Medya; Şafak Batmaz
&&
Hayatım akıl almaz bir derecede hız değiştirmiş, tüm dengelerimi alt üst etmişti. Önce Barış'a kendimi kaptırmış yalan bir hülyanın ardından gitmiştim. Sonrasında olanlar belliydi zaten, masumluğumun yitişi.
Şimdi ise olduğum durum daha felaket daha kötüsüydü. Biz bitmiştik. Yaren'i kurtarmak daha da imkansızlaşırken Barış'tan ayrılmam o kadar da imkansızlaşıyordu. Acilen bir şeyler düşünüp uygulamalıydık yoksa.. Yoksasını düşünmek istemiyordum. Odanın içinde dönüp dolanırken az kalsın dans kulübünü unutacaktım. Dolaptan hızla rahat edebileceğim kıyafetleri yatağın üzerine fırlatıp kapıyı kitledim. Kıyafetlerimi giymeye çalışırken bir yandan da kulübün numarasını çevirmeye çalışıyordum, tabi ne kadar olursa. Numarayı tuşlayıp tişörtü başımdan geçirdiğim sırada telefonu hoparlöre verdim.
"Merhaba Derin hanım." vay canına, artık numaramdan beni tanıyabiliyorlardı!
"Merhaba acaba ekibiniz şehre geldi mi?"
"Evet Derin hanım hatta birkaç saat oluyor." iyi de bana neden haber vermemişlerdi? Bu sinirime gitse de bozmadım.
"O zaman lütfen onlardan biriyle iletişime geçmemi sağlayın." resmiyeti bıraktım direkt kadına emir verdim, yüzsüz müyüm neyim?
"Sizi grubun baş erkek dansçının numarasını mesaj olarak ileteceğim. Bu arada aksaklıklardan dolayı özür dileriz Derin hanım, iyi günler!" cevap vermemi beklemeden telefonu kapattığımda şokla kaldım. Hem özür diliyor hemde bir cevap bile vermemi beklemeden telefonu kapatıyordu. Odamdan çıkıp merdivenleri koşarak indim. Bu saatte genelde evde kimse bulunmuyordu ve bu iyi bir şeydi.
Konaktan çıkıp taşlı arazide ilerlerken kadının yolladığı numarayı çevirip beklemeye başladım. Yaklaşık üçüncü çalıştan sonra uykulu bir erkek sesi duyuldu karşıdan.
"Aloo!"
"Meydandaki kafeye gelin!" telefonu kulağımdan uzaklaştırdığım da bağıran sesini duydum.
"Hey hey bir saniye, sen kimsin?"
"Geldiğinde tanırsın." sonra telefonu kapatıp meydandaki kafeye yürümeye devam ettim. Oranın farklı bir havası olduğu kabul edilirdi fakat bana gerekli olan alt katında yer alan bale salonuydu. Belki bale için değil ama bir dans için kullanacaktık. Caddeden karşıya geçip kafeye yaklaştığımda aklımdaki planları düşünmeye başladım. Önce Cenk ve Yaren birbirine açılacak sonra birlikte kaçacaklardı ve puf! Belki Alpay'ın proje şeysi yalan olacaktı ama en makul plan buydu. Bu bir Derin Olgun planı değil, YORULMAZ planıydı. Basit fakat yapılması kolaydı. Kafeye girip büfenin arkasında yer alan ellilerinde olan teyzenin yanına ilerledim.
"İyi günler tatlı bayan!" yaşlı kadın önündeki işle uğraşmayı bırakıp gözlüklerinin üzerinden bana baktı.
"Buyur hanım kızım?"
"Acaba bale salonunuzu kullanabilir miyiz?" yaşlı kadın gözlüklerini çıkarıp beni daha iyi görebilmeyi umdu.
"Ne yapacaksınız salonu?" dedik bir düğün yapalım boşa gitmesin. Beyin sınırlarımın saçmalama seansını kesip teyzeye daha nazik yaklaştım.
"Biz 5-6 kişiden oluşan bir dans grubuyuz ve kazanmamız gereken bir yarışma var. Bu yüzden bize çok büyük olmayan, içi huzur kaynayan bir yer lazımdı en iyi yer olarak burayı bulduk. Hemen itiraz etmeyin lütfen, bir bakın eğer rahatsız olursanız hemen gideceğiz." teyze hemen gülümseyip gözlüklerini geri taktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P U S
General FictionKaranlıkta kalmış bir adamın değil, Karanlığa karışmış bir kadının acısı bu. Dostlar vardır, hiç bitmeyen. Dostlar vardır, sonu ölümle biten. Bizim sonumuz da öyle olacak sanıyordum, Ta ki onu tanıyana kadar. Beni karanlıktan çekip çık...