37.Bölüm ~ Doğumgünü, Hakan'ın zor günü

75 6 0
                                    

Merhabalar uzun zaman oldu. Umarım çok kızgın değilsinizdir bana. Bulduğum ilk fırsatta işte burada sizlerleyim. Keyifli okumalar...

Ateş'ten

Kuyumcudan kolyeyi aldım eve döndüm, neyse ki doğumgünü cadısı gitmiş.

Bir duş alıp hazırlandım. Salonda Ayşem'i bekliyordum. O ara telefon çaldı.

"Efendim Hakan?"

"Abi biz geldik, kulüpteyiz. Yalnız Alev çantasını unutmuş kaldığı odada. Onu getirsinler diyor."

"Allah allah, aşık mı bu kız aklı beş karış havada."

"Öhöö öhöö öhö..."

"Ne oldu lan, iyi misin?"

"İyiyim Ateş, ben... boğazıma şey kaçtı da şey oldu."

"Haa tamam, söyle getiririz çantayı ama neredeymiş nasıl birşeymiş? "

"Siyahmış, yatağın üstünde diyor."

"Kendi niye aramadı, korktu değil mi kızarım diye?"

"Yok abi ya oje sürüyor, bir yandan da emirler yağdırıyor sağa sola işte."

"Anladım birader Allah sabır versin çalışanlara. Hadi unutmadan çıkıp alayım şu çantayı. Görüşürüz."

Tam merdivenlere yönelmiştim ki onu gördüm. Yavaş yavaş iniyordu basamakları, bir prenses misali hem de. Çok güzel olmuş. 'Güzel' yetersiz kalır belki de...muhteşem görünüyor. Tanrım.. yırtmaç mı o? Kahretsin.

Bütün gece herkes karıma bakacak. Katil olmazsam iyidir.

"Güzel görünüyorsun."

"Teşekkür ederim. Çıkıyor muyuz?"

"Evet ama kuzu çantasını unutmuş onu alıp geleyim."

"Olur."

Hızla gidip geri döndüm. Merdivenlerde yavaşladım ve onu izlemeye başladım. Ne yapayım bir haftadır doya doya bakamadım. Camdan bahçeye bakıyordu. Tanrım, harika bir manzara. Gidip arkasından sarılsam, kokusunu içime çeksem doya doya, 'Seviyorum' desem. Ne der acaba, ne tepki verir? Bu kadar güzel olmak zorunda mı?

Bir haftadır uzak durayım diye kırk takla attım zaten. Çalışma odasından çıkmadım geceleri, yatağa gitsem dayanamayacağım çünkü. Sarılmadan nasıl uyku tutar ki artık, aynı yatakta?

"Çıkalım mı Ayşem?"

"Tabi."

Ayşem'den

Bu uzak halleri soğuk bakışları mahvediyor beni. Ankara'dan döndüğünden beri normale dönsün diye dua ediyorum ama nafile.

Hem söz verdiği gibi kıyafetlerimi bile getirmiş, konuşacaktı güya benimle ama bırak konuşmayı gülümsemiyor bile bana.

Günlerdir sadece 'Günaydın', 'Ben çalışacağım sana iyi uykular', 'Afiyet olsun' dediğini düşünecek olursak 'Güzel görünüyorsun' demesi bile mucize. Şeytan sarıl şuna diyor ama neyse ki çok kırgınım Ateş'e. Hayır ne derdi olduğunu bir anlasam, somurtmaktan başka birşey dediği de yok ki.

Ateş'ten

Yine sessiz bir yolculuk sonrası kulübe vardık. Arabayı valeye verip indim, Ayşem kapısını açmama fırsat vermeden indi arabadan. Kulübün denize bakan bahçe kısmında Alev ve Hakan fotoğrafçıya poz veriyorlardı.

Hakan Alev'in beline sarılmış Alev de başını Hakan'ın omzuna yaslamış.

Lan bu ne samimiyet yoksa tahminlerimde haklı mıyım?

MEĞER SENMİŞSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin