Kader denilen şey çok garipti, tanıdığımız yaşadığımız her insanı kaderimiz zannederiz belki de öyle. Ama şu an yaşadıklarım sadece şakadan ibaret olmalıydı. Tüm gece düşünceli düşler görmüş ve beynimi hırpalamıştım. Sabah gece yaşadıklarım yetmezmiş gibi Alpay beni aldığı gibi bir dükkana, gelinlikçi dükkanına bırakıp gitmişti. Yalnız olacağım umuduyla rahat nefes alacakken Alpay'ın annesi ve ablası burnumda bitivermişlerdi.Annesi oldukça genç ve güzel bir kadındı. Hayat ona değil de o hayata sillesini geçirmiş görünüyordu. Ablası annesine hiç çekmemiş oldukça tatlı bir hanımefendiydi fakat annesine çeken bir yönü de şuydu ki benden de genç küçük durmasıydı. Moralim bozuldu kadınlık gururum yerle bir oldu fakat sonra tek derdim buymuş gibi davranmama göz devirdim.
Şimdi içinde dolandığım beyazlara imrenerek bakıyordum. Evet benim düğünüm olmamıştı ve yine evet ki gelinlik giymemiştim.
"Beğendin mi bir şeyler?" Aysima ablanın sesiyle oldukça sadece ve dar kesim olan gelinliğin önünde durdum.
Aysima, Alpay'ın ablası.
Gelinliği yerinden çekip aldığımda görevli hemen yanıma gelip yalaka konuşmasını sundu.
"Çok asil bir tercih hanımefendi." görevliye sahte bir tebessüm edip Aysima ablaya baktım.
"Bunu deneyeceğim uygun mudur?" biliyorum soğuk nevalinin tekiydim lakin içimde bir şeyler beni tutmak için yemin biçmişler gibiydi.
"Lütfen bizi düşünme senin için nasıl rahat ediyorsa onu yap."
"Şımartma kızı." Ferdal hanımın ne zaman yanımıza geldiğinden bi'haberdim. Oysa geldiğimiz ilk andan beri oturup dergi okumakla meşguldü.
"Anne yapma!" Aysima ablanın sitemiyle birlikte kabine girdim. Bu aile ile işim oldukça zordu hele ki Ferdal hanımla. Gerçi haksız da sayılmazlardı resmen oğlunun üstüne konmuştum. Yaklaşık on beş dakika sonra kabinden çıktığımda tüm gözler üzerimdeydi. Çok garip gelecekti fakat Ferdal hanımın gözleri birer elmas gibi parıldayarak beni süzüyordu.
"Muhteşem görünüyorsun." eh tabiki bu söz Aysima abladan çıkmıştı.
"Teşekkür ederim."
"Bittiyse üzerini değiş gel kına için dolaşacağız daha." afalladım.
"Kına mı?" ve Ferdal hanım hiçbir şey demeden uzaklaştı. Hey kimse bana kınadan bahsetmemişti! Kabine girip tüm hıncımı gelinlikten çıkardım, neyse ki bir yerine zarar gelmemişti.
Kayınvalidem çoktan benim için planlarını kurmaya başlamıştı bile.
###########
Bilmem kaç saat sonra arabanın içinde eve doğru gidiyorduk. Ayaklarım felç, ruhum bitkisel hayata geçmişti bile. Aysima abla elimi tutup sıktı dostça. Bu kadın bu kadar iyiyken nasıl soğuk davranacaktım?
"Seni fazla yorduk bebeğine bir şey olmamıştır umarım."
Bebeğim?
Ah doğru şu tohumu bile olmayan bebeğim.
Belki de kadına karşı ilk defa gülümseyerek konuştum."Sorun yok biraz uyursam geçer." boynuma dolanan bu yalan asıl celladımdı. Araba villanın önünde durduğunda her şey için kuru bir teşekkür sundum oysa Ferdal hanımın bu umurunda dahi olmamıştı. Eve girip hızlıca kendimi koltuğa attığımda günlerden sonra ilk defa huzuru hissettim ta ki onun sesini duyana kadar.
"Çok mu yordular?" neden beni görmemiş gibi yapıp yoluna devam etmiyordu? Alpay'ı yanıtsız bıraktım haliyle sinirlendi.
"Bu kadar zorlaştırma Derin.".
"Dediklerini yapıyorum işte, bir de seninle oturup muhabbet dönemem." iki dakika keyif yapacaktım onunda içine etmişti manyak herif.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P U S
General FictionKaranlıkta kalmış bir adamın değil, Karanlığa karışmış bir kadının acısı bu. Dostlar vardır, hiç bitmeyen. Dostlar vardır, sonu ölümle biten. Bizim sonumuz da öyle olacak sanıyordum, Ta ki onu tanıyana kadar. Beni karanlıktan çekip çık...