34.Bölüm ~ Ateş'in Gerçeği

212 11 7
                                    

Merhabalar. Soğuk havalar, hastalıklar derken gecikme için özür dilerim. Keyifli Okumalar...

Yazardan

" Baba ben sana yalan söyledim. Şimdi bundan pişmanlık duysam da o gün bu yaptığım en doğru şey gibi gelmişti bana."

Mehmet Bey Ateş'in söylediğini duyunca yerinde huzursuzca kıpırdandı

" Hastanede, o kadar kötüydün ki... ben korktum. Çok korktum baba. Yıllarca sana kırgın kalmıştım evet ama bu başka birşeydi. Seni kaybetmekten çok korktum. Yıllar sonra kavuşmuştuk biz ve baba oğul olarak belki de yaşanacak güzel günlerimiz olacaktı daha.. ama sen ard arda kriz geçirirken benim elimden hiçbir şey gelmiyordu. Ta ki... sen bana Ayşem'le evlen diyene kadar.

Son isteğinin bu olduğunu söyledin bana. O kadar saçmaydı ki. Ben... herkesin gözündeki ağır çapkın Ateş, evlenecektim. Hem de sevgiymiş aşkmış diye bir şey yok derken... evlilikten yıllarca kaçmışken...
Sırf babam istedi diye, sevmediğim hatta tanımadığım bir kızla evlenecektim.. baba lütfen bakma öyle. Yalan mı? Ayşem'i sevecek kadar tanımıyordum ki ayrıca sana da hep kırgındım. İş dışında ne dersen burnumun dikine gidiyordum biliyorsun. Aklımca seni cezalandırıyordum. Ama sen öyle bir zamanda öyle bir istekle çıktın ki karşıma, ben vicdanımı susturamadım. Yaptım bir hata. Ben bir oyun..."

Kapı çalınınca Ateş'in cümlesi yarım kaldı. Neyse ki sekreter kahveleri bırakıp hemen çıktı.

"Baba çok fazla kahve içmemen gerekiyor biliyorsun değil mi?"

"Devam et seeen. İçmiyorum çok. Ama bugün ihtiyacım olacak gibi. Baksana sen hiç iyi şeyler söylemeyecek gibisin."

"Yok baba aksine çok güzel şeyler söyleyeceğim. Evet bana biraz kızacaksın belki ama yine de... neyse. Devam edeyim o zaman ben."

Ateş derin bir nefes aldı. Kahvesinden bir yudum aldı ve başladı anlatmaya.

"Ben sana bir oyun oynadım baba... sen bana Ayşem'le evlen deyince ve ben buna asla dediğimde sen tekrar bir kriz geçirdin. Bu beni mahvetti. Düşündüm. Ben bugüne kadar senin için ne yaptım? Bir evlat olarak seni üzmekten başka ne yaptım diye sordum kendime. Sen ellerimden kayıp gidiyordun ve bu defa yapacak birşey olmalı dedim. Aklıma da iğrenç bir oyun geldi. Ayşem'i aldım karşıma. Benimle evlen dedim. Babam için sonunda birşey yapabileceğime karar verdim dedim. Son isteğinin bu olduğunu ve benim bunu yapmaktan başka bir çarem olmadığını söyledim. Bana yardım etmesini istedim. Oyundan evleniriz, babam iyileşince de boşanırız dedim. Sevmeden evlilik yürümez dedi. Olsun zaten çok uzun sürmeyecek, gerçek bir evlilik olmayacak dedim. O kadar saçma bir teklifti ki, Ayşem gibi mantıklı bir kızın kabul edeceğini söyleseler asla inanmazdım ama etti. O kadar vicdanlı ki. O kadar iyi niyetli ki baba."

"Biliyorum öyle."

"Neyse sonra başladı oyunumuz. Herkese birbirimizi sevdiğimizi söyledik. Çünkü kimseyi üzmek, zorla evlendiğimizi belli etmek istemedik. Hatta ben Hakan'a bile ilk kez yalan söyledim. Ama sonra öyle birşey oldu ki baba... ben yani..."

"Dur ben söyleyim ahmak oğlum."

Ateş şaşkınlıkla babasına baktı. Babası hiç böyle hakaret etmezdi ona.

"Ne? Ahmaksın tabi yalan mı yani? Sonra Ayşem'e aşık oldum diyeceksin değil mi? Ahmaksın işte. Saf oğlum benim. Sen Ayşem'e sonradan falan aşık olmadın. Sen daha o zamandan aşık olmuştun ama farkında değildin. Peki benim saf gelinim ne zaman anladı?"

"Neyi anladı?"

"Sana aşık olduğunu tabi ki neyi olacak?"

"Baba.. sen ne.."

MEĞER SENMİŞSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin