Medya: Melek
YAREN YILMAZ'DAN
Düğün hazırlıklarım son sürat sürerken Derin ile aramızda oluşan kopukluğu düşünüyordum. Evlilikten ona bahsetmeyişim onu çok üzmüştü biliyordum ama her şeyin bir çırpı da gelişmişti. Telefon rehberinden adını bulup aramayı gerçekleştim. Birkaç saniye çalmadan sonra çağrımı yanıtladı.
"Efendim?" sesi uykulu geliyordu. Saatin öğleni devirdiğinin farkında mıydı acaba?
"Derin uyuyor muydun?"
"Sorun değil ne vardı?" sesindeki soğukluğu buradan bile hissetmiştim.
"Buluşmak istiyorum."
"Bugün olmaz iş-"
"İtiraz istemiyorum yarım saate bende ol!" telefonu suratına kapatıverdim. Eğer ona emrivaki davranmasaydım asla bu eve adımı atmayabilirdi. Cenk'in tuttuğu yardımcılara birkaç bir şey hazırlamasını söyleyip evimizin en güzel köşesine yerleştim. Dedem her ne kadar evlenene kadar ayrı durun dese de biz kararlıydık bundan sonra her an beraber olacaktık. Aklıma dedem geldiğinde bir de onu aradım. Tabi onun çağrıma cevap vermesi Derin'in ki kadar hızlı olmamıştı.
"Güzel kızım."
"Dedeciğim nasılsın?!" onun neşeli sesine bende eşlik ettim.
"İyiyim güzel torunum hatta sana havadislerim var."
"Nedir?" merakım körlenmişti.
"Derin ve Alpay dün ayarladığımız kulübe de baş başa kaldılar."
"Ne?"
"Evet açıkçası başka bir yere gitmelerini bekliyordum ama plan istediğim gibi gitti şimdi sahne senin torunum Derin ile konuşman lazım." ya tabi Derin de pat diye anlatacaktı zaten ki benimle arasında duvarlar varken bu daha da zordu.
"Bir şeyler öğrenmeye çalışacağım. Dede ihale ne oldu?"
"Siz evlenince her şey tamam olacak."
"Peki Alpay? Nasıl eminsin öğrenmeyeceğinden?"
"Önünde Yılmaz engeli varken tabi ki emin olacağım onun aklı şu aralar başka birinde." ah dede her zaman kendinle övünmeyi seversin..
"Kim?"
"Yiğit onunla uğraşa dursun işin sonunda zaten her şeyi açığa çıkaracağım." evin zil sesi kulaklarıma dolduğunda alelacele kalktım.
"Tamam dedeciğim görüşürüz." ve pat diye koca çınarın yüzüne telefonu kapayıverdim. Yardımcımız Güliz kapıyı açmış Derin'i içeriye buyur etmişti. Ve işte Derin tüm asilliği ile karşımdaydı.
DERİN SERTER'DEN
Yaren'e gelip gelmemek arasında çok kalsam da nihayet burada onun karşısındaydım. İçimden sıkıca sarılmak hissetmek istesem de şimdilik mesafe ikimiz için de en iyisiydi.
"Hoş geldin."
"Fazla vaktim yok." onun buyur etmesini beklemeden ilk gördüğüm koltuğa yerleştim. Üzgün ve kırılgan haliyle hemen karşımdaki koltuğa oturduğunda yüzüme yalvararak bakan bakışlarını es geçtim.
"Ne alırsın?"
"Bir dost diyordum sizde var mı?" laf sokuşum ardında sessiz kaldığında nefes aldım.
"Dediğim gibi vaktim yok bir şey yeme içmeye gelmedim."
"Pekala Derin öfkende haklısın fakat bunları sana anlatmam için bir imkan yoktu. Anneni yeni kaybetmiştin ve bunun sorumlusu biz olarak biliniyorduk. Söyler misin annesini kaybetmiş bir kadına nasıl biz evleniyoruz diyebilirdim?" haklı mıydı? Belki biraz ama benim haklılığımın yanında hiçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P U S
General FictionKaranlıkta kalmış bir adamın değil, Karanlığa karışmış bir kadının acısı bu. Dostlar vardır, hiç bitmeyen. Dostlar vardır, sonu ölümle biten. Bizim sonumuz da öyle olacak sanıyordum, Ta ki onu tanıyana kadar. Beni karanlıktan çekip çık...