9.Bölüm~ Kızım Mı Dedin Sen Bana?

248 13 2
                                    

Ateş'ten

Kendimi yorgun hissediyordum doktor sandalyeyi gönderene kadar uyumaya karar verdim. O anda Ayşem düştü aklıma. Yasemin kokulu melek... ama konuştuğunda cadının teki oluyor nedense. Gerçi ben de hakettim ama, kızı sinir etmek için neler dedim. Ama sinirlenince o kadar güzel olmasın o da. Elimde olmadan sinir ediyorum hem onu, o kızdıkça daha da kızdırasım geliyor anlamadım ki niye?

Gözleri çok güzel, çok da tanıdıktı daha önce görmüşüm gibi ama nerde? Saçmalama oğlum görsen unutur muydun bu guzelliği, o koku kalırdı kesin aklında diye düşünürken aklıma geldi.

Cevat amca kızının yurtdışında ünlü olduğunu söylemişti. Geçen yıl deyip durdu ama o cadı adama izin vermedi ki bir türlü. Acaba geçen yıl ne olmuş diye merak ediyordum ki aklıma nete bakmak geldi.

Başucumdaki komidinin üstündeki telefona uzandım. Google'a Ayşem Erdağ yazdım ve arama tuşuna bastım. Karşıma bir sürü başlık çıktı ama ilk dikkatimi çekene tıkladım. "Genç cerrah ilk naklini gerçekleştirdi." Heyecanla açıklamayı okudum.
"İngiltere'de kalp cerrahı olan Türk doktor mesleğinde henüz dört yıllık olmasına rağmen başarılı bir kalp nakli gerçekleştirdi. İngiltere'de yaşayan ve eğitimini orada tamamlayan Ayşem Erdağ 31 yaşında genç ve başarılı bir doktor. 21yaşında trafik kazası geçirip hayatını kaybeden bir hastanın kalbini 36yaşında kalp yetmezliği olan hastasına nakil eden Erdağ, adını şimdiden tüm dünyaya duyurdu..." Devamında yazanlar ailesiyle ilgiliydi ve ben merak ettiğimi öğrenmiş bulunuyordum. Ben de kıza resmen tecrübesiz demiştim, ne dese haklıydı. Düşünürken uykuya dalmışım.

.......................

"Baba biraz abartmadın mı?"
"Neyi abartmışım?"
Aysemle babası hastanenin karşısındaki restaurantta yemek yiyorlardı.
"Neyi olacak ben Mehmet Bey'in doktoruyum Ateş Bey de hasta yakını tabi ki resmi olmak zorundayım, resmen çocuk gibi azarladın beni"

"Mızmızlanma kızım geleli bir yıl olacak bir tane bile arkadaş edinemedin. İş diye kafayı yiyeceksin yakında, ben de korkuyorum haliyle"
"O kadar da değil baba"
"Ne değil hani göster arkadaşlarını. Geldiğinden beri naptın? Gezdin mi hiç Ankara'yı? Arkadaş buldun da dışarı çıkıp brşeyler mi yaptın? Üzülüyorum kızım, gençsin sen, hayatın tadını çıkar. Kapattın kendini hastaneye."

Ayşem bezmiş bir şekilde baktı Cevat'a.
"Hem Mehmet Bey deyip durma adama Mehmet amcan o senin. Alev ile Ateş de onun çocukları ve senin arkadaşın olsunlar istiyorum. Biz yıllardır kardeş gibiyiz Mehmet'le. Ayrı şehirlere düştük yine de sık sık bir araya geliyoruz artık ortaklık da var daha çok bir arada oluruz. Sen de biraz yaşıtlarınla gorüş arkadaşlık et istiyorum."

"Tamam baba denerim. Alev'le iyi anlaştık zaten, çok iyi ve saygılı bir kız ama Ateş için aynı şeyi söyleyemem."
"Ne yani yakışıklı degil mi?"
Ayşem utandı "Baba ne diyorsun Allah aşkına"
"Kızım niye utanıyorsun biz arkadaş değil miyiz? Sen değil miydin liseyken beni arayıp aşık oldum diyen"
"O zaman küçüktüm"
"Olsun o uyuz herifle de ilişkini ilk bana anlatmıştın"

"Baba Kenan'dan bahsetmesek"
"Tamam da uyuzdu işte. Görür görmez sevmemiştim onu, gördük zaten sonunda nasıl bir insan olduğunu. Neyse kurtuldun ya ona şükür. Lafı değistirmeyelim Ateş'in yakışıklılığından bahsediyorduk" gülüyordu Cevat.
"Baba napalım yakışıklıysa, arkadaş olmak için yakışıklı mı olması gerekiyor yani"
"Birşey yapmayalım da ama kabul et sen de, zaten bütün kızlar hasta çocuğa bak hiç rahat vermiyorlar hergün televizyonlarda"

"Yakışıklıysa yakışıklı ama gıcık. Hiç sevmem öyle çapkın tipleri"
" Bende kızıyorum o hallerine, bakma şimdi şakaya vurduğuma ama çocuğun ne yasadığını bilemeyiz. Anlattım sana zor bir hayatı oldu. Sizin aranızda nasıl bir tartışma oldu bilmiyorum, hem yanlış bir zamanda tanıştınız ama bak sen de biraz anlayışlı ol çocuğun hayattaki en yakını hasta, kendisi kaza yaptı. Hem onu aslında çok tanımasam da iyi bir çocuk biliyorum. Hani siz küçükken biz onlara git..."

MEĞER SENMİŞSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin