Le Seul Espoir Diable (Tek Umut Şeytan)

16 4 0
                                    

Multimediada bir satanist ayini vardır bir şarkıyla beraber(midesi kaldıranlar izlesin, Aynı zamanda Botdf game şarkısıdır)
Serenin ağzından
Asla yanılgıya kapılmayın kırmızı kinin,tutkunun,cinayetin,katilin,intikamın,kötülüğün ve aslında şeytanın rengidir her zaman şans getirmez.  Siyah ise gizemin,sogukkanlılığın,kötülüğün ve ölümün aslında ölüm meleğinin yaklaştığı veya yanı başımızda olduğunun rengidir.  Eğer bir kırmızıysanız siyahtan uzaklaşın hayatınızı kendiniz mahvedersiniz eğer bir siyahsanız kırmızının olduğu ülkeyi terk edin yoksa yaşadığınız bir hayat hayat olmaz sürünürsünüz. Tek umut şeytan çünkü kötülüğün şeytan olarak vücut bulmuş hali hem merhametli hemde kızgın iki yüzlü bir tanrıdan daha mantıklı geliyor. Bizim için hayla tek umut şeytan küvetin için suyla doldurdum artık ne yapmam gerektiğini biliyordum mazoşist bir şey deniycektim elime jileti aldım ve o kelimeyi koluma kazıdım #Diable#  fransızca şeytan demekti koluma dövmesini yaptırmıştım zaten Le seul espoir diable yine tek umut şeytan yazıyordu yine fransızcaydı fransızcayı severim.diğer kolumada diable yazmıştım sonra saçım koluma değdi saçlarımın ucundaki kan kırmızısı renk kolumdan akana değdi ve o an şiştiğini anladım ama...

Kolumdan akan kan veya şişik durması umrumda değildi şuan bu bana zevk veriyor olmasaydı oysa ben kendime kıyamayan bir insandım. Peki cevap neydi işkencemi uyuşturucumu hayla bir cevap bulmuş değildim. Ve saat beş'e geliyordu sopsiko da gidiyordu nereye gittiğinide söylemedi ben bunları düşünürken üstü mavi alt kırmızı olan şortlu pijamamı üstüme geçirirken yere kapaklandım sonra sinirle ayağa kalktım ve sonunda giyinmiştim oturdum kendi boş odama baktım kızkardeşimin odasından çıkmıştım benim odam kırmızıydı sadece yatak başı olan yer siyahdı satanic warmaster ve slipknot posterleri asılıydı bileğimin dış tarafındaki siyah yuvarlağı olan ve kırmızı yıldızlı pentagram işareti olan dövmeme  bakarak düşünmeye başladım işkence mi uyuşturucumu sonra yatağa sırt üstü kendimi attım içerisi karanlıktı ama yanımdaki gölgeyi görmem uzun sürmedi sadece bana bakan kişiye baktım kim olduğunu bilmiyorum ama karanlıkla kaybolmuş siyah gözlerini birazda olsa fark edebiliyordum siyah gözlü erkekleri hiç sevmem sonra ellerini cebine koydu ya ben bu ellerini cebine koyma tarzını bir yerden biliyordum sanki birde şu siyah gözleri ben bu gözleri her baktığımda içinden kaybolduğum ve zamanım durduğu gözler ve bu koku Sopsiko şuan karşımdaydı çok rahat davranmalıydım ayrıca daha demin söylediklerimi unutalım umursamazca:
"Burada ne işin var" dediğimde hayla uzanıyor olduğumu fark ettim ama kendimi hiç bozmadım o da sanki kendi odasıymış gibi yatağa uzandı ve umursamazca:
"konuşmalıyız" dediği an ayağa kalktım yanında olduğumda kalbim zaten yerinden çıkıyor bir de gelmiş yanımda uzanıyor ve hızlıca yürüyerek ışığı açtım bir dakika ben üstümü giyinirken bu burdamıydı ona kızgın ve öfkeyle bakarak:
"Ne zamandır burdasın sen ayrıca benim odama girip yatağımda uzanma lüksünü sana kim verdi hemen odamdan defol" süper konuştum umarım görmemiştir ama şuan utanç pencereleriyle uğraşmaktan nefret ediyorum. Ayrıca ben odaya havluyla girdim yani bana pis bir şekilde sırıttı:
"Merak etme sen odaya havluyla girdiği an arkamı döndüm ve zaten karanlıktı ayrıca kırmızılı bir şey sorucam işkencemi uyuşturucumu" ne nasıl yani Ceyhunu kaçıran bumuydu "Sen bu soruyu nasıl... Sendin demi" dediğimde ayağa kalkarak "Hayır kırmızılı beni birileri aradı ve bu soruyu sordu Kerem ellerindeymiş" ona tuhaf bir şekilde bakarak "Ceyhunda ellerindeymiş ayrıca Kerem seni arkandan vurmadı ne bu şimdi"
"Biz Keremle barıştık Kuzeyin oyununa gelmişti ve gözü çabuk açıldı. Ayrıca sen kendi haline bak Ceyhun kesinlikle şuan bizimle oyun oynuyor benim arkadaşım tehlikede"
"Bunu Ceyhunun yaptığını sanmıyorum ayrıca saat yaklaştı sopsiko sen cevap ver işkence mi uyuşturucumu"
"Bilmiyorum tamamı bilmiyorum"
"O zaman ortak bir karar almalıyız"
"Nasıl yani" dediği an oturuş şeklimi bozarak elimi havaya kaldırdım kolumdaki şeyi görmesi uzun sürmedi kolumu tuttu. Ve:
"Kolunun bu hali ne kırmızılı"
"Seni ilgilendirdiğini sanmıyorum şimdi konumuza dönelim" dediğimde elini yeniden kolumu tutmak için uzattığında buna diğer elimle mani oldum diğer kolumdaki çivili bileklik eline battı.  Elini yavaşça çekti ve cebine koydu onu tuhaf bakışlarla izlerken "Bir fikrin var mı kırmızılı"
"Bence tarot falı oynayalım şeytan çıkarsa işkence, Deli çıkarsa uyuşturucu olsun"
"Dediğin şeyi yapalım kırmızılı kartlar nerede?"
"Sen otur masaya ben geliyorum,çekmece de mum var. Mumları yak ve ışıkları söndür sopsiko"
O bana şaşkınca bakarken kartları almıştım. Tamam bunu onu korkutmak için yaptım heralde onun gibi bir sopsikoya bir şey olmazdı. Kartlarla döndüğümde kırmızı masamdaki siyah ve mavi desenli sandalyeye yerleşmiş ve mumları yakıp ışıkları kapatmıştı bende karşısındaki kırmızı,siyah ve mavi renkteki sandalyeye oturdum. Kartları önümüze dizdim ve bir kart seçmesini istedim. Kartı kaldırdığımda *şeytan* olduğunu görmem zor olmadı. Ona nasıl oduğunu öğretmiştim şimdi o kartları dizmişti ve ben kartımı seçtim bana tuhafça bakarak
"Şeytan" dediğinde gözlerimi büyüterek
"İşkence" dediğimde kafasını salladı. Ve mumları söndürdü ben ışıkları açarken o da kartları topladı. Saate baktığımda 06:40 olduğunu gördüm bu sırada büyük ailemizin çalar saatlerinin zil sesi duyuldu. Kalkıyorlardı annem ya da babam sopsikoyu burda görürse bizi öldürürlerdi. O şaşkınca bana bakarken
"Saat geldi şimdi camdan çık yoksa ölüceğiz gerizekalı haydi" dememle o cama yöneldi birden kapının açılmasıyla onu ittim ve camı hızla kapattım umarım ölmemiştir. Annem içeri girdi günaydın falan derken kahvaltıya oturduk annem bana tuhaf bir şekilde bakarak:
"Kardeşini de alıcak mısın bugün biraz tatil yapıp dönün ne dersin"
"Anne ben tatile gitmedim ama yasemini bugün almıycağım biraz zaman geçmesi lazım"
"Pekala" dediği an Yasemin "Abla hani gidicektik"
"Yasemincim istersen okul bitsin öyle gidelim" diyerek durumu kurtarmıştım herkes gitti. Zaten evde kimse kalmıyordu annem bir psikolog babam ise inşaat mühendisiydi. Ve kardeşim daha 11 yaşında beyin cerrahı olmak için kurslar ve okul derken ben ise ailemi kurduğu okulda adalet okuyordum aslında tek isteğim aslında adliye otopsisi yapmaktı aileme bakınca ben sadece okulu birbirine karıştırıyordum birde Rüzgar ise Reklamcılık okuyordu yani şaka gibi ama bunları düşünmeyi bırakıp bende evden çıkmak için hazırlandım. Altıma kırmızı şortumu ve üstüme siyah büstiyerimi giydim çok süslü değildi üstümdekiler hatta biraz fazla sadediyler. Sıra makyajındaydı siyah bir göz makyajı biraz fazla ve orta kıvamda kırmızı bir ruj sürdüm ve şu kırmızı ve siyah kuru kafalı boyun bağımı taktım üstüme ince kırmızı bir ceket aldım ve siyah deri çantam ve üçgen illuminantili hizmami taktım, koluma kuru kafalı ve çivili bileklerimi takıp,işaret parmağıma kurukafalı yüzüğümüde taktıktan sonra dudağımın kenarındaki pierceingmi düzelttim zaten küçücüktü yalnız saat 07:00 yi geçmek üzereydi hayla mesaj atmamışlardı elimi telefonuma uzattığımda  dirseğimin üstüne baktım birden gözüm orda yazan kızkardeşimin ismine değdi sonra güldüm bunu benim adım sananlar aklıma geldi.Kuru kafalı siyah ayakkabılarımı giydim ve dışarı çıktım şimdi sopsikoyu bulmalıydım ki "böö" diyen sesi tanıdım ve ona bakarak ciddimisin bakışı attım. Bana bakarak gözlerini kıstı
"Üstündekiler hiç yakışmamış"
"Sana böyle bir şey sormadım bana mesaj gelmedi sana geldi mi"
"Hayır ama nereye gitmemiz gerektiğini biliyorum haydi atla" dedi motorunu göstererek bana bir kasak uzattı  ve arkasına bindim
"Sıkı tutun" diye bağırdı. Bende çok hızlı giderken kaskamı çıkartıp ve ellerimi havaya kaldırıp çığlık atmaya başladım bunu yapmak süperdi birden fren yaptı mecburen onun sırtını tutum kaskını çıkarttı ve bende sırttını bıraktım. Motordan indik
"Ne yaptığını sanıyorsun az daha ölüyordum sopsiko" dediğimde gülerek
"Merak etme sonuç olarak yaşıyorsun ayrıca kaskı çıkartıp ellerini havaya kaldıran sensin"
"Neyse kavga etmeyelim" dediğim an nerede olduğumuzu anladım burası benim depom iyide ne alakaydı şaşkınlıkla etrafa ve ona baktım
"Neden buraya geldik benim yaptığımımı düşünüyorsun" dediğim an hızla deponun arkasındaki sokağa doğru yürüdüm.

CEHENNEMİN ÇOCUKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin