Medya:Umut
#Bölüm düzenlenmiştir.
İyi okumalar :)
Hayatta hiçbir şey umulduğu gibi olmuyor ve siz genelde geçmiş zaman ekleriyle acı kokan cümleler kuruyorsunuz mesela ' güvenebilirim sanmıştım ' gibi.
Ben Umut , bu benim hayatım , Benim hikayem.
Evin kapısından girdiğimde onu gördüm. Gülbin Teyzenin vasiyetinde bahsettiği Araf buydu demek. Esmer teni kara gözleriyle iyi görünüyordu. İyiden biraz fazlada olabilirdi her neyse.
Bana baktı. Gözlerinde ki karanlık çıkmaz sokağı gördüğüme yemin edebilirdim. Küçümser bir edayla ayağa kalktı ve bana doğru gelmeye başladı. Tam karşımda durduğunda
- ' Sen Gülbin Teyzenin bahsettiği kız olmalısın. Ben Araf ve sadece hatır için zorunluluktan buradayım ' dedi.
Neden bahsettiğini elbette biliyordum. Ben de hatır için buradaydım. Birbirimize yardımcı olacaktık. Bu hayatta en değer verdiğim insan Gülbişimdi. Ama o da beni bırakıp gitmişti.. arkasında sadece bir vasiyet bırakarak..
Gülbis vasiyetinde Araf ile birbirimize destek olmamızı istiyordu.. Sen Araf ' i düzelteceksin diyordu. Bana daha önce bahsetmediği bu adamla yaşayarak öğrenecektim onu.. karanlığını..
+' Biliyorum Araf ' deyip gülümsedim.
İlk defa biri karşısında gülümsemiş gibi bakıyordu. Şaşkın..
- Adın ne ? Dedi.
Biraz oyun oynamaktan zarar gelmezdi.
+ Adımı söylersem senin için çok kolay olmaz mı ? Zor seven birine benziyorsun. Deyip güldüm.
- Çocuk musun ? Adını bulacağım küçük çocuk. Dedi ifadesizce.
Ne bekliyordum güleceğini falan mı ? Bu adam hiç gülmez miydi be ? Açıkçası evet pek vakit geçirmemiştik ama en azından bakışları biraz yumuşak olabilirdi değil mi ?
- Neden hiç gülmüyorsun ?
+ Seni ilgilendirmez. Beni rahat bırak.
Deyip üst kata çıktı. Ben de peşinden gidip dolaba eşyalarımı yerleştirdim baya yorulmuştum ve hala bitmemişti , kıyafetleri halletmiştim ama özel eşyalarım kalmıştı.
Eşyaların maneviyatı yüksekse fazla değer verirdim , bu özelliğimi seviyordum , Elimi kutuya uzattım dünyada ki en değerli şeymiş gibi tutuyordum tam çekmeceye koyacaktım ki dayanamadım ve açtım.
İçinde aile fotoğrafım vardı , ne çok özlemiştim onları , hayatta olsalardı onları hiç üzmezdim ne derlerse yapardım eskiden kızdığım şeylere asla kızmazdım.
Ah! Hayat ne çok " Keşke " dedirttin. İnsan gerçekten bazı şeylerin değerini kaybedince anlıyordu. Ben fazlasıyla anladım ama iş işten geçti. Ailemle fazla kavgam , anlaşmazlığım olmamıştır ama keşke daha fazla vakit geçireydik demiyor değilim , değer bilmek önemli işte.
Onları kaybettikten sonra büyüdüm ben , acı insanı gerçekten olgunlaştırıyor , içimin bir yanı buruk olsa da eksik olsam da artık mutlu olmayı öğrenmiştim , ya da ben öyle sanıyordum hayatın bana ne getireceğini bilmeden ne olursa olsun güçlüyüm her şeye gülebilirim sanıyordum.
Düşüncelere daldığımı farkettim bütün gün odamda duramazdım , hem Araf'ı merak ediyordum ve tanımak istiyordum bu yüzden aşağı indim.
Araf koltukta oturmuş telefonuyla uğraşıyordu , karşısında ki koltuğa geçip oturdum ve bir süre onu izledim sohbey etmek istiyordum. Tam konuşacakken Araf bakmama dayanamamış olacak ki konuşmaya başladı.
- Bakmayı kes küçük çocuk.+ 22 yaşındayım küçük sayılmam deyip gülümsedim.
Soğuk gözlerle bir bakış atıp telefonuna geri döndü.
Onu konuşturmaya kararliydim. Ne yaşadığını merak ediyordum. NEDEN hiç gülmüyordu neden bu kadar soğuktu mesela..
Bence insan ne olursa olsun gülmeliydi. Hayat buydu çünkü. O sana tuzaklar hazırlar sen de gülüp geçersin.
- Neden hiç gülmüyorsun ?
Diye sorduğum da çok sinirlendi. Neden bu kadar sinirlenmişti ki alt tarafı bir soru
+ Bana bak küçük benimle ilgili bir şeyler öğrenmek zorunda değilsin tamam mı kes o lanet sesini
Çok şaşırmıştım. Tabikide ona bağırmayacaktım. Sinirlenmedim de onu anlamaya çalışıyordum.
+ Tamam , susuyorum ama şimdilik Dedim ve gülümsedim.
Bir süre sustuk. Araf televizyon izliyordu. Yanına oturdum o televizyon izlerken ben de gülerek onu izliyordum.
Birden aklıma bir şey geldi. Onu mutlu edebilirdim. Güldürebilirdim. Yukarı çıkıp dar paça bir kot ve üzerine bordo renk üzerinde HOPE yazan bir tişört giydim.
mavi saçlarımı da toplayıp evden çıktım.Araf.. insan bir nereye gidiyorsun der ya İnsan değil saf odun mübarek.
Marketten bolca çikolata alıp eve döndüm.
Yukarı kata koşarak çıktım ve çikolataları Araf ' ın yatağının üstüne bıraktım
Ve bir not ekledim.
Çikolata gülümsemek için güzel bir sebep bence
Çikolata bizi gülümsetiyorsa hala UMUT var demektir...
Evet birinci bölümün sonuna geldik :)
Bu benim ilk hikayem umarım destek olursunuz :)
Hatalarım olabilir mazur görün lütfen :)Betül Eryılmaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ UMUT
Teen FictionAile hasreti çeken iki kalp... İki kalbi birleştiren vasiyet... Peki sadece bir vasiyet miydi iki hayatın birleşmesini sağlayan ? Yoksa saklı acılar mı ? Umut ve Araf'ın hikayesi 14. Bölümden ; Göz altları şişmiş mor rengini almıştı bembeyaz teni sa...