyuyorlardı birazdaha yaklaşınca bu ikilinin Ceyhunla Kerem olduğunu anladım.

Şuan boğazına bıçak dayadığım Kuzeyi tutup sandalyeye oturttum ve bağladım sopsikoda Demiri bir sandalyeye bağladı. "Evet beyler işkence mi uyuşturucumu" Demir sinirle "Seni pislik lanet olası kadın senden korkmuyorum işkence edin bana" bu neydi böyle her neyse "Peki nasıl bir işkence istersin"
"Aslında biliyormusun iblisin kızı boğularak ölmenin nasıl olduğunu merak ediyorum"
"Peki sopsiko bence çok eğleniceğiz" dediğimde sopsiko yüksek sesli bir kahkaha atarak "bencede" cevabını verdi. "Artık seçimini yap Kuzey işkence mi uyuşturucu mu" bana gülerek
"Uyuşturucu ben ölmek istemiyorum" "Uyuşturucu pekala önce şunları uyandıralım" Ceyhunla Keremi uzun bir çaba sonunda uyandırdık. Ve olanları anlattık onlara burda Kuzeyin yanında beklemelerini söyledik.