|26.Bölüm|

105 39 12
                                    

DERİN YORULMAZ'DAN

Saatler bir odanın içinde akıp giderken pusmuş olduğum koltukta etrafa bakıyordum. Düğünün ortasına bomba gibi düşen sözlerimle Alpay dede herkesten özür dileyip evlerine yollamıştı. Avucumda sıkı sıkı tuttuğum delili umarım kullanmak zorunda kalmazdım. Alpay yalanımı biliyordu sadece Alpay değil Yaren ve Cenk'te biliyordu.

"Bunu neden yaptın?" sinirden kravatını fırlatıp karşımda deliye dönen Alpay'a baktım. Bunu neden yaptığımı gayet iyi bilmesine rağmen sorguluyordu, ilginç.

"Ne? Bu bebeği tek başıma büyütemezdim."

Yalan.

Ama buna mecburum.

"Kes artık! Herkesi kandırırsın ama beni kandıramazsın." delili kullanmak istememiştim ama maalesef beni bunu kullandırmaya kendi itti. Elimdeki katlanmış kağıdı ona doğru uzattım.

"O zaman kendin bak." her ne kadar bu yaptıklarımdan utanç duysam da başka çarem yoktu. Şüphe duyarak elimdeki kağıdı alıp yavaşça açtı. Gözlerinde oluşan dehşet ifadesi kendi belli ederken derin bir nefes verdim. Herkes ikinci bir planı düşünür ama asla üçüncüsünü düşünmezler. Ben düşünmüştüm, Alpay'ın aklının alamayacağı o planı yapmıştım.

"B-bu gerçek olamaz!"

"İstediğin her yere sordur fotoshop olmadığını söyleyeceklerdir." elindeki kağıtta biz vardık. Bir yatakta çıplak bir halde birbirimize sarılıp uyurken çekilmiş bir fotoğrafımızdı. Bunu yapmam çok zor olmuştu. Beni kendi evine götürüp bana yardım ettiğinde yapmıştım bunu. Önce tuvalete gidiyorum yalanını uydurdum sonra gidip kamerayı yerleştirdim tabi bu bir riskti çünkü bu odaya girmesi olasılıktı. Ama işler istediğim gibi gitti ve o odaya girdi. Bana verdiği yerde saatlerce bekledikten sonra planı devreye soktum. Her erkek gibi üstü çıplak yatması işime yararken tek yapmam gereken kendimi soymaktı zaten gerisi çorap söküğü gibi gelmişti.

Alpay elindeki kağıdı cebine sokup tekrar bana döndüğünde kendime geldim. Sert yüz ifadesi kaybolmuş yerine düşünceli bir hal gelmişti.

"Bak Alpay amacım para değil ama senden bebeğim varken başkasıyla evlenmemen izin veremezdim."

Oysa ne kadar masumum..

"Benden olduğundan ne kadar eminsin?"

"Ne demek istiyorsun sen?"

"Hemen celallenme. Sonuçta günler öncesine kadar evli bir kadındın bebeğin ondan olmadığı ne malum?" akıllı adam fakat benim kadar değil.

"Barış ile asla öyle bir şey olamaz fakat sen yine de inanmazsan gidip bunu ona sor. Ayrıca test sonuçları da birlikte olduğumuz günü işaret ediyordu." bir şeyler söylemek üzere dudaklarını araladığında içeriye hızla Alpay dede girdi. Sinirden kıpkırmızı olmuş yüzüyle bize baktığında ayağa kalktım. Bana olan bakışları o kadar farklıydı ki.. Sanki tiksinir nefret eder gibiydi.

"Siz ikiniz neler olduğunu anlatacaksınız." ben sessiz kalırken Alpay , Alpay dedeyi içeri sokup kapıyı kapattı.

"Dede önce sakinleşmelisin!"

"Bana ne yapacağımı değil ne yaptığını söyle!" Alpay ile bakışlarımız kesiştiğinde artık bu oyunun içinde olduğunu gösterdi.

"Dede biz Derin ile birbirimizi seviyoruz." ortaya bir yalan daha düştüğünde Alpay dede koltuğun üzerine çöktü. Gözlerinde yakaladığım hayal kırıklığı ile zor yutkundum.

"Neden söylemedin? Neden Yaren'ime boş yere umut verdin?!" Alpay bir şeyler söylemek istedi fakat bunu yapamadı.

"Dede yapamazdı. Sırf sen sözünü tutabil diye yapamazdı oysa ihale Alpay'ın umurunda bile değil."

Tabi tabi kesinlikle değil.

Alpay dede bana bakmaktan kaçınıp gözlerini karşıya dikti. Beni istemiyordu, benden nefret ediyordu. Eğer Yaren üzülmeyecekse buna razıydım.

"Bu evden git Derin ve sakın bir daha karşımıza çıkma!"

"Ama ded-"

"Bu da size son diyeceğim." ve babam gibi dede bildiğim adam tarafından da dışlanmıştım. Sanırım çizdiğim yollar çizgisini aşıyordu.

**

Son kalan eşyalarımı da bavuluma yerleştirip etrafa bakındım. Burada çok anım geçmişti ve hepsi birbirine bedeldi. Anılarımla boğuşurken kapı tıklanıp Yaren gözüktüğünde gülümsedim. Yaren mahcup adımlarla yanıma gelip bana sarıldığında ona karşılık verdim.

"Her şey benim yüzümden." sırtını sıvazlayıp geri çekildim.

"Hayır böyle olmasını ben istedim ve oldu. Eğer bir işe kalkışıyorsam sonuçlarına da katlanmalıyım." bavulumu elime alıp odadan çıktığımda evde kimsenin olmaması işime gelmişti. Uçak saatine yarım saat kaldığında hızlı davranıp kapıya bir taksi çağırdım. Yaren ile son kez vedalaşıp taksiye bindiğim de artık her şey gerideydi. Alpay dede evlilikten vazgeçip Cenk ile tanışmıştı. Açıkçası onları böylesine mutlu ve huzurlu görmek bana yeterdi. Alpay'ı bir haftadır görmüyordum ve bu iyi bir şeydi. Muhtemelen düğünde olan olaylar yüzünden etrafı susturmakla uğraşıyordu ya da ne fark eder artık bir önemi kalmamıştı. Taksi havaalanın da durduğunda taksi şoförü bavulumu bagajdan çıkarıp geri yoluna koyuldu. Bavulu sürükleyerek içeri girerken bin bir türlü kontrollere hazır oldum.

Tam on dakika sonra bekleme yerindeydim. Havaalanında yankılanan anons seslerini dinlerken annemi aramadığımı fark ettim. Çantamı elime alıp telefonumu aramaya koyuldum o kadar çok dolmuştu ki.. Çantayı alt üst etsem de telefonumu bulamadım.

"Nerede bu ya?"

"Bunu mu arıyorsun?" gözümün önüne tutulan telefonumla bakışlarım tanıdık sese döndü.

Alpay.

Hızla oturduğum yerden kalkarken o yüzündeki alaycı gülüş yerini aldı.

"S-sen nasıl?" Alpay cevap vermek yerine yerdeki bavulumu alıp elimi tuttu.

"Bunları konuşacağız önce şu yerden çıkalım." itiraz edemedim. Alpay arkasından bütün hayatım boyunca sürüklenebilirmiş gibi sürüklendim.

||-||-||

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Bölüm hakkında yorum ve görüşlerinizi eksik etmeyiniz.

OY VERMEDEN GİTMEYİNİZ..

P U SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin