İyi okumalar...
"Defne' nin Ağzından"
Karşımdaki benden cevap vermemi bekleyen Kaan' a gülümseyerek "Bu benim için hiçbi sorun yaratmaz ama yine de bizimkilerle de bu konuyu konuşmak istiyorum. Sende sizinkilerle konuşmadıysan konuş." dedim.
Kafasını onaylar anlamda sallayıp "Haklısın ben de bizimkilerle konuşucam zaten ama önce senin fikrini öğrenmek istedim. Aslında yarın okulda konuşmayı planlıyodum ama karşılaşmışken konuşmak istedim." dedi.
Ona bakarak "İyi yapmışsın." dedim. Gülümseyerek bana baktı ve elini ensesine atıp kaşıyarak "Sahilde biraz yürüyelim mi?" diye sordu.
En başta biraz tereddüt yaşasamda sonradan "Olur, yürüyelim." deyip ayağa kalktım. O da ayağa kalkınca beraber yürümeye başladık.
Denize ulaştığımızda kendimi kumlara bıraktım. Kaan' da aynısını yaptığından dönüp ona baktım. "Bu saatte niye dışarı çıktın?" diye sorduğunda tek kaşımı kaldırarak ona baktım ve "Sen niye çıktın?" diye sordum. Gülerek derin bi nefes aldı ve "Soruya soruyla cevap veriyosun ha?" diye sorduğunda, kumlara sırt üstü yatarak "Öyle." diye mırıldandım.
Bi süre öylece yatmaya devam ederken etrafa sadece Kaan' la benim nefes alış verişlerimiz ve dalgaların sesi hakimdi.
Birden çalan telefon melodisiyle irkildim. Benimkinin değildi. Kaan' a doğru döndüğümde yattığı yerden hafifçe dikleşerek telefonunu cebinden aldı.
Ekrana kaşları çatık bi şekilde bakıp aramayı cevaplandırdı. "Efendim Hazan?" dediğinde kaşlarımı çatarak ona baktım.
Bu saatte neden aramıştı ki Hazan?
Hazan' ı dinledikten sonra bana bakarak "Ciddi misin Hazan?" diye sordu. Hazan yine bi şey deyince Kaan gözlerini kapatarak dudaklarını birbirine bastırdı ama bu dudaklarından kaçan kıkırtıya engel olamamıştı.
Hazan gülmesine sinirlenmiş olucak ki Kaan "Tamam. Tamam geliyoruz." dediği gibi telefonu kapatarak kahkahalarla gülmeye başladı.
Gülerken sağ elmacık kemiğinde oluşan gamzesi çok tatlı duruyodu.
En sonunda gülmesi durduğunda ona anlamamış bakışlar atıp "Seni gülme krizine sokan şeyin ne olduğunu sormamda bi sakınca var mı?" diye sordum.
Derin bi nefes alarak bana baktı ve "Rüzgar..." diye mırıldandı. Ona bakarak "Nolmuş Rüzgar' a?" diye sordum, endişeli çıkan sesimle. Endişemi anlamış olucak ki Bi şey yok. Sadece -dudaklarından bi kıkırtı çıktı.- Sadece biraz fazla içmiş ve şu an Hazan' ın evinin önünde 'Hazan in aşağı, konuşucaz.' diye bağrıyomuş." dediğinde şaşkınca ona bakmaya başladım.
Rüzgar... Hani benim şapşal kuzenim olan Rüzgar...
Kaan' ın aniden gülmeye başlamasıyla bi süre ona bakıp ardından bende katıla katıla gülmeye başladım.
Sonunda gülmemiz durduğunda Kaan ayağa kalkarak elini uzattı ve "Hadi gidip bakalım bi şunlara." dedi.
Bu defa tereddüt etmeden elimi eline uzattım ve yardımıyla oturduğum yerden kalktım.
Ona bakarak "Neyle gidicez oraya?" diye sordum. Az ilerimizde olan motoru gösterip "Bu bebekle." diye mırıldandı.
Hoşnut olmuş bi şekilde ona baktım ve "Hadi gidelim o zaman." dedim ve motora doğru ilerlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzmir Kızı
Teen FictionSonunda bizi de bulmuştu mutluluk. Kucağımdaki minik prensese bakıp hafifçe gülümsedim. Bazen annesi gibi hırçın bazense çok uysaldı. Bakışlarını annesine doğru döndürüp "Anne babam seni seviyor mu?" diye sormasıyla Defne bakışlarını bana döndürdü...