8

327 16 1
                                    


Arel ve Aslı sarmaş dolaş yatıyorlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Arel ve Aslı sarmaş dolaş yatıyorlardı. Arel gözlerini dinlendiriyor, Aslı ise gencin başını kucağında sanki 19 yaşında bir adam değil de, küçük bir çocuk varmış gibi okşuyordu.

"Aslı." Arel'in sessizliği bölen sesiyle Aslı canlandı.

"Efendim?"

"Beni hiç kimse böyle uyutmamıştı. Uyuttuysa da, annemi en son dokuz yaşımda gördüğüm için hatırlamıyorum..." Başını kaldırıp kızın bal rengi gözlerine baktı.

"Seni seviyorum."

Oldukça yakın olsalar da, Aslı Arel'den ilk kez "seni seviyorum" cümlesini duyuyordu. Öyle basit değil hem de, iliklerine kadar hissettirerek söylemişti genç adam. Aslı ne diyeceğini bilememişti. Utanmıştı ve kızardığını yanaklarında hissedebiliyordu. Birkaç dakika sakinleşmeye çalıştıktan sonra konuyu değiştirdi Aslı.

"Arel..." Derin bir nefes aldı. "Lütfen... Lütfen bir kere olsun birlikte dışarı çıkalım. Yaralarını sarmama izin ver." Arel ani bir şekilde yattığı yerden kalktı. Gözleri anında kızarmış ve dolmuştu. Başını ellerinin arasına aldı ve "Hayır" diye söylenmeye başladı. Aslı da doğruldu ve genç adama yaklaştı. Başının üzerinde duran o narin eli kavradı.

"Arel, bana bak." dedi yufka gibi bir sesle. Arel dönüp baktığında kız genç adamın yüzünü elleri arasına aldı. Yüzündeki yeni çıkmış sakallar genç kızın ellerini gıdıklamıştı.

"Gözlerin böyle dolduğunda derin denizlere benziyor, bakamıyorum. Ben yüzme bilmiyorum." Arel genç kızın yüzündeki ellerini tutup avuçiçlerine narin öpücükler kondurmaya başladı.

"Aslı... Beni zaten yeterince değiştirdin. Ben konuşamazdım, insanlara dokunamazdım, göz göze gelemezdim kimseyle. Sen o adamı bu hale getirdin. Ama korkuyorum. Bazı insanların yenemeyeceği korkuları vardır, bırak korkularımla yaşayayım." Aslı ne diyeceğini bilemedi bir an, duraksadı ve öylece gözlerine baktı genç adamın. Öfkelenmeye başlamıştı. Boşuna çabalıyormuş gibi hissettiriyordu. Yaşama karşı hiç cesaretinin olmaması Arel'i deli ediyordu.

"Korkularınla yaşamayı seçiyorsan, bensiz yaşamayı da seçiyorsun demektir." Ayağa kalktı ve ayaklarını yere vura vura kapıya doğru yöneldi. Arel'in kalbinde bir sızı belirdi.

"Bu ne demek şimdi?" diyebildi adam sadece.

"Ben senin korkun değilim, olmayacağım, olmak da istemiyorum. Ben senin cesaretin, umudun olmak istiyordum sadece. Ama beni çok yoruyorsun Arel. Birazcık, birazcık umutlansan? Hayatına boşuna girmişim gibi hissettiriyorsun, ve bu çok canımı yakıyor." Adam başını sağa sola salladı, gözlerini sımsıkı yumduğunda kirpiklerinde ıslaklığı hissetti.

"Anlamıyorsun. Anlamak istemiyorsun. " Kıza baktı ve bağırdı. "Korkuyorum Aslı! Dışarıdan, insanlardan, toplumdan, her şeyden korkuyorum ben!"

KİMSELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin