34.Bölüm: Yeni Bir Not Daha

100 6 2
                                    

Ufakta olsa yaşlı teyze gülmemize sebep olmuştu. Aslında söylediklerin de haksız değildi ama belki yaşadıklarımı bilseydi bu kadar gaddar olmazdı. Yine de şuan ki mutluluğu mu kimsecikler bozamazdı. Şuan tam anlamıyla aşkın zirvesindeydim. Evet, aşıktım. Hatta kendim bile fark edemeyeceğim kadar fazla aşıktım. Her şey kötü gitsede kalbim de uçuşan kelebeklere engel olamıyordum. Yüzümde ki sırıtma yüz kaslarımı ağırmasını bile sağlamıştı. Uzun zamandır bu tecrübeyi yaşayamıyordum. Kendi mi artık Hakan'ın kollarına bırakacaktım. Onun rüzgarın da kaybolmaya hazırdım, onun nefesin de boğulmaya hazırdım. Onunla artık her şeye hazırdım. Kendimi sana adıyorum.

Bankta uzun bir süre vakit geçirdikten sonra Hakan beni gece yarısı gibi eve bıraktı. Aslında gitmek istemiyordum. Hakan'la kalmak benim için çok daha güzel olurdu, ama gece vakti ateş ve barutun yan yana duramayacağını söyleyince ona hak verdim. Gece yarısın da eve geldiğimi gören annem, sinirinden yerinde duramamıştı. Bir sürü şey söyleyip kendini savunmaya çalıştı. Bense söylediklerini kulak ardı ederek içimde ki huzur dolu mutluluğu yaşıyordum. Odama çıkıp üstümü değiştikten sonra güzel bir uyku çekerek bugüne uyandım.

Şuansa aynanın karşısın da Hakan'a daha da güzel gözükmek için süsleniyordum. Ayrıca yüzüğümün çizdiği yeri de fondetenle kapatmayı başarmıştım.
Koluma taktığım saate bakarak biraz daha zamanımın olduğunu gördüm. Bugün annemle karşılaşmak istemediğimden ötürü uyandığım da yataktan çıkmak yerine iki saat kitap okumayı tercih etmiştim.

Şimdi son 10 dakikamı aynanın karşısın da saçımı spreylemekle geçiriyordum. Saat 11:40' dı. Hakan birazdan gelip beni okuluma bırakacaktı. Daha sonrasında bir kaç saatliğine izin aldığı işine geri dönecekti. Bu sıralar benimle fazla ilgilendiği için işini ihmal etmişti. Artık bu olsun istemiyordum ama bırakmak için fazlasıyla ısrar edince kıramadım. Açıkçası işime geldi de diyebilirim.

Masa da duran telefonumun mesaj sesi çalınca telefonuma uzandım, beklediğim mesaj gelmişti.

"Beyza'm. Seni bekliyorum. İstersen gelme, bir ömür boyu bile beklerim :) Ama sen yine de böyle bir şey yapayım deme. İşe geç kalmak istemem."

Mesajı karşısın da gülmeden edemedim. Siyah sırt çanta mı tek omzuma takarak odamdan çıkıp hızlı hızlı merdivenlerden indim. Annem aşağıya indiğimi görünce hemen yanıma koştu. Yüzümde ki gülümseme annemi görünce tabiki de söndü.

"Nereye gidiyorsun, daha kahvaltı yapmadın" dedi.

"Biliyorum"

"Peki. Nereye gidiyorsun?"

"Bunu bilmeyi bile hak etmiyorsun ama söyleyeyim. Okula gidiyorum." diyerek ayakabılığı açıp, üstüme uyumlu olan topuklu ayakkabılarımı elime aldım. Annemse tepemde dikilmiş, beni izliyordu. Tek bir şey daha söylemeden dış kapıyı açıp, ayakkabıları ayağıma geçirdim. Hafif dizlerindem yırtık dar paça kotum ile topuklu ayakkabılarım gayet şık durmuştu. Üstüme başıma tekrardan çeki düzen verirken, asansörün düğmesine basıp beklemeye başladım. Annemse kapının eşiğin de durmuş bana bakıyordu, bense onu görmemezlikten gelerek bakışları mı havaya doğru gezdiriyordum.
Asansörün geldiğini görünce kapısını açıp içine girdim. Hızla sıfıra basarak annemin son anda bir şey yapıp moralimi sıfırlamasını istemiyordum. Asansör aşağıya doğru hareket edince içime su serpilmişti. Hiç yoktan günüm annemin sözleriyle berbat olmamıştı.

Apartmandan çıkınca küçük adımlarla koşa koşa Hakan'ın yanına gittim. Yanına yaklaşınca yaslandığı duvardan hemen doğrulup bana gülümsedi. "Hoşgeldin" dedi. Bense cevap vermek yerine ona sarılmayı tercih etmiştim. Kollarımı sıkıca bedenini sarmasına izin verdi. O da alnıma ufak bir öpücük kondurdu. Bunlar olurken annemin bizi pencereden izleyip, kızını ondan uzaklaştıran erkeğe daha da öfkelenip deliye döndüğünden  habersizdik.

SON GÜVENİN SONU (TaMaMLAnDI.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin