17

174 7 2
                                    

Aslı'nın sınavları başlamıştı ve Arel ile pek ilgilenemiyordu. Neyse ki Arel'in artık telefonu vardı, en azından görüşemeseler de mesajlaşabiliyorlardı. Aslı'nın annesi kızını sınav haftası dışarı çıkarmıyordu. Ne yazık ki bu sınav haftası akla geldiği gibi bir haftada bitmiyordu... Görüşmeyeli on gün olmuştu. İlk kez bu kadar uzun süredir görüşmüyorlardı ve Arel artık endişeleniyordu. Mesajdan Aslı'nın iyi olup olmadığını anlayamazdı. Elbette genç kız iyi olduğunu söyleyecekti fakat gözlerini görmeden bunun doğruluğunu anlamak mümkün değildi. Aklını yine bu düşünceler kurcalarken kendini Aslı'yı ararken buldu.

Birkaç saniye telefonu açmasını bekledi ancak sonunda arama sonlandırıldı. Annesi bazen Aslı'nın telefonunu da alabiliyordu ama Aslı şu zamana kadar ne yapıp edip ona ulaşıyordu. Beş dakika da olsa yanına gelip görüşüyordu genç adam ile. Şimdi ise durum çok farklıydı. Arel eksik hissediyordu. İçinde derin bir boşluk vardı. Bir şeyler normal değildi, yolunda değildi. Bu konuyu birileriyle konuşması gerekiyordu fakat hiç arkadaşı yoktu. İlk kez Aslı'dan başka birine ihtiyaç duymuştu ve bir arkadaşının yokluğu ilk kez koymuştu ona. O sırada aklına Caner geldi. Caner ile en son Aslılar'da görüşmüşlerdi. Pek yakın oldukları söylenemezdi ancak denemeye değerdi, yardım edeceğini umuyordu çünkü iyi biri olduğunu düşünüyordu. Bir yanı umut, bir yanı korkuyla Caner'i aradı. 

Telefon birkaç saniye sonra açıldı.

"A-alo... Caner?"

"Buyur dostum?" Genç adamın sesi neşeli geliyordu ve bu Arel'e pozitif enerji vermişti.

"Nasılsın?"

"Ben iyiyim de... Sen iyi misin? Aramazdın, bir sorun mu var?" Sözleri her ne kadar iğneleyici gibi olsa da sesi gayet samimi ve şefkatliydi. Bu sebeple Arel bu sözlerin altında bir art niyet aramadı.

"Aslında evet... Aslı ile sorunlar var ve bu konuda seninle konuşmaya ihtiyacım var." Arel gayet rahat bir şekilde konuşabiliyordu. Kendisiyle gurur duydu ve sözüne devam etti. "Senden ricam, bizim siteye gelebilir misin? Evin yakın mı bilmiyorum ama..." Kendisi normal insanlar gibi bir yerlerde buluşamazdı, Caner de bu durumun az çok farkındaydı. Onun iyi bir çocuk olduğunu ve bunu anlayışla karşılayacağını umuyordu. Zaten ilk kez ondan bir şey istiyordu. Yüzünü kara çıkaracağını düşünmüyordu. 

"Aslına bakarsan evim pek yakın değil ama sesin iyi gelmiyor. Geleceğim. Yarın Cumartesi. Öğleden sonra sana geleceğim zaman haber veririm, olur mu?" Genç adam gözlerini kapattı ve sakinleşmeye, kendini her şeyin yoluna gireceğine inandırmaya çalıştı. 

"Tamam. Teşekkür ederim Caner. Çok teşekkür ederim."

...

"Anlat bakalım. Sorun nedir?" Tahta masaya karşılıklı oturmuşlardı. Caner ellerini birbirine kenetlemiş, Arel'e bakıyor ve konuşmasını bekliyordu. Arel'in ise başı öne eğikti. İyi hissetmiyordu. Hem de hiç.

"Aslı ile bir yılı aşkın süredir tanışıyoruz. Şu zamana kadar birçok sınava girdi fakat hiçbirinde benimle irtibatı bu kadar uzun süre kesmemişti, üstelik elimde telefon olduğu halde... Biliyorum annesi çok disiplinli ancak beş dakika da olsa yanıma uğrardı okuldan geldiğinde, birkaç günde bir. Şimdi sadece mesajlaşabiliyoruz, o da ben yazdıkça yazıyor. Arıyorum açmıyor. Yanıma on gündür gelmiyor. Annesi disiplinli olduğu için ben de onlara gitmeye çekiniyorum açıkçası... En son gittiğimde annesi kapıyı yüzüme çarpmıştı, üstelik insanlarla aram pek iyi olmadığı zamanlarda. Ne yapmam gerekiyor? Sence neden böyle?" Caner bir an duraksadı. Bakışları dondu ve yüzü düştü ancak kendini kısa sürede toparladı. Boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.

KİMSELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin