Merhaba arkadaşlar bu bölüm bi öncekine göre çok daha uzun oldu. Umarım beğenirsiniz. Multimedyada sırasıyla Defne, Ahsen, Beril ve Tutku' nun karaokeye giderken giydiği elbiseler var. Yazım yanlışım varsa özür dilerim. İyi okumalar.
"Defne' nin Ağzından"
Sahilde biraz koştuktan sonra bi banka oturup Ahsen' i aramaya karar verdim. Çalıyo, çalıyo... Niye açmadı ki şimdi bu kız? Herneyse ben Beril' i arıyım en iyisi. Çalıyo, çalıyo ve açtı;
-Alo Beril? Napıyosunuz?
-İyiyiz Defne, hayırdır bi şey mi oldu?
-Yoo, bi şey yok sizi merak ettim. Ahsen' ı aradım ama o açmadı. Yanındaysa versene bi şey sorucam ona.
-Şey Defne...
-Noldu Beril? Bi sorun mu var?
-Aslında evet... Yani Ahsen'le Ceren biraz kapıştı. Ahsen' de çantasını toplayıp gitti. Bizde gidicektik ama Koray çok kişi gitmeyelim diyip kendi gitti. Büyük ihtimal o yüzden ulaşamamışsındır Ahsen' e.
-Off! Anladım maviş. Nereye gittiğini biliyo musunuz peki?
-Hayır canım bilmiyoruz.Sen öğleden sonra gelicek misin okula? -Hayır gelmem. Sanırım Ahsen' le konuşmam lazım biraz.
-Eğer bulursan bize de haber ver. Evde görüşürüz.
-Tamam bebeğim görüşürüz.
Telefonu kapattıktan sonra sinirle sesli bi nefes verdim. Ceren denen kız ağır bi şey söylemiş olacak ki Ahsen bu kadar sinirlenmişti. Koray' ı arayıp zorda olsa nerde olduklarını öğrendim ve oraya doğru yola çıktım. Benim kum torbası yumruklama işi de yalan olmuştu iyi mi?"Ahsen' in Ağzından"
Göl kenarında sigaramı içerken omzuma birinin dokunmasıyla daldığım düşüncelerden ayrılarak kendime geldim. Yanımdaki kişiye baktığımda Defne olduğunu gördüm. Lanet olsun! Nerden bulmuştu beni?! Ona kaşlarım çatık bi şekilde bakarken önüne dönüp "Senin sigara içmene sebep olucak kadar mı zorladı o kız seni?" diye sordu. Bense önüme dönüp sigarımı içmeye devam ettim. Bi süre sessizce oturduktan sonra Defne sigaramı elimden alıp söndürdü. Sonrada bana bakıp alayla "Bak senle konuşmak için kum torbası yumruklama seansımı erteledim, ona göre kıymetini bil. Şimdi her şeyi anlat. Sonrada beraber gidelim, kum torbası yumruklamaya." dedi. Ona bakıp gülümsedim ve "Anlatmayı es geçip direk gitmek gibi bi şansım yok dimi?" diye sordum. Kafasını olumsuz anlamda salladı ve sessizce anlatmamı beklemeye başladı. Bugün olan her şeyi hızlıca anlattıktan sonra vereceği tepkiyi beklemeye başladım. Bana bakıp kaşlarını çattı ve "Emin ol senin yerinde olsaydım o kızı oraya gömerdim. Senin elinden ucuz kurtulduğuna dua etsin. Sahi sen Ceren' in saçlarını yolmadan nasıl bıraktın onu orda?" diye sordu. Ona bakıp güldüm ve "Aklımda sen vardın, uğraşmak istemedim." dedim. Lafımın hemen ardından saatine bakıp ayağa kalktı ve elini bana uzatıp "Kalk hadi spor salonuna gidip stres atalım biraz sonra da eve gidip hazırlanalım, bu akşam için." onu onaylayıp elinden tuttum ve ayağa kalktım. Sonra da beraber yola doğru ilerledik."Ceren' in Ağzından "
Ahsen 'le olan kavgamızdan sonra bizimkilerle konuşamadan Serhat hoca -biyoloji hocası- içeri girince hepimiz sessizce sıramıza oturmak zorunda kalmıştık.-40 dakika sonra -
Oh be sonunda bitti şu ders! Hoca sınıftan çıkınca bizde ayağa kalkıp kapıya doğru ilerledik Hazan' la beraber arkadan ilerlerken kolumdan çekilmemle kısa bi an afalladım. Beni çeken kişiye baktığımda Tutku olduğunu gördüm. Ona kaşlarımı çatarak baktım ve "Hayırdır?" diye sordum. "Neyi kastettin?!" diye tısladı dişlerinin arasından. Neden bahsettiğini anlamıştım ama anlamamazlıktan gelerek "Ne saçmalıyosun sen?" diye sordum. Kolumu canımı acıtıcak derecede sıkınca ağzımdan ufak çaplı bi inleme kaçtı. Hemen ardından ise Tutku "Sana neyi kastettiğini sordum!" diye bağırdı. Sınıfın içine baktığımda herkesin bizi izlediğini gördüm. Ah! Lanet olsun! Ona bakıp alayla gülümsedim ve "Defne' yi kastettim. O yokken gayet sessizsiniz o mu yönetiyo sizi?" diye sordum. Kolumu yavaşça bıraktı ve bana bakıp bi kahkaha attı. Ona öylece bakarken bana bakıp kafasını iki yana salladı ve "Canım sen cidden benim düşündüğümden daha salakmışsın. Bence bi göz doktoruna görün, gözlük takma ihtimalin oldukça yüksek, bizim aramızdaki bağı bile göremediğine göre." deyip sınıftan çıktı. Ardından diğerleride sınıftan çıkınca bizi izleyenlere dönüp "Çıkın dışarı!" diye bağırdım. Bunu söylememle hepsi hızlıca sınıfı boşalttı. Sinirden ellerimi saçlarıma geçirince Hazan yanıma gelip ellerimi saçlarımdan çekip "Sakin ol Ceren." diye fısıldadı. Az da olsa sakinleşince Kaan omzuma dokunup "İyi misin güzellik?" diye sordu. Kafamı olumlu anlamda sallayınca hepimiz gidip sıralarımıza oturduk. Sessizlik Efe' nin "Aptallık yaptın." demesiyle bozuldu. Hepimiz ona anlamamış bakışlar atarken sesli bi nefes verip "Dediğin şey çok saçmaydı. Tutku onu söylediğinde sana 'Sizde aynı şeyi yapıyosunuz. O zaman sizinde sahibiniz Kaan.' diyebilirdi. Tutku eğer bana az da olsa güvendiyse şuan güveni tamamen bitmiştir bunun farkındasın dimi?" diye açıkladı. Ne yani burda suçlu ben miydim? Ona inanamazcasına bakıp kafamı iki yana salladım ve "Ne yani suçlu olan ben miyim?" diye sordum. Gözlerini bana dikip "Değil misin? Bütün planı alt üst ettin. İki dakika duramadan laf attın. Canlarının bi şeye sıkkın olduğu çok belliydi. Nolurdu bi gün kavga etmeden dursaydık?" diye sesini yükseltti. Tam ona bi şey söylemek ağzımı açtığımda Kaan "Heyy gençler sakin. Efe sende abartma bu kadar." diyerek ortamı sakinleştirmeye çalıştı. Kafamı yavaşça yere eğdim. Efe' nin bana saçma sapan bi oyun için bağırması ağrıma gitmişti. Evet, belki yapmamam gereken bi şey yapmıştım. Ama bu kadar kızması gerekmezdi. Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde kafamı yerden kaldırmadan ve bizimkilere hiçbir şey demeden sessizce sınıftan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzmir Kızı
ספרות נוערSonunda bizi de bulmuştu mutluluk. Kucağımdaki minik prensese bakıp hafifçe gülümsedim. Bazen annesi gibi hırçın bazense çok uysaldı. Bakışlarını annesine doğru döndürüp "Anne babam seni seviyor mu?" diye sormasıyla Defne bakışlarını bana döndürdü...