PART 35: Seni Öpmek İstiyorum

9.3K 317 25
                                    

“Günaydın kumrular!” diyerek mutfağa daldığımda ikisi hızla birbirinden ayrıldı. Mutfakta mı öpüşüyorlardı?

İğrenç.

Bu hallerine gülerken, ikisininde suratı renk değiştirmeye başlamıştı.

“Kahvaltı hazırlıyorduk..” diyerek cılız bir ses çıkardı Alexis.

“Belli oluyor.” Diyerek içeri girdim ve kahvaltı masasına bir göz gezdirdim. Güzel görünüyordu.

“Meg!” diyerek Chris beni uyardı. Ah hadi ama bu konuda benden dalga geçmememi isteyemezdi.

“Bakın çocuklar ben eve gitmeliyim. Sizde ikiniz romantik bir kahvaltı yapın.”

“Biz arkadaşız!” diye aynı anda itiraz ettiler. Söylediklerini karşısında gözlerimi devirdim. İnkar etmeseler çok daha iyi olurdu.

“Pekala dediğiniz gibi olsun kumrular. Her neyse, size afiyet olsun!” Yanaklarına hızlı bir öpücük kondurup kapının oradaki dolaptan çantamı aldım. Ayakkabılarımı ayağıma geçirirken yanıma Alexis geldi.

“Dün gece beni yalnız bırakmadığın için teşekkür ederim Meg!” Hızla bana sarıldı ve yanağıma bir öpücük kondurdu.

“Aşık olduğunda çok duygusal davranıyorsun Alex.” Hızla geri çekildi ve kızgınlıkla suratıma baktı.

“Seni sürtük! Beni utandırmaktan vazgeç.”

“Ah, özür dilerim. Hoşça kal.” Hızla kapıyı açıp dışarı çıktım. Bunlar gerçekten şapşallardı. Birbirlerini seviyor, öpüyor ve sonra inkar ediyorlardı. Ana caddeye çıkana kadar yürümek zorunda kaldım. Göt herifin evi öyle tenha bir yerdeydi ki.. Caddeye çıktığımda hızla bir taksi çevirip bindim. Eve gelene kadar o piç şoför’ün gözlerine katlanmak zorunda kaldım. Sürekli beni süzmesi… İnsanın gerçekten sinirini bozuyor.

Sapık herif.

Hızla parayı uzattım ve gerisini almadan arabadan indim. Hızla eve doğru yürürken, taksiciye bildiğim tüm küfürleri saydım. Size yemin ediyorum en kısa zamanda bir araba alacağım ve bu piç kurularından kurtulacağım. Çantamda anahtarları bulmak için büyük bir uğraş verdikten sonra bulmuştum. Eve girdim ve çantamı yere fırlattım. Ev hem sessiz, hemde pisti. Gerçek anlamda pisti. Kaç gündür temizlenmediğini düşünürsek, doğaldı. Sanırım Harry’nin canına okumadan önce gidip bir duş alsam iyi olurdu. Çantamı tekrar koluma taktım ve açık saçlarımı kafamda topuz yapmaya çalıştım. Dirseğimle kapımı açtığımda, kapıyı sadece yarım açabilmiştim. Bilin bakalım neden? Kıç kafalı Styles ayakkabılarını kapımın önüne fırlatmış! Yarım olan aralıktan içeri zar zor girdiğimde gördüğüm manzarayla çantam kolumdan fırlayıp yeri boyladı. Ellerim saçlarımda öylece kalakaldım. Yatağımın üzerinde bir adet Styles ve Delevingne vardı. V-vardı?! Benim yatağımda?!

İkisi. Sarmaş dolaş uyuyorlardı. Benim yatağımda?!

“HAROLD!!!!” Sesim tüm evde yankılanırken aniden yataktan fırladı. Şu durumda olmasaydık yani Cara denen kızla yatağımda yatmıyor olsaydı bu haline gülebilirdim. Çünkü cidden komikti.

Ama şu an değil.

“M-Megan?!” Gözlerini büyülterek yataktan fırlarken, yerdeki tişörtünü hızla kafasından aşağı geçirdi. Sinirle dişlerimi birbirine çarptım. Cara’da kafası karışmış bir şekilde yataktan kalkarken, sinirden deliye dönüyordum.

“Burada ne bok dönüyor?!” Ses tellerimin canına okurken, nasıl bu kadar çok bağırabildiğime inanın bende şaşıyordum.

“Bak Megan yemin ederim b-bir şey yapmadım!” Harry hızla yanıma geldiğinde yumruğumu omzuna indirdim. Acıyla haykırırken eli otomatik olarak omzuna gitti.

AGAIN // h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin