PART 19: Justin'in Sürprizi (!)

12.3K 386 17
                                    

2 Ay Sonra;

Birinin dürtüklemesiyle gözlerimi açtım. Karşımda bana 32 diş sırıtan Taylor’u gördüğümde sinirlerim bozulsada, gülümsemeden edemedim. Çünkü karşımda gerçekten masum bir şekilde duruyordu. Ona verdiğim mavi pijamalarla gerçekten tatlıydı. Saçlarını at kuyruğu yapmıştı ve kahkülleri önlerine dökülmüştü. Sarı saçları, teninin üzerinde parıldıyordu.

“Günaydın uykucu. Harry uyanmassan, gelip seni ölene kadar gıdıklayacağını söyledi.” Dediğinde yatağın başına sırtımı dayadım.

“Günaydın Tay. Gerçekten. Bir gün bırakında kendim uyanayım.”

“Bunu çok isterdik ama uzun süre uyanmayacağından korktuğumuz için bu riski göze almıyoruz.” Diyerek kıkırdadı. Dil çıkarıp ayağa kalktım ve dolabımın karşısına geçtim. Bugün biraz sevimli olmayı düşünüyordum. Bileklerimde biten siyah renkte dar bir pantolon giyindim ve üzerime beyaz renkte bana büyük gelen bir kazak geçirdim. Kazağın önünde iki tane çöp adam çizimi vardı. Biri kız, diğeri erkekti. Ve el ele tutuşuyorlardı. Aynada kazağımı incelerken gülümsedim ve ben giyinirken Taylor’un çıkmadığını farkedip, kaşlarımı kaldırarak ona döndüm.

“Sende sevgilin gibi sapık mısın?” Söylediğime gülerken, kollarımı göğsümün altında birleştirdim.

“Gerçekten güzel bir fiziğin var.” Dediğinde ellerimi belime koyarak tekrar aynaya döndüm.

“Heralde güzelim.” Söylediğime gülerken ben saçlarımı dağınık topuz yapma çabası içerisine girmiştim.

“Kalkmıyorsa bana haber vermen gere- demek kalktın!” Harry kollarını göğsünün üzerinde bağlarken, Taylor yanına gidip dudaklarına bir öpücük kondurdu. Hızla başımı çevirip, tokayı saçlarıma geçirdim ve birkaç saniye içerisinde bağladım. Onların sevgi gösterisini izledikçe sinirleniyordum.

Nedenini sormayın!

Bilmiyorum.

Telefonumun sesiyle saçlarımla uğraşmayı bırakıp, telefonumu elime aldım. Ne güzel! Sevgilim arıyordu.

“Hayatım?” diyerek telefonu açtığımda Harry gözlerini üzerime dikti. Taylor ise dolabımı karıştırıyordu.

“Bebeğim! Ben bugün stüdyoda olacağım. Akşama seni 8’de alırım. Biraz eğlenmeye çıkalım. Uzun zamandır evde takılıyoruz.”

“Pekala, sen öyle diyorsan.” Diyerek gözlerimi devirdim.

“Başka bir planın varsa sorun değ-“

“Hayır Justin. Dediğin gibi yapalım.”

“Hı-hım. Pekala. Akşam görüşürüz. Seni seviyorum.”

“Bende seni.” Telefonu kulağımdan uzaklaştırdım ve yatağın üzerine fırlattım. Çıplak ayaklarıma beyaz bir çorap geçirip dolaptan bulduğum beyaz Lacoste’u ayağıma geçirdim. Kafamı kaldırdığımda ikiside bana kaşlarını kaldırmış bir şekilde bakıyordum.

“Ne var?” diye söylendim.

“Anlaşılan biri ters tarafından kalkmış.” Diyerek odaya Zayn daldı.

 “Hayır ben gayet iyiyim.” Zayn yanıma gelip beni kucakladı. Şaşkınca sarılışına karşılık verirken, yanağıma bir öpücük bırakıp geri çekildi.

“Veda etmeye geldim.” Deyince neye uğradığımı şaşırdım.

“N-ne demek veda etmeye geldim? Zaynies!? Ne saçmalıyorsun!”

AGAIN // h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin