Bölüm şarkısı : Athena - kendi yolumda.
" Kalbimiz harabe bizim , altından kim çıkar ? "
İyi okumalar.
Uygar'dan
Selin , hayatımda en değer verdiğim kişi kız kardeşim...
Onunla yan yana gezerken bile omzuna kolumu atardım ki sevgili sansınlar kimse yaklaşmasın bakamasın güzelime ben onu dışarıdaki itten kopuktan korumaya çalışırken o Neşter'e kurban gitmişti.
Onu koruyamadım ben...
Duyamayacaktım ya bir daha abi diyen sesini , ondan dı içimde ki acı.
Şu an hızla Selin'in olduğu depoya sürüyorum arabamı , sana geliyorum abiciğim bir umut var içimde yaşıyorsun biliyorum. Bırakamazsın ki sen abini.
Depoya ulaştım ama ortada depo falan yoktu harabeye dönmüştü , bir süre donakaldım öylece.
Sarsılmaya başladım , kendime geldiğimde Araf karşımdaydı , Umut korkulu gözlerle bana bakıyordu. Koşmak istedim tuttular beni ağlamak istedim akmadı yaşlar , o harabenin altında katiliyle beraber yatıyordu benim güzelim, karanlıktan korkardı o...
Araf'tan ;
Uygar'ı hızla arabaya bindirip eve doğru sürmeye başladım.
"Özür dilerim kardeşim" dedim. "Gerçekten bir işe yaramayacak ama çok özür dilerim."
"Ne özürü Araf?" Dedi Uygar.
"Selin'i kurtaramadım."
"Saçmalama Araf , zaten başım çatlıyor sinirlerimi bozma benim."
"Tamam kardeşim eve gidelim , biraz uyu kendine gel" dedim ne diyeceğimi bilemiyordum , fazlasıyla vicdan azabı çekiyordum.
Eve geldiğimizde , Uygar'a zorla yemek yedirip uyku ilacı içirdim. İçeride uyuyordu.
Bu arada da kazı işlemleri başlamıştı , cenazeyi bir an önce defnetmek istiyordum.
Umut karşıma oturdu , yüzü bembeyaz gözaltları mosmordu , onun da uyuması gerekiyordu , kolu da acıyor olmalıydı.
"İyi misin ? " diye sordu.
"Kurtaramadım." Dedim , "İyi olsam ne olur ? "
"Senin suçun değildi Araf , biliyorsun. "
"Kurtarmalıydım. " dedim.
"Biraz uyu. " dedi.
"Uyuyalım." Dedim.
Koltuktan kalkıp yanına gittim , göğsüme yatırıp kolunu okşadım.
"Acıyor mu ? " diye sordum.
Elini kalbimin üzerine koydu. " Burası kadar değil" diye fısıldadı ve gözlerini kapadı.
Şu evin çatısı altında ki herkesin kalbi , o altında iki ölü olan depo kadar harabeydi.
Umut'tan ;
Cenaze işlemleri halledilmiş ve üzerinden üç gün geçmişti. Uygar ortada yoktu. Araf ile onu arıyorduk şu an.
"Araf sürekli barlara bakıyoruz ama , kafa dinlemek için sürekli gittiği bir yere gitmiş olabilir mi ?" Diye sordum.
Araf biraz düşündü araba yavaşlarken.
"Tabii ya ben niye bunu düşünmedim " dedi.
"Ne oldu ?" Dediğimde cevap vermedi.
Bir süre hiç konuşmadık. Araba durdu. Kafamı kaldırdım , burası cennet falan mıydı ?
Filmlerde ki gibi bir yerdi burası , yeşilliklerin içinde bir ağaç , ağacın dalında bir salıncak , salıncağın yanında ise Uygar.
Uygar'ın yanına ulaştığım da ağlıyordu. Çok kisa sürede tanıyordum onu ama çok seviyordum. Ağlaması isteyeceğim son şeydi.
"Uygar ?" Dediğimde bana baktı yanına çöktüm sarıldı.
"İyi olacağız , inan" dedim kulağına.
" Onu çok özledim " dedi.Bir şey diyemedim özlemekti bu ölmekle eş değer. Bir daha göremeyeceğini bilmek ne kadar acıydı.
"Sizi daha iyi anlıyorum şimdi Umut. " dedi. Ailelerimiz aynı kişi tarafından öldürülmüştü. Anlıyordu artık.
"Aynı dili konuşanlar değil , aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilir derler. " dedi Araf.
"Yapayalnız kaldım. " dedi Uygar.
"Biz neyiz burada ?" Dedi Araf.
Uygar bana dönüp " Kardeşim olur musun Umut ?" Deyince ne yapacağımı bilemedim.
Ailem olacaktı , hep bir abi istedim ben babam yoktu ki arkamda kimse yoktu. Kötü olduğumda destekçim yoktu.
"Olurum. " deyiverdim.
Üçümüz sarıldık sıkıca , bizi kimse ayıramazdı sanki , kenetlendik.
Acılarımız bizi bir araya getirip aile yapmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ UMUT
Teen FictionAile hasreti çeken iki kalp... İki kalbi birleştiren vasiyet... Peki sadece bir vasiyet miydi iki hayatın birleşmesini sağlayan ? Yoksa saklı acılar mı ? Umut ve Araf'ın hikayesi 14. Bölümden ; Göz altları şişmiş mor rengini almıştı bembeyaz teni sa...