"Bulamıyorum, oof!" bir yandan bağırıyor bir yandan annemin odasını dağıtmaya devam ediyordum. "Nereye saklamış olabilir ki?"
"Efendim, bana mı seslendin?" arkamda ki ses konuşmuştu. Arkama dönüp Hakan'a baktım. "Oof!" diyerek annemin yatağının köşesine oturdum. "Bulamadım, sen buldun mu içer de bir şey."
"Yoo hayır." diyerek gelip yanıma oturup konuşmaya devam etti. "Sence annen öyle fotoğrafları saklamak ister mi? Yani saklaması saçma olmaz mı?"
"Evet ama onlar bi nevi delil. Bilirsin hani boşanma işlemleri sırasında çok fazla artı olurdu annem için. Atacağını hiç düşünmemiştim."
"Ee sen ne yapmayı düşünüyodun ki bu fotoğrafları."
"Polislere göstermek istiyodum. Babama o kadın bir şey yapmış olabilir. Sence bu bir ihtimal değil mi?" biraz düşünüp iç çektikten sonra cevap verdi. "Haklı olabilirsin tabi ama emin ol o kadını bulmak için o fotoğraflara polislerin ihtiyacı yok."
"Nasıl yani?"
"Büyük ihtimal çoktan babanın telefon kayıtlarını kontrole başlamışlardır. O kadınla bir iletişimi varsa bulunması çok çok kolay."
"Hıı.. Doğru diyosun." yataktan kalkarak bir iki adım atıp Hakan'a döndüm. "Sanırım artık düşünmesem daha iyi, sadece acımı hafifletmeye çalışıyorum. Kusura bakma, seni yoktan yere yordum"
"Önemli değil, ne zaman istersen senin için yorulmaya hazırım."
"Böyle söyleme."
"Neden?"
Hafifçe gülümseyerek cevap verdim. "Utanıyorum." ayağa kalkarak yanıma yaklaştı. Vücuduyla vücudumun arasında 2cm ha vardı ha yoktu. İşaret parmağını çenemin altına yerleştirerek başımı hafifçe yukarı kaldırdı. O muazzam gözlerini, gözlerime dikti. Bende hiç hareket etmeden gözlerine bakmayı sürdürdüm. Hareketsizce bir süre bana öylece baktıktan sonra dudaklarıma doğru yaklaşmaya başladı. O an ne yapacağımı şaşırmış bir vaziyette gözlerimi kapatıp olacakları bekledim. Kalbimin sesini duyacak diye ödüm kopuyordu, nefesimi tutmak zorunda kalıyordum ama biraz olsun azaltamamıştım kalbimin atışını.. Bedenim kaskatı olmuş bir şekilde dudaklarıma değecek öpücüğü gözlerim sımsıkı kapalı bir şekilde bekliyordum. Bekliyordum ama fazla gecikmişti. Kalbimin atış hızı azaldı, vücudum yumuşadı, gözlerimi hafif aralayarak ne olduğuna bakmak istedim. Hakan karşımdaydı ama aramızda öpüşme olacak bir yakınlık yoktu, tabi 10cm uzaklıktan öpüşmeyi beceriyorsa o farklı. Onu o mesafede görünce şaşırmıştım ne kadar belli etmemeye çalışsamda şaşırdığım her halimden belli oluyordu.
"Sen istemedikçe veya hazır olmadıkça seni asla öpmeyeceğim Beyza. Heleki böyle bir durum da."
Kekeledim. "N-ne-ne varmış ki durumumda." ellerimi saçlarıma götürdüm. "Yoksa çok mu kötü durumdayım" dedim gözlerimi pörtleterek.
"Sen istesen de kötü durumda olamazsın. Sadece şuan doğru karar verebileceğine inanmıyorum. Şuan sevgiye ihtiyacın çok fazla ve bu sevgi belkide senin için şuan doğru değil. Yani yanlış bir karar verip sonradan pişman olmanı istemiyorum.
"Anladım, sen.. İyi birisin Hakan"
Hafif bir kahkaha atarak "teşekkür ederim" dedi, bende gülümseyerek karşılık verdim. Söyleyecek başka bir şey bulamayınca ikimizde durduğumuz yerden odayı incelemeye başladık. Dikkatimizi dağıtan şey telefonumun çalması oldu. Hemen içeri odaya koşup telefonumu bulup açtım. Ekrana bakmamıştım.
"Alo" dedim karşıdaki sesi merak edip.
"Nerdesin Beyza?"
"Evdeyim."
"Ne işin var evde. Çabuk! Babanla ilgili bir şey bulmuşlar.
"Ne bulmuşlar!" dedim büyük bir heyecanla. Bulmuş olmaları iyiye mi kötüye mi işaretti düşünemedim. Sadece o an kalbimin hızının arttığını hissedebiliyordum.
"İyi bir şey mi bu?"
"Bilmiyorum, bende yoldayım. Orada konuşuruz." dedikten sonra telefonu aniden suratıma kapattı. Oracıkta ayakta dikilmiş vaziyette, bir müddet ne yapacağımı düşünmeye dalmışken Hakan bulunduğum odaya gelip bana seslendi.
"Beyza iyi misin?"
Hakan'a dönerek cevap verdim. "E-evet Hakan. Annem" diyerek elimde duran telefonu biraz havaya kaldırdım. "Babamla ilgili bir şey bulunduğunu söyledi."
"Ee hadi o zaman ne duruyoruz."
"Bilmiyorum."
"Ne demek bilmiyorum." diyerek yanıma yaklaştı.
"Bu beni tedirgin ediyor. Karşılaşacağım şey babamın cesedide olabilir. Bunu söyleyenlere ne kadar kızsam da.. Sanırım.. Sanırım bu gerçekle karşılaşmalıyım artık."
"Şuan sana iyi gelecek şeyler söylemek isterdim ama bunu yapmak senin iyiliğine mi olur kötülüğüne mi bilemiyorum."
"Boşver. Artık bana ne iyi gelir bilemiyorum. Gidelim artık" dedikten sonra dış kapıdan kilit sesleri duyduk. Şaşırmış bir vaziyette dönüp birbirimize baktık. Ses çıkarmadan olacakları beklemeye başladık. Bildiğin dış kapıyı biri açmıştı ve eve girmeye hazılanıyordu. Az önce annemle konuşmuş olduğuma ve babamın ortalıklar da olmadığına göre eve gelen kişi annem yada babam olamazdı. Hakan'a dönüp sus işareti yapıp en kısık sesimle "beni takip et" dedikten sonra pencerenin altında duran yemek masasının yanına çöküp gelecek kişiyi beklemeye başladık. Kendimi bir an Sherlock Holmes Hakan'ı da Watsonmuş gibi hissettim. Aklıma gelen bu düşünceyle gülümseyip kıkırdadım, taki eve gelen kişiyi görünceye kadar..
![](https://img.wattpad.com/cover/70162082-288-k93140.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON GÜVENİN SONU (TaMaMLAnDI.)
Mistero / ThrillerBeyza artık mezun olmuştu. Sınav streslerini atlatmış ailesiyle geçireceği tatilin hayaliyle heyecandan yerinde duramıyordu. Bilemezdi ki ansızın babasından gelen kötü bir haber ile hayatının altüst olacağını. Her gün bir başka yakınının güvenini ka...