&&
DERİN OLGUN
Saatlerdir uyumaya çalışıyordum fakat bu mümkün değil gibiydi. Üzerimdeki çarşafı itip yataktan kalktım. Bu kez Yaren ile uyumuyordum ama aynı odadaydık. Bu yüzden sessiz olmaya özen göstererek odanın içinde ilerledim. Perdenin arkasından gelen sokak lambası bir nebze de olsun bana yardımcı olduğundan kapının kolunu bulabilmiştim. Kapıyı aralayıp koridora kafamı uzattığımda boş ve karanlık olduğunu gördüm. Zaten başka ne olabilirdi ki? Kapıyı arkamdan sessizce kapatıp koridor boyunca ilerledim. Saat muhtemelen gece yarısını geçmişti ve bu saatte de kimsenin uyanık olacağını sanmıyordum. Anca benim gibi deliler uyumazdı. Merdivenleri inip salona ilerlediğimde camın önünde çıplak bedenle az daha çığlık atacaktım. İki elimle ağzımı sıkı sıkıya örtmüş çığlığımı ört bas etmiştim. Çıplak beden bana döndüğünde gözlerim ay ışığının altında belirginleşen kaslarla birlikte büyümüştü. Allah'ım nefes almayı unuttum galiba.
"Derin?" kendime gelmem gerektiğini hatırlayıp hızla arkamı döndüm.
"Ö-zür dilerim b-ben herkes-s uyuyor sandım." kekelemem konuşma boyunca sürmüştü ve ben acı bir şekilde rezil olmuştum.
"Dönebilirsin." umarım beni daha da rezil edecek şeyler söylemezdi.Derince soluyup geri döndüğümde üzerine bir tişört geçirmiş koltukta oturuyordu. En azından hemen giyinecek kadar aklı başındaydı. Tekli koltuklardan birine yerleştirdiğimde öylece birbirimize bakıyorduk. Acaba çok mu kızarmıştım?
"Evli olduğunu bilmiyordum." hiç beklemediğim anda gelen konu üzerine yutkundum. Bende bilmiyordum ki evleneceğimi.
"Bilmen mi gerekiyordu?" güzel aynen kaçamak cevap iyidir Derin.
"Bu kadar yakınken bilmem gerekiyordu." yakın mıydık? Kaç kez görüşmüştük? Onun hakkında tek bildiğim şey ismiydi ha bi de arkadaşımla evlenecek olması. Kast ettiği yakınlık onun evinde kalmam mıydı? Saçmalıktı.
"Saçmalama lütfen, zaten evliliğin gerçekleşmeyeceğini anladığında görüşmeyeceğiz."
"Evlilik gerçekleşecek Derin , sen ve eşinde alkışlamakla yetineceksiniz." bana laf mı sokmuştu bu dağ ayısı?
"Bana baksana sen! Ben arkadaşımı sevmediği birine asla yem etmem benimle aynı duruma düşmesine izin vermem!" sinirlenince ağzımdan çıkan kelimeleri tutamıyordum. Koltuktan hızla kalkıp merdivenlere ilerlerken arkamdan sesleniyordu fakat imkanı yok durmazdım. Umarım yanlış duyduğunu düşünürdü yoksa bu işin peşini asla bırakmazdı, asla.
*
Sabah Cenkler ile yola çıkmıştım ve şimdi de onlarla birlikte konağa gidiyordum. Alpay dede ile nasıl bir kaos yaşayacaktık bilmiyordum fakat gidecek yerim kalmamıştı artık. Araba konağa girdiğinde yerimde dikleşip üzerime çeki düzen verdim. Koruma kapımı açtığında seri hareketlerle arabadan inmiş Yaren'in yanında yerimi almıştım.
"Her şey güzel olacak."
Umarım.
Evin kapısı açılıp içeriden Hafize teyze çıktığında birbirimize sıkı sarıldık. Her şey bir yana onların sevgisi bir yanaydı. Yanaklarıma sulu öpücüklerine bırakmış birkaç kez sırtımı sıvazlamıştı.
"Ay yeter kıskanıyorum ama!" Yaren ikimizi de güldürdüğünde Barış kapının önünde belirmişti. Beklemediğim bir şey yapıp beni kollarıyla kucakladı. Sanki içine sokmak ister gibiydi..
"Barış ayıp oluyor." kimseyi takmadı ve dudaklarıma sayısız öpücükler bıraktı. Midem alt üst olurken Hafize teyzenin burada olmamasını dilemiştim ama imkansızdı. Oradaydı ve her şeyi görmüştü. Barış'tan ayrıldıktan sonra bir şey belli etmemek için yalancı bir tebessüm bıraktım. İçeriye girdiğimizde Alpay dedeyi koltukta uzanırken bulduk. Yaren varlığımızı belli etmek adına hafifçe öksürdü. Alpay dede önce Yaren'e daha sonra bana bakmıştı. Gözlerinin doğruca odağı benken uzandığı yerden kalktı.
"Gel!" kime dediği açıkça ortadaydı fakat benim ayaklarım kaçmam gerektiğini bas bas bağırıyordu. Yaren'in yanından geçip onun yanına ilerlerken terli avuçlarımı kotuma sildim. Yanına vardığımda öpmem için elini uzattı. Uzattığı elini öpüp başıma koydum. Sonra şaşkınlığımdan faydalanıp beni kendine çekip sıkı sıkı sarmaladı. Sarılışına karşılık vermem uzun sürse de beni affetmiş gibiydi. Fakat ben hazır mıydım? Babamdan sonra kalbimi böylesine kıran insanları affetmeye hazır mıydım? Yaren için, sanırım..
"Özledim kızım." babamın ağzından senelerdir duymadığım bu kelime bana yeterdi. Bir kelime, bin kırgınlığı örtebilirdi doğru fakat unutturamazdı.
"Bende dedem, bende." sonrasında bolca kahkaha ve yemeklerle geçmişti vakit. Ara sıra Barış sırnaşmaya çalıştığında Alpay dede onu uyarmış ve uzak durmasını söylemişti. Şu düğün meselesi böyle zamanlarda işime yaramıyor değil.
"Çocuklar ben bir karar aldım." herkes yemeğini bırakmış pür dikkat Alpay dedeye odaklanmıştı.
"Çifte düğün yapacağız."
"Ne diyorsun bey? Ne çifte düğünü?"
"Anlamayacak ne var hanım, Yaren ile Derin'in düğününü aynı anda yapacağız." işte şimdi yediğin lokmaların tırmalama vaktiydi.
||-||-||-||
Sınav haftasından dolayı bölümde gecikme yaşandı kusura bakmayın!
Yorum ve görüşlerinizi bekliyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P U S
General FictionKaranlıkta kalmış bir adamın değil, Karanlığa karışmış bir kadının acısı bu. Dostlar vardır, hiç bitmeyen. Dostlar vardır, sonu ölümle biten. Bizim sonumuz da öyle olacak sanıyordum, Ta ki onu tanıyana kadar. Beni karanlıktan çekip çık...