1 Ay sonra...
Arel ile Aslı yatakta sırtlarını duvara vermiş bir şekilde oturuyorlardı. Arel'in kolu kızın omuzlarında, eli saçlarındaydı. Başını kızın ipek saçlarına yaslamış, gözlerini kapamıştı. Aslı ise telefonla uğraşıyor ve başını o ekrandan hiç kaldırmıyordu. Genelde Arel'in yanında telefonla bu kadar ilgilenmediği için bu durum Arel'in dikkatini çekti. Bir süre sabretti fakat gözlerini açtığında hala aynı manzarayla karşılaşınca sonunda itiraz etmeye karar verdi.
"Geldiğinden beri telefonda ne yaptığını sorabilir miyim?" Aslı cevap vermedi. İstemediği için değil, kendini öyle kaptırmıştı ki, beyni Arel'in sorusunu beş saniye sonra algılayabildi ama duyabildiği tek şey sorudan ziyade bir uğultu olmuştu. Başını telefondan kaldırıp mavi gözlere baktı.
"Hı?"
Arel bu tepkinin karşısında kolunu kızın omzundan çekti ve bacaklarını göğüslerine çekip çenesini dizlerine dayadı. Sinirleri bozulmuştu. Umursanmadığını, ciddiye alınmadığını hissediyordu. Küçük bir çocuk gibi Aslı'dan ilgi bekliyordu. Aslı durumu birkaç saniye sonra fark etti. Telefonun tuş kilidini kapatıp yastığın üzerine sertçe bıraktı ve Arel'e dönüp elini genç adamın yanağına koydu.
"Biriyle tartışıyordum, sanırım kendimi fazla kaptırmışım. Özür dilerim." Arel somurtarak karşısındaki boş duvara bakıyor, onu duymuyormuş gibi yapıyordu. Cevap vermedi. Aslı bağdaş kurdu ve güldü.
"Arel, trip atma." Genç adam öfkelendi.
"Trip atmıyorum Aslı, kırılıyorum. Normalde benim yanıma geldiğinde benim yanıma gelmiş olmak için gelirdin, yanımda öylece oturup deli gibi telefonla uğraşmak için değil çünkü bunu evinde de yapabilirsin." Aslı'nın yüzündeki gülümseme soldu. Ciddileşti. Elini Arel'in yüzünden çekti.
"Ciddi bir iş olmasa seninle ilgilenmeyi aksatmayacağımı biliyorsun." Arel kıza baktı.
"O zaman sorun neyse benimle paylaş. Birbirimize birçok sır verdik Aslı, eminim ki bu da paylaşabileceğin bir şeydir."
"Evet, paylaşabileceğim bir şey ama ben söylemek istemiyorum. Her şey gayet normal gidiyor ve saçma sapan insanların bunu bozmasını istemiyorum." Saçma sapan insanlar tabiri Arel'in kafasında bir soru işareti bıraktı.
"Bahsettiğin kişi kim? Ya da kişiler?" Dedi, sormasaydı delirebilirdi.
"Arel, gerçekten..." Aslı geçiştirmeye çalıştı fakat Arel hızlı bir hamle ile kızın yastıkta duran telefonunu aldı. Tuş kilidi vardı fakat mesajlar kilit ekranında gözüküyordu. Aslı panikledi.
"Arel, lütfen ver telefonu. Bilmeni istemediğim şeyler var, lütfen." Genç adamın aklına türlü türlü şeyler geldi. Tüm bu olasılıklar beynini işgal ederken, acıları gözlerinden taştı. Çok kırılgan bir yapıya sahipti ve bu en ufak cümlede ağlamasına sebep olabiliyordu. Aslı Arel'in ağlamaya başladığını fark edince daha da panik oldu. O da kötü hissediyordu fakat kolay kolay ağlayan biri değildi. Özellikle (Arel'in yanında bile) sadece babası için ağlamıştı bu sene. Acısını içinde yaşar, dışa vurmayan biriydi fakat şimdi acısı da, korkusu da viski kahvesi gözlerinden okunuyordu. Arel her ne kadar ağlamakla meşgul olduğu için bunu fark edemese de, Tanrı kızın acısını görüyordu. Adamın başını alıp omzuna gömdü. Boğazında bir yumru hissetti kız. Konuşması gerekiyordu fakat konuşacağı taktirde sesi titreyecekti ve ister istemez ağlayacaktı, biliyordu. Birkaç kere yutkundu ve kendine geldiğine karar verince konuşmaya başladı. Arel hala omzunda ağlıyordu.
"Arel, sen çok hassas birisin ve öğrenmek istediğin şey gerçekten canını yakabilir. Çok fazla yakabilir. Lütfen anlayış göster." Genç adam başını kaldırdı ve kıza baktı. Hüzün dolu gözleri şimdi öfkeden parlıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSELER
RomansHenüz dokuz yaşında annesini travmatik bir şekilde kaybeden Arel Aryan'ın hayatı o gün sarsılmıştı. O olaydan sonra annesi herkesten, her şeyden uzaklaşıp bilinmezliğe gitmişti. Adam enkazın altında kalmış, kurtarılmayı bekliyordu. İnsanlarla konuşa...