Selam! İyi okumalar...
"Ahsen' in Ağzından"
Elimdeki telefonla bi o yana bi bu yana gidip duruyodum. En sonunda oflayarak kendimi Tutku' nun yanına bıraktım. Ne Defne ne de Kaan aramalarımıza cevap vermiyodu.
Birbirlerini öldürme ihtimalleri yüzde kaç?
Başımı koltuğa yaslamış durumdayken Hazan' ın "Biriniz Ceren' i veya Koray' ı arasanıza. Nerde kaldılar, merak ettim." demesiyle başımı kaldırdım. Bi de onlar vardı tabii.
Barış elini telefonuna attığında elimi kaldırarak "Sen dur. Ben ararım Koray' ı." dedim. Ardından odadan çıkarak mutfağa gittim. Telefonumdan Koray' ı bulup üzerine tıkladım. Şapşal aranıyor... Telefonu kulağıma götürerek aramayı cevaplamasını bekledim.
Biraz sonra Koray nefes nefese telefonu açtığında kaşlarımı çattım.
-Efendim sarı?
-Koray nerdesiniz siz? Ceren uyanmadı mı daha?
Tam o anda Ceren' in çığlığını duydum. Gözlerim kocaman açılırken Koray gülerek cevap verdi.
-Yok, uyandı, beraberiz hatta. Bu akşam gelmeyiz, beklemeyin bizi. Yarın görüşürüz okulda.
-Ya dur bi dur. Bi şey sorucam.
İkisi beraber? Koray nefes nefese? Ceren çığlık atıyo? Koray gülüyo?
Yok ya! Düşündüğüm şey değildir umarım. Yok, canım yok değildir.
-Söyle hadi ne söyliceksen. İşim var.
Yuh! Hayvan!
-Ne halt yiyonuz oğlum siz? Sen nefes nefesesin, Ceren çığlık atıyo. Ne bok yiyosunuz siz?
-Oha Ahsen! İçin fesat resmen. Kızım Ceren' le kek yapıcaktık. Ceren üstüme un attı bende onu yakalamaya çalışıyodum. O yüzden nefes nefeseydim. Ceren' de onu yakaladığım için çığlık attı.
Gözlerimi kapatıp derin bi nefes aldıktan sonra Koray' a cevap verdim.
-Tamam, o zaman. Yarın görüşürüz.
Telefonu kapattıktan sonra tam içeri geçicekken aklıma gelen fikirle sırıttım. Küçük bi şakadan zarar gelmezdi bence.
Yüzümdeki sırıtmayı silerek ifadesiz görünmeye çalıştım ve içeri girdim. Bana soru dolu bakışlar atan arkadaşlarımı es geçerek Tutku' nun yanına oturdum. Öylece karşıya bakarken gülmemek için kendimi zor tutuyodum.
Bi kaç dakika sonra Tutku omzumdan dürterek "Ahsen ne oldu? Dondun kaldın." demesiyle bakışlarımı diğerlerinde gezdirip umutsuz bi şekilde konuştum.
"Ceren' in namusu elden gitti sanırım."
Hazan "Ne?!" diye bağırırken Barış hışımla ayağa kalkmıştı. Efe, Armağan ve Rüzgâr kaşlarını çatmış bana bakarken Tutku ve Beril' in gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Bense gülmemek için yanağımı ısırıyodum ve böyle devam edersem birazdan kanatıcaktım.
Barış bana bakarak "Ne diyosun sen kızım?" diye sordu, sert bi ses tonuyla. Ona baktığımda gözlerinin karardığını görmemle yutkunmadan edemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzmir Kızı
Teen FictionSonunda bizi de bulmuştu mutluluk. Kucağımdaki minik prensese bakıp hafifçe gülümsedim. Bazen annesi gibi hırçın bazense çok uysaldı. Bakışlarını annesine doğru döndürüp "Anne babam seni seviyor mu?" diye sormasıyla Defne bakışlarını bana döndürdü...