Derin Olgun
Kafeye girdiğimde kapıda olan zil şıngırdadı. Anahtarı tekrar sevimli bayandan alıp aşağıya indim. Daha gurubun gelmesine bir saatten fazla vardı. Bunu tek başıma değerlendirip aklımı dağıtabilirdim. Kalbim patlayacak ve etrafa dağılacak gibi hissediyordum, damarlarımda akan kan duracak gibiydi. Tek bir kısımdan oluşan dans salonunda köşede duran müzik sistemine yöneldim. Kulaklarıma piyano sesi doldu. Salonun ortasına gelip dans etmeye başladım. Eğer yanımda şuan annem olsa hiçbir şeyin önemi kalmayacaktı,onun buram buram şevkat kokan kollarında huzuru derinlemesine içime çekecektim. Annem her zaman benim için bir çıkış bir huzurdu aramızda mesafelerin olması ruhumun daha kolay yaralanmasına sebep oluyordu.
Barış ve benim için gün alınmıştı ama ben ikinci defa onunla o masaya oturmazdım. Burada sadece bir amacım vardı o da Yaren'in Alpayla evlenmemesiydi. Beynimin içinde ki düşünceler kıvrımlara sığamaz olmuştu. Dans etmek bile fayda etmiyordu.
Ellerimi tekrar yukarı doğru açtıktan sonra bitmişti ama düşünceler hala koloniler oluşturmakta ısrarcıydılar.
Arkadan gelen alkış sesleriyle onlara doğru dönüp selam verdim.
***
Provalardan sonra çok yorulmuştum. Şuan tek isteğim eve gidip uzun süre duşta kalmaktı ama yine isteğim gercekleşmiyordu. Hemen karşıda duran araba Alpay'dan başkasına ait değildi.
"Yarın daha erken saatte yapmalıyız. " Şafak yanımda sigarasıyla duruyordu. Bugün siyah bir eşofmanla siyah düz bir tişört giymişti. Çoğu kızı etkileyebilecek bir görünüşü vardı.
"Neden?" ifadesiz gözlerle bana baktı.
"Fazla uyuşuklar, yemek yiyip geliyorlar bu da hareketlerini kısıtlıyor ve ben her şeyin kusursuz olmasını istiyorum. " hırsla ona döndüm.
"Sen insanları robot mu sanıyorsun. Tabii ki eksikleri olack bu doğal bir şey daha hiç bir şeyi oturtamadık bile."
"Yarın saat 08.00'de. " dedikten sonra hızla yanımdan uzaklaştı. Bir süre arkasından baktıktan sonra Alpay'ın yanına ilerledim.
"Ne yapıyorsun burada." keskin bakışları yüzümde bir kaç saniye dolandıktan sonra günaha davet eden dudaklarını araladı bi an için düşüncelerim yüzünden kızardığımı düşündüm ama olmamıştı , sanırım.
"Seni almaya geldim." Her ne kadar anlam verememiş olsamda uysalca başımı sallayıp arabaya bindim. Sakin bir yolculuğun ardından güzel bir kafenin önünde durduk. Üstümdeki tayt ve spor ceketle buraya ne kadar uygunum bilmiyorum ama bir kahve içmek bana iyi gelecekti.
Hızla adımlarla cam kenarındaki bir masaya oturduk ne diyeceğini merakla bekliyordum ama o benim yüzümü incelemekten başka bir şey yapmıyordu.
"Yaren' le evlenmememiz için elinden geleni yapacağını biliyorum , ama biraz Yaren 'i düşünüyorsan yapma."
"Bunu bir tehdit olarak mı almalıyım. "
"Nasıl düşünmek istersen öyle düşün Derin ama benim artık istediğimi almam gerekiyor." Garson gelince ikimizde sessizce beklemeye başlamıştık. Saman alevi gibi birden yapmıştık ama bu bir saman alevi kadar kısa sürmeyecekti. Yaren için her şeyi yapardım. Gerekirse bu tehditkar, zorba adamı karşıma alırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P U S
General FictionKaranlıkta kalmış bir adamın değil, Karanlığa karışmış bir kadının acısı bu. Dostlar vardır, hiç bitmeyen. Dostlar vardır, sonu ölümle biten. Bizim sonumuz da öyle olacak sanıyordum, Ta ki onu tanıyana kadar. Beni karanlıktan çekip çık...