Bu bölümü Şebnem'in ağzından yazıyorum umarım olaylar karışmaz sizin tarafınızda (:
Birkaç şey de değişik bu bölümde bakalım beğenecek misin? (:
Keyifli okumalar (:
Yatakta öylece oturmuş parmaklarımla oynarken çarpan kapı sesiyle irkilmiştim. Gelen mi var diye kulak kabarttığımda çalışan motor sesi ile korkuyla aşağıya indim. Evet, selim bana kızgındı ama beni burada bırakamazdı. Bırakmazdı herhalde..
Merdivendeki son adımımı ürkek bir şekilde attığımda orta sehpanın üzerindeki kahvaltı tabağı diye adlandırabileceğim bir tabak ve tost yanında da meyve suyunu görmüştüm. Karnımın bu görüntüyle guruldamasını umursamadan kapıya yöneldiğimde güveni görünce hızla ona doğru gittim. Beni görünce hafif bir gülümse ile başını eğmişti. Dağın başında gereksiz bir saygı duymaydı bana kalırsa.
"Güven, selim nerede?"
"bilmiyorum şebnem hanim. Bana sadece kahvaltınızı etmeniz gerektiğini kendisinin 2 saate döneceğini size iletmemi istedi. Korkmayacak missiniz tamamen gitmemiş"
Karşımda başını kaldırmadan konuşan adamın halinden çok Selim'in bu sözleri ona söyletmesine kızmıştım. Güven'e hiçbir şey demeden salona girdiğimde sinirle bir iki tur atsam da midemin gurultusunu daha fazla duymazdan gelemeyeceğimi anladığım için tepsiyi kucağıma alarak kahvaltımı güzelce yapmıştım. Saate baktığımda 2 saatin dolmasına daha çok olduğunu görünce ne yapsam diye evde dolanmaya başladığımda aklıma Selim'in odasında gördüğüm bilgisayar gelmişti. Meraklı tarafımı su yüzüne çıkardığımda ajan gibi odasına süzülmüştüm bile...
Sanki bir anda açarsam bir şey olacakmış gibi yavaşça laptopu açtığımda şifre istemiyor olmasının sevinciyle kucağıma alıp yatağa oturmuştum bile. Biraz kurcaladıktan sonra dosyayı bulunca en başta yer alan önsöz klasörüne tıklayarak ne hakkında olduğuna dair olan meraklı tarafımı susturma niyetindeydim.
Önsöz
"Umarım buna gerek kalmaz ama...
Şebnem'im...
Sensiz geçen günler son buldu diye sevinirken başka bir imtihan ile karşı karşıya kaldık. Hafızanı kaybettiğini öğrenene kadar dünyada aşk üzerine en acı şey ne deseler ayrılık derdim, ölüm derdim herhalde ama sen ilk karşılaştığımızda o kadar boş o kadar duygusuz bakmıştın ki bir adam nasıl bir anda dipsiz kuyuya düşer öğrendim. Bir kalp nasıl ağrır, bir yumru nasıl boğazdan inmez öğrendim.
Yanlış anlama sakın nefes alıyor olman bile yeter bana hele ki o nefes alıp vermelerinin sıcaklığını hissedebiliyorsam varsın aklında olmayayım.
Artık evindesin her şeye rağmen...
Ben sadece seni beklerken sen bebeğimizle çıkıp geldin. Hoş geldin sevgilim hoş geldin...
Birazdan okuyacaklarının ne olduğuna gelirsek, biz'iz. Sen varsın ben varım yani ailemiz var bu yazılarda...
Seninle geçirdiğimiz kazada öğrendim hayatın nasıl da pamuk ipliğine bağlı olduğunu ve bu sebeple ki senin hafızan geri gelmeden bana bir şey olursa sana ve çocuklarımıza bizi anlatmak istedim.
Dedim ya en başında umarım buna gerek kalmaz....
Not: Seni seviyorum..."
Yazının sonunda yanağımdan süzülüp koluma düşen bir damla gözyaşıyla ekrana öylece bakakalmıştım. Evet, sevildiğimi biliyordum ama bu bu kadarı... Bu nasıl güzel sevmekti böyle..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuğum için
Художественная прозаGenç adamın tek suçu aşık olmaktı belki de kimbilir. Delicesine sevdiği kadından bir çocuğunun olmasını istemek ise en doğal hakkıydı. Peki, genç adam ne kadar seviliyordu. Selim İnan'ın çok güzel giden hayatı bir anda tepetaklak olmuştu. Peki so...