Oyun başlıyor... Ateş ve Ayşem'in aileleri ve arkadaşlarına karşı oynayacakları oyunun ilk günü bugün... Düğün günü...
Çok kalabalık yok sadece çok yakınlar çağrıldı. Misafirler alt katta salonda gelin ve damadın gelmesini bekliyorlardı bahçeye çıkmak için. Hava güneşli de olsa henüz şubatın ortalarında olunması sebebiyle soğuktu. Yapılan süslemeler ve hazırlıklarla ne kadar mükemmel görünse de insanlar beklerken donmak istemezdi doğal olarak.
Hakan merdivenlerden inen Alev'i görünce gözlerine inanamadı. Giydiği elbise...Allah'ım bu bizim Alev mi diye düşündü. Gözünü alamadı ondan. Vücudunu saran kırmızı bir elbise giymişti ve bu elbise onu adı gibi Alev Alev gösteriyordu resmen. Ama bu kız resmen... resmen çok.. çok seksi ve tabi ki güzel görünüyordu.Hakan bir an düşündüklerinden rahatsız oldu. "Alev oğlum o, kendine gel. Hani kardeşim dediğin adamın kardeşi. Yani kardeşin sayılır. Tövbe tövbe..."
Hakan aptalca söylenip dururken Alev yanına gelmişti bile ve
"Abim Ayşem'i görünce bayılabilir." demişti Hakan'a.
"Niyeymiş o küçük cadı?" Küçük kelimesine özellikle vurgu yapmıştı niyeyse.
"Ne cadısı ya cadı değilim ben hele ki küçük cadı hiç değilim."
"Sen mi cadı değilsin, haha güldürme beni sen bizi sulu götürüp susuz getirirsin kızım. Küçüksün ayrıca."
"Bana bak, evet cadıyım diyelim ama küçük falan değilim tamam mı? Abim evlendiğine göre sıra da bana gelir artık. Küçük müymüşüm görürsünüz."
"Alemsin Alev sen mi evleneceksin? Acırım seni alacak adama ya. Hem niye bayılabilirmiş abin bakayım?"Alev bozulmuştu Hakan'a ama onu küçük görmesine mi üzülsün yoksa evleneceği adam için söylediklerine mi bilemedi.
"Niye olacak canım, öyle güzel ki Ayşem. Çok sade bir gelin ama o halde bile harika görünüyor. Üstündeki gelinlik bile sayılmaz, neden inat ettiyse zaten o elbisede hiç anlamadım ama onun içinde bile prenses gibi."
"Hmm anlaşılan sen abartılı bir gelinlik giyeceksin."
"Tabi ki abartılı değil ama mutlaka gelinlik giyeceğim ben. Çok güzel bir gelin olacağım yani."
Hakan gülümsedi sadece ve ekledi "Sen öyle diyorsan öyledir kuzu."Alev atıldı hemen. "Bana bak Hakan bana sadece abim kuzu diyebilir sen değil. Küçük kardeşin değilim ben senin."
"Tamam kızım ya niye kızıyorsun şaka yapıyorum sadece ama abin sayılırım sonuçta ne var desem?"
Ne diyorum ben ya Allah Allah... hayır neyi ispatlama derdindesin gerzek herif?Hakan içinden söylenedursun Alev kalbi kırık bir şekilde bakıp kalmıştı Hakan'a. Çünkü seviyordu Hakan'ı. Uzun yıllardır aşıktı hem de ama o hep kardeşi gibi davranıyordu ona ve Alev ister istemez hırçınlaşıyordu işte. İmkansız aşktı Hakan artık kabul etme zamanı gelmişti anlaşılan.
"Diyemezsin işte, bir tane abim var zaten ikinciye lüzum yok. Sen arkadaşım ol yeter." Hayır hayır Hakan arkadaşım olma ya olma işte.
"Peki küçük hanım".
Alev öyle bir sinirle baktı ki Hakan'a yine küçük deyince. Hakan teslim olur gibi ellerini kaldırdı hemen ve "Tamam tamam yok...küçük yok... arkadaşınım güzellik."
Alev gülümsedi sonunda ve annesini bulmak için arkasını dönüp uzaklaştı Hakan'ın yanından.
Hakansa arkasından bakakaldı Alev'in o güzel kalçalarına. "Allah'ım aklımı koru..."Ayşem'den
Heyecandan ölebilirdim şu an. Hazırdım, birazdan nikahımız kıyılacaktı. Annem de benim kadar heyecanlıydı. Çok güzel olduğumu söyleyip duruyordu. Alev yaptığı espirilerle biraz olsun gerginliğimi alıyordu ama o da annesine bakmak için çıkıp gitmişti.
Ne yapacaktım nasıl olacaktı, kafam düşüncelerle dolup taşıyordu. Dün arkadaş olmaya karar vermiştik. Ateş'i en son kahvaltıda görmüştüm ve saatler oldu. İkimiz de hazırlanmak için ayrılmıştık. Ev kalabalıktı, en son Ateş'in ailesiyle Hakan gelmişti. Alev misafirlerin de geldiğini söyledi ama ben onlarla henüz karşılaşmadım tabi. Ben bir sağa bir sola gidip gelirken yorulmuş haldeyken kapı tıklatıldı.
"Girin." dedim.
Kapı açıldı ama arkasında kaldığım için geleni göremedim ama annemiz ağzının kulaklarına varmasından "Gel oğlum ben ineyim, siz de gecikmeyin daha fazla" demesinden Ateş olduğunu anlamak zor değildi. Birden kalbim göğsümden çıkacak sandım.
Yüzünü görmeden bu hale geldin ya aferin kızım sana. Derken Ateş kapıyı kapattı. Yavaşça bana döndü ve gözgöze geldik.Ateş'ten
Kalbim duracak gibiydi. Gerçekten evleniyordum sanırım. Oyun olduğunu bilsem de, bu biraz tuhaf hissettiriyordu nedense. Bu kadar heyecanlı olmama mantıklı sebep aramaktan yoruldum aslında ama sanırım buldum. Heyecanlıyım çünkü oyunun anlaşılmasından korkuyorum ben. Başka ne olabilir ki?
Ayşem herkese bizim diye söylediğimiz ama aslında benim olan odada hazırlanıyordu ve Alev hazır olduğunu söyleyip gittiğinden beri gitmek için cesaretimi toplamayı bekliyorum. Beni neyin beklediğini biliyorum çünkü. Ayşem'in ne kadar güzel olduğunu tahmin etmek için görmeye bile gerek yok. Bu bilmek beni niye korkutuyor? Asıl o kısım zor. Biliyorum ki onu gördüğüm an hislerimi dizginlemek zor olacak hele ki arkadaşız dedikten sonra. Ama mecburum gidip almalıyım onu herkes bizi bekliyor.
Cesaretimi toplamışken vakit kaybetmeden odamın kapısını tıklattım ve müstakbel karımın "Girin" demesiyle kapıyı açtım. Sevgili kayınvalidem bizi yalnız bırakmak için dışarı çıktı. Şimdiden seviyorum bu kadını, tabi onun beni benimsemesinin de etkisi büyük. Kapıyı kapatıp arkamı dönmemle göz göze geliyoruz. Allah'ım bu kadar güzel olmak zorunda mı? Bakışlarımı çekmeden söylüyorum aklımdan geçeni "Çok güzelsin Ayşem."
Gözlerini gözlerimden ayırmadan cevaplıyor beni "Teşekkür ederim sen de harika görünüyorsun."
İşte bu gururumu okşuyor, öyle içten söylüyor ki onun da beni beğenmesi hoşuma gidiyor. "İnelim mi?"
"Olur."Ayşem'den
Ateş'in kolunda merdivenlerden iniyordum. Herkes bizi alkışlıyor ve gülümsüyordu. Bense çok fazla gerilmiştim. Bu oyunu nasıl kabul ettiğimi gözümü nasıl bu kadar kararttığımı bilmiyorum. Pişman olmaktan ölesiye korkuyorum. Zoraki gülümsemekten de yüzüm ağrıyacaktı bu gidişle. Ateş... hayatımın aşkıyla birazdan evleneceğim ama herşey o kadar karmaşık ki. Ben ona aşığım ama arkadaşız gibi davranmak zorundayım. Ailelerimize karşı ise aşık gibi davranmak zorundayız. Evleniyoruz ama aslında bu bir oyundan ibaret. Kalbim sıkışıyor resmen. Bir an önce olsa bitse herşey ve ben işime geri dönüp rahat bir nefes alabilsem.
Yine uzun bir aradan sonra sizlerleyim. Okuyucu sayısı 800ü aşmış, çok mutluyum. Daha dün gibi başlayalı ama aylar olmuş. Düğün bölümü uzun olacak diye parçalara ayırdım. Ayrıca artık Hakan ve Alev'i de ortaya çıkarmanın vakti gelmişti. Umarım hoşunuza gitmiştir. Teşekkürler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEĞER SENMİŞSİN
Художественная прозаKüçük yaşta annesini kaybetmiş, çocukluğu yapayalnız geçen Ateş... Annesiyle birlikte ülkesini terkedip giden ve baba özlemiyle büyüyen Ayşem... Yıllar önce yolları keşişen Ateş ve Ayşem yıllar sonra bir araya geldiklerinde birbirlerini tanıyabilece...