Nur ve Boğaç gittiğinde ortalığı toparlayıp Araf ' ın yanına geçtim.
Araf umursamaz bir şekilde bana bakıp ;
" Boğaç senin sevgilin mi ?" Dedi. Açıkçası baya şaşırmıştım , bir yandan da sevinmiştim sonuçta merak etmişti değil mi ? Ama yanlış anlaşılmak istemiyordum.
" Hayır Boğaç benim abim gibidir. " deyince yüzünde bir rahatlama ifadesi gördüm.
İçimde bütün organlarımda dolaşan mavi kelebek bana " Araf'ın kıskanma ihtimalini fısıldıyordu , ben de ona inanmayı tercih ettim.
" Sen bana emanetsin sonuçta " deyince Araf ,
mavi kelebeğim hayal kırıklığıyla kanatlarını çırpmayı bıraktı.Emanet deyince Gülbişimi anımsadım , o kadar özlemiştim ki yokluğu o kadar kötüydü ki..
" Onu çok özledim " deyiverdim. Araf bunu beklemiyor olacaktı ki yüzüme bir anlık şaşkınlıkla bakıp bakışlarını halı desenlerine sabitledi.
" Ben de " deyince şaşırma sırası bendeydi , Araf duygularını hep içinde yaşıyordu bana bunu demesi ne bileyim hem tuhaftı hem de beni sevindirmişti.
Saate baktım 21:00 dı.
" Burada olsaydı şu an kahve falı bakıyordu bana ve genellikle esmer bir erkeğin evde kalmaktan kurtaracağını söylerdi " Aferin Umut bravo sana bir de falımda hep çıkıyordun yakışıklı evlen benimle deseydin ya da eline silah alıp Ya benimsin ! Ya kara toprağın ! Falan..
" Öldüğüne hiç inanasım gelmiyor , tamam her zaman yanımda değildi ama hep ihtiyacım olduğunda ve hep Ocaktan hazirana kadar benimleydi , diğer aylar da seninle değil mi.?"
" Evet madem birbirimize iyi gelecektik neden daha önce tanıştırmadı ki "
Açıkçası kafamda çok fazla soru vardı , aramızda çok fazla sır ve çok fazla saklı acı.
Gülbin Teyze Araf'tan hiç bahsetmemisti yoğun acılar yaşadığım günlerde onunla tanışmıştım garip bir şekilde ona kanım çok çabuk kaynamıştı desteklerini asla unutamazdım , Araf'ın da benim gibi olduğunu biliyordum.
"NASIL tanıştınız ? Anlatsana " diye sordu Araf..
...Geçmiş...
Uçurumun kenarında öylece duruyordum , daha acısız intihar yolları aklıma gelmişti , ama ben ailem gibi acı çekerek ölmeyi tercih etmiştim , artık nefes almak bana işkence gibi geliyor aldığım her nefes bana batıyordu yaşamak hiçbir zaman bu kadar itici gelmemişti ailem gözlerimin önünde acı çekerek ölmüşlerdi ve ben hiçbir şey yapamayıp sadece izlemiştim şimdi ise onlara kavuşacaktım sonunda gözlerimi kapatıp düşmek için sabırsızlanan o gözyaşı nın kirpiklerimden aşağı intihar etmesine izin verdim sıra bendeydi kollarımı açıp kendimi bırakacağım sırada bir kol beni kendine doğru çekti ve yere fırlattı bana bağırmaya başlamıştı hareketlerinden anlaşılıyordu ama ben duymuyordum sadece sesi kulaklarıma uğultu gibi geliyordu , yanağımda bir sızı hissettiğimde kendime gelmiştim kafamı kaldırıp ona baktım
" Sana diyorum duymuyor musun ne yaptığını sanıyorsun sen ? "
" B-ben kurtulmak istiyorum bırak beni " deyip uçuruma koşacağım sırada tekrar izin vermedi.
" Ölüm kurtuluş mu sanıyorsun aptal kız ?"
" Sanane ya bırak beni " çirkefleşmeye başlamıştım zaten sinirlerim altüst durumdaydı bir de bu kadınla uğraşamazdım.
" Yürü gidiyoruz " deyip beni kolumdan tutup daha önce farketmediğim siyah arabasına sürüklemeye başladı.
Sesimi çıkaramıyor sadece istediğini yapmasına izin veriyordum nasıl olsa daha sonra bir şekilde ölecektim. Er ya da geç..
Ne zamandır uyuyorum bilmiyordum ama uyandığımda tanımadığım bir yatak odasındaydım.
O kadın " Ah tatlım uyandın sonunda " dedi. " Ben Gülbin "
" Umut " dedim nedenini bilmediğim bir şekilde kadına kanım ısınmıştı bana güven veriyordu , ölmek isteyen biri bunları dert etmezdi zaten.
" Ne güzel ismin var Umut "
" Ben gitsem iyi olur " deyip ayaklandım.
" Hayır bundan sonra benimlesin gittiğinde tekrar ölmek isteyeceksin biliyorum izin vermeyeceğim Umut , isminin hakkını vermeni istiyorum bir umut yasamanı istiyorum intihar bir kurtuluş değildir ve cesurların değil korkakların işidir "
" Beni tanıyan tek kişi sanırım Gülbişim " deyip acı bir gülümseme kondurdum yüzüme onu çok çok çok özlemiştim.
" En sevdiğin renk mavi , çünkü sonsuzluğu temsil ediyor gökyüzünü ve denizi çok seviyorsun gökyüzüne her zaman büyülenmiş gibi bakıyorsun teninin bile mavi renk olmasını istiyorsun , saçını boyarken elinin her yerini mavi yapıyorsun ve hiç elinden bu renk gitmesin istiyorsun , em sevdiğin şarkı Alışırım gözlerini kapamaya sesin çok güzel ama sen her seferinde bunu reddediyorsun çikolata vazgeçilmezin okulda en arkadaki çekingen kimseyle konuşmayan insansın onca acıya rağmen gülebiliyorsun çünkü mutsuzluğu çok fazla yaşadığın için mutluluğun kıymetini biliyorsun gözlerini şaşı gibi yapıp poz vermeyi seviyorsun bazen sıkılınca aynanın karşısında yüzünü garip şekillere sokuyorsun çok farklısın Umut o gün Gülbin Teyzenin dediği gibi isminin hakkını veriyorsun "
Ve devam etti Araf;
"Seni tanıyan tek kişi Gülbin Teyze değil Umut.. ha ne dersin ? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ UMUT
Roman pour AdolescentsAile hasreti çeken iki kalp... İki kalbi birleştiren vasiyet... Peki sadece bir vasiyet miydi iki hayatın birleşmesini sağlayan ? Yoksa saklı acılar mı ? Umut ve Araf'ın hikayesi 14. Bölümden ; Göz altları şişmiş mor rengini almıştı bembeyaz teni sa...