DERİN YORULMAZ'DAN
Her şey daha başka olabilirdi, Alpay ile böyle tanışmamış olsaydık eğer her şey daha başka güzel olabilirdi. Ama kimi kandırıyordum ki? Ben hep Barış'a aşık o salak kız olacaktım.
"Nereye gidiyoruz?" Alpay'a sorduğum soru hava toz olup kayboldu. Sadece yola odaklanmış direksiyonu yönetiyordu, nefes aldığından bile şüphe duymaya başlamıştım. Bütün bu başıma gelenleri ben seçmiştim ve şimdi sızlanmak bir işe yaramayacaktı. Yolcu koltuğunda oturup kaderime teslim oldum, artık gelecek her türlü felakete hazırdım. Araba Mardin'in yollarında kaybolurken daha önce görmediğim dar kesimli sokaklara girip kocaman bir villanın önünde durdu. Villanın geniş kapıları iki yana açıldığında koruma kılıklı herifler ceketlerinin önünü ilikleyip kenara çekildiler. Ah, şu klasik ağa meselesi.. Bana o kadar saçma geliyorken sadece içten içe göz devirmekle yetindim. Bahçeye giriş yaptığımız anda buranın bir villa değil konak olduğunu anlamıştım. Alpay arabadan inip hiç beklemeden evin giriş kapısına ilerlerken ne yapacağımı bilemesem de arabadan inip peşin sıra ilerledim. Bahçe o kadar güzeldi ki.. Belki de bunca kargaşanın içinde bana en iyi gelecek yerdi.
"Bekleme yapma, devam et!" Alpay'ın gür sesiyle uyandığımda kapıda dikilmiş bana baktığını gördüm. Hızlı adımlarla yanına gittiğimde hiçbir söz hakkı tanımadan elimi sıkıca kavrayıp sürükledi. Bu sürükleme işi ne zaman son bulacaktı acaba?
"Oğlum?!"
"Anne soru sorma herkesi salona topla." Alpay'ın annesi telaşla bir kapıdan geçip gittiğinde bizde salona girmiş ayakta el ele dikiliyorduk. Galiba korktuğum şey başıma gelecekti. Salon bir an Alpay'ın ailesi tarafından sarılırken daha önce gördüğüm küçük kız mutsuz bir şekilde bana bakıyordu. Kim bilir şu küçücük kıza ne yapmışlardı. Alpay'ın dedesi Hasan bey benden hiç haz etmeyen bir yüz ifadesi takınıp torununa odaklandı.
"Düğünde yaşanılanları hepimiz biliyoruz bu yüzden konuyu uzatmayacağım, Derin ile en yakın zamanda evleneceğiz."
Hayır Alpay evlenmeyeceğiz.
"Ne? Oğlum sen bu kıza inanmış olamazsın, kandırıyor seni paramızın derdinde anlasana oğul!" tam itiraz edecekken Alpay benden önce davrandı.
"Anne kimsenin parayla bir derdi yok. Biz evleniyoruz ve birbirimizi gayet de seviyoruz. Daha önce evlenirken bana sorulmadı şimdi de ben size sormayacağım olan bu. İstemeyen gelmez görmez bilmez, bu konu da burada kapanmıştır." geldiğimiz yönde evden geri çıktığımızda şaşkındım bu karara bensiz nasıl varabiliyordu?
"Alpay benimde fikrimi alman gerekiyor."
"Konuşacağız bekle sadece." öyle de yaptım bekledim. Arabaya binip konaktan uzaklaştığımız da içim artık daha rahattı. Her zaman geldiğimiz kafenin önünde durduğumuzda hiç beklemeden inip içeriye girdim. Yaşlı teyze bana gülümseyip el sallarken karşılık verdim, bu kadındaki sevecenlikten bende istiyordum. Cam kenarındaki bir masaya yerleştiğimde Alpay'da hemen karşımdaki yerini almıştı.
"Hamile olmadığını biliyorum." bu beni şaşırtmadı fakat acık vermemem lazımdı.
"Alpay bunu geçtiğimizi sanıyordum. İstersen da-"
"Kes! Kendince bir oyun kurmuşsun oynuyorsun Derin hanım ama buraya kadar artık oyun sırası bende."
"Bu da ne demek?"
"Şöyle demek, bana kaybettirmeye çalıştığınız o ihaleyi kazandıracaksın." hala anlamayan gözlerle ona bakarken keyifle güldü.
"Demek ki her zaman zeki olamıyormuşsun, benimle evleneceksin benim çocuğumu taşıyacaksın o ihaleyi bana kazandıracaksın." dehşetle ona bakarken yutkunamadım bile. Tamam her şeyi planlamıştım ama Alpay'ın bu denli delireceğini planlamamıştım.
"Ş-şaka yapıyorsun değil mi? Bir ihale için ikimizi de yakacak olamazsın!" Alpay'ın keyfi gittikçe büyürken garsonu yanımıza çağırdı.
"Yanlışın var Derin, ben değil sen yaktın bizi."
YAREN YILMAZ'DAN
Değiştik. Bu değişimin en önemli sebebi ben ve bitmek tükenmez aşkımdı. Kalbim bir cihanı değiştirdi, bir devri başlattı. Bu nasıl mümkün olabildi? Nasıl yıllarca aşk duyduğum adamın kollarına konabildim? Bu benim için bir imkansızlıktı ama unuttuğum bir şey vardı; o da Derin için imkansız diye bir şeyin olmadığı.
"Ne düşünüyorsun?" Cenk'in sesiyle bir kez daha huzuru duyumsadım.
"Yaşadıklarımızı. Baksana halimize asla senin kollarında olacağımı hayal edemezdim. Galiba birine çok büyük bir şey borçluyum." Cenk saçlarıma yumuşak bir öpücük kondurdu.
"Biz o birine öyle bir şey borçluyuz ki, bu borç kapanmaz." haklıydı ne yaparsak yapalım bu borç kapanmayacaktı. Telefonuma gelen bildirim sesiyle Cenk'ten ayrıldım.
Kardeşçan;
- Evleniyorum.
Mesaja dakikalarca baktım ama kafamdaki anlam kargaşası susmadı. Ne demek evleniyorum? Hızlıca arama tuşuna bastım ve telefon ilk çalışta yanıt buldu.
"Derin sen ne diyorsun?"
"Alpay ile evleniyoruz, bir hafta sonra." sesi o kadar kötü geliyordu ki buna sebep olanın ben olduğumu çok iyi biliyordum.
"Derin şimdi sen olduğun yerde kalıyorsun ve ben oraya gelip yeni bir plan kuruyoruz tamam mı?"
"Hayır Yaren hiçbir yere gelmiyorsun plan da yok. Bunun bir sonu olmayacak eninde sonunda biri zarar görecek ve ben bunu istemiyorum. Başıma gelen tüm şeyleri hak ediyorum sadece lütfen Cenk ile birbirinizi üzmeyin olur mu? En azından buna değmesini istiyorum."
"Derin saçmalama Alpay ile evlenemezsin eğer evl-"
"Biliyorum evlenirsem ne olacağını ve öyle de olacak. Size düğün davetiyesi yollarım sadece ilk önce benden duymanı istedim, hoşçakal." ve telefon öylece yüzüme kapandı. Az önceki huzurum tuzla buz olurken Cenk de farksız değildi.
"Galiba kapanmayan borcumuzu ödeme vakti geldi sevgilim."
*
Selamlar! Eğer hala buradaysanız biz geri döndük, dönüşümüzün şerefine bir bölüm atalım dedik umarım beğenirsiniz..
İYİ OKUMALAR!
Yorum ve oy vermeyi unutmayalımm :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P U S
General FictionKaranlıkta kalmış bir adamın değil, Karanlığa karışmış bir kadının acısı bu. Dostlar vardır, hiç bitmeyen. Dostlar vardır, sonu ölümle biten. Bizim sonumuz da öyle olacak sanıyordum, Ta ki onu tanıyana kadar. Beni karanlıktan çekip çık...