28.Bölüm ~ Evi su bastı

133 5 0
                                    

Söz verdiğim gibi yeni bölümü yayınlıyorum. Keyifli okumalar :))

Ateş'ten

Ayşem bir süre hiç kıpırdamadı. Biliyorum onu şaşırtmıştım ama kötü anlamda bir tepki almadığım için de mutluydum. Nasıl oldu anlamadım. O güzel gözlerinden akan yaşları silince birden içimden deli gibi öpmek geldi. Hayalim yanağı olmasa da kendimi son anda dizginleyebildim ve oraya yöneldim. Fevri hareket etmemeliyim biliyorum çünkü bu Ayşem'de ters tepebilir. Fazlasıyla inatçı benim sevdiğim. Yine de son günlerde en baştaki ani çıkışlarını hiç yapmadı şükür. Sanırım o da bana alışmaya başladı. Ama ben bundan daha fazlasını istiyorum. Bana alışmasını değil bensiz nefes alamayacak hale gelmesini istiyorum. Nasıl ki ben artık onsuz nefes alamıyormuş gibi hissediyorum, o da bana böyle bir aşkla bağlansın istiyorum. Bunun için de gerekirse sonuna kadar sabreder aşkımı ilmek ilmek işlerim onun kalbine.

Ayşem'den

Sonrasında ben salatamı yaptım, Ateş de yemeğini pişirdi. Sessizce işlerimizi bitirdik. Sofrayı yine birlikte hazırladık, sanki yıllardır birlikte yapıyormuşuz gibi doğal hareket ediyorduk. Birbirimizi hiç yadırgamadık.

"Mmm harika olmuş gerçekten. Eline sağlık."
"Beğenmene sevindim, afiyet olsun."
"Salata ziyan olacak gibi."
"Ama ben sana dedim meleğim."
"Sen nereden öğrendin yemek yapmayı."
"Yıllardır yalnız yaşıyorum, nereye kadar hazır yiyeyim dedim, sıvadım kolları. Zamanla da öğrendim."
"Süpersin ne diyeyim. Bana da öğretir misin?"
"Hiç mi bilmiyorsun?"
"Eh biraz biliyorum tabi ama çok tecrübem yok. Annemle yaşadığım için gerek olmadı pek."
"Anne yemeği güzeldir."
"Ateş üzgünüm ben..."
"Hayır, üzülme meleğim. Alıştım artık, yıllar oldu. Ama özlemedim diyemem. Annemi ve yemeklerini..."
Uzanıp elini tuttum. Kıyamadım o an ve içimden geleni yaptım. O da kafasını kaldırdı ve gözgöze geldik.
"Ateş, ben gerçekten üzgünüm."
O da elini çevirdi ve parmaklarını benimkilere kenetledi. O an elim alev alabilirdi, büyük bir heyecana kapıldım.

"Üzülme, ben... ben senin üzülmeni istemiyorum. Uzun zamandır annemden bahsetmemiştim kimseye. Ama sana anlatmak istiyorum sanırım." deyip gülümsedi. Hala ellerimiz sımsıkı bağlı haldeydik.

"Seve seve dinlerim Ateş."
"Aslında ona dair çok şey hatırlamıyorum. Küçüktüm. Zaman zaman anılar gözümün önüne geliyor. Bazı şeyler net olsa da bazıları hep yarım. Ama bana ve babama olan sevgisi hala aklımda. Beni uyuturken söylediği ninni, o sesi hala kulaklarımda. Bir de babama olan aşk dolu bakışları... bir gün ben de... neyse. Bir gün sana annemi kaybediş hikayemizi de anlatırım ama o konuda hala çözülmemiş birkaç şey var. Bu kadar hüzün yeter."

Sonra da elimi iki avcunun içine hapsetti ve öyle güzel gülümsedi ki resmen eridim ben. Eridim ve bittim. Kalbimim bu heyecana daha fazla dayanamayacağını anlayınca da yavaşça çektim elimi. Çünkü biliyorum ki heyecandan titremeye başlayacaktım ve Ateş bunu bilmese daha iyi olacaktı. Hemen sofradaki tabaklardan ikisini aldım, mutfağa yönelmeden önce de aceleyle sordum.

"Kahve içer miyiz."
"Benim daha iyi bir fikrim var."
"Neymiş o?"
"Çok güzel bir şarabım var bir de epey büyük bir film arşivim."
"Hmm iyi teklif."
"O halde ben şarabı hazırlayayım sen de güzel bir film seç."
"İyi anlaşma."

Nasıl bir film seçmeliyim bilemedim. Bana göre hava hoş her tür filmi severim çünkü ama Ateş ne sever bilmiyorum.
Mutfağa seslendim.
"Ateeeş."
"Efendim meleğim."
Allahım vazgeçse şu melek lafından. İçimi titretiyor ama nereden bilsin?
"Sen bunların hepsini izledin mi?"
"Eveet."
"O zaman sen seçer misin? Çok fazlalar ben bilemedim."
Ateş elinde tepsiyle geldi. Tepsidekileri sehpanın üstüne bıraktı ve
"Dur bir bakalım."
"Ne tür seversin?"
"Hiç farketmez."
"Nasıl?"
"Ne olsa izlerim."
"Hadi canım?"
"Evet."
"İnanmam."
"Niyemiş o?"
"Çünkü sen bir kızsın. Romantik aşklar ya da komedi izliyorsundur diye düşündüm..." diyordu ki benim bakışımı görünce "...ama yanıldım sanırım. Yine ve yine şaşırıyorum şu an. Yani ne koysam severek izlersin öyle mi?"
"Hıhı."
"Dövüşlü vurdulu kırdılı bile olsa mı?"
"Evet."
"Şoktayım."
"Belli oluyor."
"Dalga geçme Ayşem...Sen ciddisin."
"Aynen. "
"O halde ne izleseeek ne izlesek?" Bir yandan da dvd leri karıştırmaya devam ediyordu.

MEĞER SENMİŞSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin