-둘-

27.2K 1.7K 2.6K
                                    

Elimdeki fenerle hala evi incelemeye devam ederken bir yandan da içimden Jimin ve arkadaşlarına teşekkür ediyorum.Ne kadar başta onlarla dalga geçsem de gerçekten bu ev ilerledikçe beni daha çok etkiliyordu.İlgimi çeken bir diğer konu ise evde ne kadar çok aynanın olduğuydu.Neredeyse her koridorda ayna vardı ve bu evi daha da ilginç yapıyordu.

Karşımdaki başka bir aynaya bakarken arkamda duran duvar dikkatimi çekti.Duvarın üzerindeki duvar kağıdı ucundan biraz açılmıştı ve arkasında ise siyah boşluk görüyordum.Normalde duvar kağıtlarının arkasında duvar olmaz mıydı ?

Aynadan ayrılarak arkamı dönüp duvara doğru ilerledim.Zaten birazı çıkmış olan duvar kağıdına elimi bastırdım ve bastırmam ile duvar kağıdı içeri çöktü.Elime biraz daha güç vererek duvar kağıdını yırtarak arkasındaki kapkaranlık boşluğu gördüm.Elimdeki fener bile yeterince aydınlatamıyordu ortamı.

Daha sonra kafamı aşağı eğdim ve aşağıya doğru inen eskimiş ve yıpranmış tahta merdivenlere baktım.Tam arkamı dönüp Jimin'i çağıracakken durup kendi kendime düşündüm.Eğer ben tek başıma oraya inersem ona artık korkak olmadığımı kanıtlayabilirdim dimi ?

Ama öte yandan yinede bunu yapmak istemiyordum çünkü aşağısı gerçekten korkunçtu.Belki de boşvermeliy- Hayır Jeon Jungkook ! Oraya inip korkmadığını Jimin'e ve kendine kanıtlayacaksın ! Evet,yapacaksın bunu !!

Kendimi cesaretlendirmem bittikten sonra yavaş ve temkinli adımlarla aşağıya doğru inmeye başladım.Her bir merdiven basamağına bastığımda bastığım basamak iç gıcırtıcı bir şekilde ses çıkarıyordu ve bu ses gerçekten iç gıcırtıcıydı !

Son basamağı da bitirdiğimde sonunda derin bir nefes aldım ama aldığım anda hapşurmam bir olmuştu.

Ne bekliyordun ki Jungkook.Kim bilir kaç yıllık ve hiç temizlenmemiş bir evde derin nefes alabileceğini mi sanıyordun ? Ah aptal kafam.

Kafamın üzerindeki örümcek ağlarına değmemeye çalışarak temkinli adımlar ile ilerledim.Olası bir örümcek saldırısından korkuyor olabilirdim.Biraz daha ilerledikten sonra karşıma bir kapı çıktı.Kim evin bin kat altındaki bir yere oda yapmak isterdi ki ?

Karşımdaki kapıyı kolay bir şekilde itip içeri girdim.İçeri girdiğim anda beni karşılayan ilk şey yere saçma sapan serilmiş,kirden gerçek rengini kaybetmiş ince bir pike karşıladı.Daha sonra etrafta ilerlediğimde kapının sağ tarafından kapakları sarkmış eski bir dolap ve pike nin hemen karşı duvarında duvara bağlanmış kelepçeler ve zincirler dikkatimi çekti.Pikeden ve dolaptan önce kelepçelerin ve zincirlerin olduğu yere doğru ilerledim.Hangi insan bir odaya kelepçe ve zincir koyardı ki ? Aaa..doğru ! Tabi ki de bu odayı yapan sapıklar !

Elimdeki feneri yere koyup zincirleri ve kelepçeleri elime aldım.Zincirin bazı kısımlarında ve kelepçenin iç kısımlarında bulunan koyu kırmızı renklerin vişne suyu yada gıda boyası olmadığını kesinlikle biliyordum ama kendimi o gerçekten olabilecek şeye inandırmak istemiyordum.

Elimdekileri geri yerine koyup fenerimi almak için yere eğildim.Elime feneri aldım ve yukarı doğru kalkarken fenerin ışığını vurduğu yer dikkatimi çekti.İlk başta yanlış gördüğümü düşünsem de feneri bir daha kapakları sarkmış olan dolaba doğru tutunca iki kapağın arasında duran bir el gördüm.Vücudum adrenalin ile titrerken ne yapacağımı bilmiyordum.Tam şu anda yukarı çıkıp Jimin'i çağırıp buradan sanki bu olanlar hiç olmamış gibi uzaklaşabilirdim ama nedense kendimi yavaş bir şekilde dolaba doğru ilerlerken buldum.O kadar yavaş ilerliyordum ki her an bana bir şey saldıracakmış gibi temkinliydim.

Doll | vkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin