İlk olarak oracıkta donup kaldığımı hissettim. Sanki ayaklarımla yere yapıştırılmıştım. Ne ileri bir adım da bulunabiliyordum, ne de geriye dönüp koşar adım kaçabiliyordum. Yanaklarım yavaştan kızarmaya başlamış avuç içlerim terlemişti. Kalbim yerinden çıkacakmışcasına çarpıyor kelimelerimi dökmeme izin vermiyordu. Sakin olmalıydım, yanlış anlaşılacak hiçbir şey yoktu, tabi garson Hakan'ın koluna sıkıca sarılmış iken bunu söylemek biraz zordu.
"Kolum" dedi garson Hakan. Ben ise gözlerim donmuş bir şekilde sevgilim olan Hakan'a bakmayı sürdürüyordum. Oda bu manzara karşısın da tepkisiz kalakalmıştı. Acaba onu aldattığımı mı düşünüyordu. Bu manzara karşısın da ben olsam, öyle düşünürdüm ama en azından donup kalmaktansa o yellozun ağzını burnunu eline verirdim. Pis orospu..
"Kolum diyorum Beyza" deyip kolunu ellerimin arasından bir hışımla çekti. Fazla sıkmış olmalıydım ki kolunu ovuşturup duruyordu.
"Farketmedim kusura bakma" dedim. Gözlerimi sevgilim olan Hakan'dan almaksızın.
"Beyza yeter! Ben buraya dikilip durmaya gelmedim. İşlerim var" deyip merdivene yöneldi. Ardından merdiven basamaklarına ayakabısının çarpıp çıkardığı ses yavaşça azalıp gitti.
"Bu çocuk böyle çekip gidemez !!" diyerek arkasından koşarak merdivenlere yönelen sevgilim, öfkesini garson Hakan'dan çıkarıcağa benziyordu. Öyle hızlı yanımdan geçip gitmişti ki durduramamıştım. Annem şaşkın gözlerle "ne yaptın sen" dercesine bana bakıyordu. Anneme anlatıcaklarımla vakit kaybedemezdim, asansörün kapısını açıp sıfırı tuşladım. Sanki o an zaman durmuş, Dünya dönmekten vazgeçmiş gibi hissediyordum. Bir kaç saniyede inen asansör dakikalar boyunca beni içinde hapsetmiş hissi vermişti. Bir yanım da korku endişe varken öteki yanım; kadın ruhum, kıskanılmanın eşsiz havasıyla bulutların üzerinde uçuşuyordu.
Bana dakikalar gibi gelse de bir kaç saniye sonra zemin kattaydım. Biraz da olsa topallıyarak, dış kapıdan çıkıp sevgilimden önce garson Hakan'a ulaşabilmiştim. Sevgilimin benden önce gelmediğini görünce içim biraz olsun rahatlamıştı. Garson Hakan dış kapının sesini duyunca arkasına dönüp baktı.
"Koş Hakan, git buradan!" diye haykırdım kapının önünden. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmayı sürdürüyordu. Hakan'sa anlamsızca suratıma bakıp ne demek istediğimi anlamaya çalışıyordu. Elimin tersiyle git git işareti yaptıysam da fayda etmedi. Sevgilim çoktan gelmişti bile. Bana sert bir bakış atarak yanımdan geçip gitti. Merdivenlerden inmek için adım atmıştı ki kolundan tuttum
"Dur Hakan. Yanlış anlaşıldı her şey dinle beni."
Dinlemeyi bırak, kolunu tuttuğum halde ilerlemeye devam ediyor benide arkasından sürüklüyordu. Her basamakta ayrı bir kuvvet harcasamda ellerimden kurtulup garsona doğru koşmaya başladı. Ani kuvvetin ellerimden kaybolması ile ben dengemi kaybedip kendimi merdivenler de yuvarlanırken buldum. O sırada da sevgilim garsona yumruk sallamaktaydı. Sonrası ise koca bir karanlık..
Gözlerimi araladığım da karşımda annemi gördüm. Elimi sıkıca tutuyordu. Sonra kulağımda duyduğum o büyük tiz ses. Bir siren sesi. Etrafıma bakındım, bir sedyeni üzerinde yatırılmıştım doğrulmaya çalıştım ama annem eliyle durdurmak için hafifçe bedenime dokundu. Etrafıma bakınmak istedim fakat boynumda boyunluk buna izin vermedi. Burnumun üzerindeyse maske takılıydı. Aldığım nefes maskeye çarpıp buharlaşmasına neden oluyordu.
"Sallanma annecim yanındayım. Merak etme" dedi annem. Gözleri yine ağlamaktan kan çanağına dönmüştü. Ne olmuştu yine böyle. Ne yapmıştım, ne işim vardı bu ambulansta. Gözlerimi kapatıp düşünmeye çalıştım. En son ne yaşamıştım, ölüyor muydum. Fazla baş ağrım vardı ama başka bir yerimin ağırdığını hissetmiyordum.
Bir abla baş ucumda bir şeyler yapıyordu. Maskeyi hafifçe yüzümün üzerinden aldı.
"Merhaba, benim adım Aslı. Şuanlık senin doktorun benim. İyi olacaksın, zaten kötü bir şeyin yok sadece tedbir amaçlı. Şimdi maskeni alıyorum bile, solunumun gayet iyi." devam etti. "Şimdi sana bir kaç sorum olacak, öncelikle adını öğrenmek istiyorum."
"Beyza"
"Peki neden burdasın hatırlıyor musun?" cevap veremedim hemen. Biraz düşünmeye çalıştım. Hakan, Hakan'lar.. Onlar karşılaşmıştı.
"Pekala zorlama kendini. Korkulacak bir şey değil yaşadığın şokun etkisindesin." diyerek düşücelerimi bölüp geçti.
"Hayır hayır. Hatırlıyorum, merdivenlerden düştüm." dedim.
"Çok güzel" diyerek anneme döndü. Şuanlık her şey yolunda ama yine de hastane de tüm kontroller yapılır merak etmeyin.
"Çok teşekkür ederim" dedi annem kadına minnet duyduğunu belli ederek.
Bir süre sonra hastaneye varmıştık boynumda duran boyunluğu çıkarmamıştı adı Aslı olan bayan. Acaba çok mu kötü düşmüştüm yada söylediği gibi bir tedbir miydi. Kafamda yığın sorular vardı, bitmek tükenmez bilmeyen sorunlar ile birlikte. Bunalmıştım artık kaç gündür hiçbir şey istediğim gibi gitmiyordu. Hep bir aksilik bir korku endişe. Ah be babam sen gittin sanki bütün yük benim omuzlarım da. Bak görüyor musun? Gözünden sakındığın kızın hastane yolcusu oldu, memnun musun baba, gerçekten şuan oralarda mutlu musun? Değdi mi acaba çekip gitmene, bizsiz kalmana değdi mi? Üzülüyorum şuan, şu düştüğüm halime üzülüyorum, sadece kendime üzülüyorum artık, ne sana üzülüyorum baba ne anneme. Bütün yük benim omuzlarım da bütün Dünya bana düşman artık. Kızdım affetmem dedim ama dön be baba sensiz olmuyor görmüyor musun? Sensiz her an ayağım bir çukurda. İlerledikçe batıyorum daha derine çekiyor beni hayat. Ölmemi istercesine zorluyor beni, kan kusturuyor bana! Dön baba ne olur dön artık, bitsin bu kabus bitsin artık!! Uyanmak istiyorum..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON GÜVENİN SONU (TaMaMLAnDI.)
Mystery / ThrillerBeyza artık mezun olmuştu. Sınav streslerini atlatmış ailesiyle geçireceği tatilin hayaliyle heyecandan yerinde duramıyordu. Bilemezdi ki ansızın babasından gelen kötü bir haber ile hayatının altüst olacağını. Her gün bir başka yakınının güvenini ka...