&&
İYİ OKUMALAR!
Koltuğa suç işlemiş mahkumlar gibi oturduğumuzda Alpay dede bastonuyla önümüzde gidip geliyordu. Bu an bir gerilim filmine konu olabilecek bir kapasitedeydi. Barış Alpay dedenin arkasındaki koltukta kıs kıs gülerken ölümcül bakışlar attım. Yaren tedirgin bir halde tırnağını kemirince onu durdum bu görüntü midemi kaldırıyordu.
"Siz akıllanmaz mısınız?!" doğru akıllanmazdık. Küçükken de geceleri kaçıp parka giderdik. Bilmiyorum sanırım gece her şey daha canlı oluyordu.
"Ama dede biz sa-"
"Sus! Sen hiç konuşma, anangil seni buraya akıllan diye yollamadılar mı ha?" aslında daha çok aşkın peşinde gelmişti. Tabi kimsenin bunu bilmesine gerek yoktu.
"Dede abartıyorsun yani içki bile içmedik."
"Birde içseydin küçük hanım!" Alpay dede bastonu yere vurup idam kararını verdi.
"Bu sondu artık yeter! İkinizde bir ay sonra evleniyorsunuz!" Barış ile bakışlarım kesişince itiraz etmesini bekledim fakat itiraz Yaren'den çıktı.
"Dede onlar zaten evli." dediğinde saçını havalı bir şekilde hava attı.
"Onlar değil sen evleniyorsun!" odadan yankılan " ne?!" nidaları Yaren ve benden başkasına ait değildi.
"Saçmalıyorsun şu an cidden." Yaren koltuktan kalkıp dedesinin karşısına dikildiğinde Alpay dede daha da sinirlendi.
"Doğru konuş benimle evleneceksin dediysem evleneceksin!" itiraz etmek için ayaklandığımda Alpay dede karşı çıktı.
"Sen hiç karışma Derin çifte düğün olacak. Bu konuşmada burada bitmiştir. Hayırlı geceler!" ve odadan hiç bir şey dememiş gibi çıktı. Yaren gözü yaşlı bir şekilde koltuğa oturduğunda omzunu zıvazladım.
"Ben evlenmek istemiyorum ki.." onu anlıyordum bende evlenmek istemiyordum ama olan olmuştu. Başını omzuma dayadığında onu sıkı sıkı sarmaladım.
"Ben de yatayım artık." odada bulunan Barış'ı yeni hatırlarken cezasını kesmediğimi fark ettim.
"Barış, dur!" ayakları adım atmaya bıraktığında bana döndü.
"Nereden öğrendin?" tek kaşı kalksa da kararlı duruşumla yıkıldı.
"Alpay'dan." Yaren ağlamasına ara verip dikleştiğinde şaşkındı.
"O burada mı?" tanıyor olmalıydı.
"Herhalde kızım sonuçta başka kimle evlenecektin ki?" olayı çözmeye çalıştığım sırada kucağıma yığılan Yaren ile telaşa kapıldım, bayılmıştı.
*
Gün çok boktan başlamıştı. Yaren odasında depresyona girerken beni bile yanına kabul etmemişti. Alpay dede Yaren'in bu çocuksu tavrı karşısında sinirlenip evden gitmişti. Bense sabahtan beri çardakta kös kös oturuyordum. Buraya gelmeden önce planlarım çok farklıydı. Önce Barış'ı boşayacak sonra da Yaren'i aşkına kavuşturacaktım. Ama her şey tepetaklak oldu. Ne ben Barış'tan boşanabilmiştim ne de Yaren aşkına kavuşabilmişti. Biri paldır küldür merdivenlerden inerken gözümü diktiğim çiçeklerden koptum. Yaren gözlerinin altı şişmiş, yüzü sinirden kıpkırmızı olmuş bir şekilde yanıma geldiğinde açıkçası korktum.
"Yaren ne bu halin?"
"Bırak şimdi beni kaçıyoruz!" çıldırmış bir şekilde ona baktığımda kolumdan tuttu.
"Bana yardım et Derin, ben eğer Cenk'ten başkasıyla evlenirsem ölürüm." bunu elbetteki biliyordum. Cenk'in yanında kız görmeye bile dayanamayan bir insan nasıl olur da başkasıyla evlenebilirdi ki? Ama kaçmak çılgın ötesi bir şeydi.
"Bak daha sağlıklı düşünüp karar vermeliyiz. Deden geldiğinde konuşacağım tamam mı?" pes etti ve karşımdaki yere oturdu. Şişen gözlerinden akan yaşlar yüreğimi burkmuştu.
"Kızlar ne bu haliniz Karadeniz'de gemileriniz mi battı?" Barış'ın salakça şakasına göz devirdiğimizde önümdeki meyvelerden yüzüne fırlattım. Bu atışım karşısında geriye kaçıp kurtuldu.
"Derin bugün yine çok ateşlisin."
"Alev almadan uza istersen!" tıslayarak konuştuğumda iki elini havaya kaldırıp bay bay şeklinde salladı.
"Kuzenini bir bidon suyla boğazım var." Yaren kıkırdığında daha da tepem attı.
"Hiç komik değil!"
"Onun çekimine kapılmıştın ama?" tek kaşı hava kalktığında o günlere lanet ettim.
"Boş anıma denk gelmiş olmalı." eskileri açma hiçte doğru bir zaman değildi. Bu konuyu bir kenara ittiğimde bahçeden içeri giren Alpay dedeyi gördüm. Yaren nereye baktığımı fark edince hızla içeriye kaçtı. Alpay dedeye el salladığımı çardağın yanına geldi.
"Biraz konuşabilir miyiz?"
"Elbette." karşıma oturduğunda nasıl konuşacağımdan kararsızdım.
"Alpay dede seni kendi dedem gibi severim bilirsin ki Yaren'i de kardeşim gibi bilirim. Onun üzülmesi bu hayatta isteyeceğim son şeydir. Bu konuşmanın nereye varacağını sende biliyorsun." soluklandığım da beni onayladı.
"Demek istediğim Yaren'e bunu yapma. O yıllardır başka birine aşık ve başkasıyla evlenmeyi kaldırmaz, onun hayalleri var."
"Ya senin? Senin hayallerin var mı Derin?" konu Yaren'den sapıp bana geldiğinde apışıp kaldım.
"B-benim hayallerim gerçekleşti. Yaren'inde gerçekleşmesini istiyorum." kafasını iki yana olumsuz anlamda salladığında ne kadar inatçı olduğunu unutmuş olduğumu anladım.
"Sen henüz hayallerini gerçekleştirmedin ve bu yüzden Yaren'de gerçekleştiremeyecek. Sen ne zaman hayallerine tutunursun işte o zaman Yaren'de hayallerine tutunmuş olur." bastonuna tutup ayağa kalktığında hayallerimi sorguladım. Alpay dede benim gelinlik giyme hayalim falan var sanıyordu. Bu işi Yaren'in yolundan halletmekten başka çaremiz yoktu. Çardaktan kalkıp içeriye girdiğimde hızla Yaren'in odasına girdim. Yatağında oturmuş parkeleri inceleyen Yaren'e iç çektim. İç çekişimi duyan Yaren parkelere veda ettiğinde bakıştık.
"Ne oldu?" bunu cevaplamadım.
"Kaçıyoruz!"
||-||-||-||-||-||-||
Asıl hikaye şimdi başlıyor!
Lütfen oy vermeden gitmeyelim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P U S
General FictionKaranlıkta kalmış bir adamın değil, Karanlığa karışmış bir kadının acısı bu. Dostlar vardır, hiç bitmeyen. Dostlar vardır, sonu ölümle biten. Bizim sonumuz da öyle olacak sanıyordum, Ta ki onu tanıyana kadar. Beni karanlıktan çekip çık...