Alıntı

1.6K 89 14
                                    

Ben dün eve gelince bebişe bir daldım... Unuttum vallahi alıntıyı....


Gözlerini devirdi ister istemez. Bazen hiç anlamıyordu onları. Hoş, kendi babası da Türk'tü bildiği kadarıyla, ama hiç tanımamıştı onu. Kendisi doğduktan çok kısa bir süre sonra öldüğünü biliyordu sadece. Çok bahsetmezdi ondan annesi. "Senin baban, Dursun." derdi hep. Sadece onu babası bilmişti genç kız. Oğlundan ayırmamıştı onu Dursun. Kendi kızı gibi sahiplenmiş, kendi kızı gibi sevmişti onu. 4 yaşından beri onlarla beraberdi. Hatta nüfusuna bile almıştı onu üvey babası. Kimliğinde onu soy ismini taşıyordu ve bir de... Bir de babasının ısrarla kimliğine koydurttuğu, ama kendisinden ve Tasya' dan başkasının kullanmasına, duymasına izin vermediği, sadece ikisi yalnızken dillendirdiği o isim... Tasya sevmezdi o ismi. Anlamını da sevmemişti zaten. Hiç sevmemişti. İçinde her zaman bir burukluk vardı. Gerçekten de onun kızı olmak isterdi Tasya, onun kanından olmak isterdi. Rüzgâr'a ağabey diyebilmek isterdi. Halasına, babaannesine, hatta anneannesine sahip olmak isterdi. En çok da anneannesine...


NEFHAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin