DERİN OLGUN'DAN
1 HAFTA SONRA
"Karar!" hakim tokmağını masaya vurduğunda ayağa kalktık.
"Gereği düşünüldü Derin Olgun'un mahkememize şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davasına başvurmasıyla 166 Kanuna dayanarak boşanmalarında sakınca yoktur!" bakışlarım Barış ile birleştiğinde bana nefret ve öfkeyle bakıyordu. O hak etmişti. O olması gerekenleri sonuna kadar hak etmişti. Hakim yerinden kalkıp çıktığında Yaren'in kolunda yanımda avukatımla dışarıya çıktım. Hakimin bizi hemen boşamış olması garip ama iyiydi.
"DERİN!" adliye koridorunda ismimin öfkeyle söylenmesi ile durdum. Başımı arkaya çevirdiğimde Barış'ın kükreyerek üzerime geldiğini gördüm Yaren önüme geçmeye çalıştığında onu durdurdum. Barış tam önümde durdu.
"Mutlu olamayacaksın. Her an ensende olup nefesinin kesilmesine sebep olacağım duydun mu? Aldığın her nefesi sana zehir edeceğim." omuz silktim.
"Benim nefesim çoktan zehirlendi Barış bana dokunduğun gün ben zehirlendim. Sonra bebeğimin ölümüne sebep olduğunda nefesim kesildi. Bunları yaptın artık başka taktik geliştir." gözlerindeki öfke buhar olduğunda arkamı ona dönerek yürümeye başladım. Koridorun başında sert duruşuyla Alpay'ı gördüğümde hiçbir şey yapmadım. Duymuştu belki ama bunların önemi yoktu çünkü artık o da bir hiçti gözümde. Yanından geçtiğimde bana dokunan bakışlarını hissettim ama ona dönüp bakmadım. Adliyeden çıktığımda kapının önündeki taksiye attım kendimi.
"Siz devam edin." taksici yola koyulduğunda göz yaşlarım beni darmaduman etti. Hıçkırarak ağlarken susturmayı denediğim de boğuldum, yoruldum.
Artık sahiden yoruldum.
Arkadaşımı kurtarmak için yaptığım plan fiyasko olup Cenk ile Alpay'ın arkadaşlığını yıktım. Birkaç saat sonra arkadaşımın sevmediği bir adamla evlenmesine sebep oldum. Ve bana verilen bir bebeğe sahip çıkamadım. Yaşamaya değer miydim? Etrafa ufacık bir faydam yok iken hala yaşamalı mıydım? Cebimde titreyen telefonumu çıkarıp ekrana baktığımda Cenk'in numarasını gördüm. Yanaklarımdan akmakta olan göz yaşlarımı silip burnumu çektim.
"Efendim?"
"Derin.. Derin onsuz nefes alamıyorum." Cenk'in acı dolu sesini duyumsadığımda göz yaşlarım daha da hızlandı. Tek elim hala karnımdayken onu cevapladım.
"Bende.. bende onsuz nefes alamıyorum."
**
Babam hep telli duvaklı bir gelin olmamı istemişti. Beni kendi elleriyle güvendiği bir adama teslim edip ama her daim arkasında kendi olacağını söyleyen biriydi. Fakat ben o adamı yaktım, yıktım, bitirdim. Benim bir gelinliğim olmadı, benim arkamda duracağını söyleyen bir babam olmadı. Aksine her zaman yıkımıma sahip olan olaylara uzaktan bakan bir babam oldu. Bu hiç babamın olmaması gibi bir duyguydu. Varlığını hissediyorsun ama dokunamıyorsun.
"Böyle olmamalıydı." aynanın karşısında üzüntüyle kendine bakan Yaren'e yaklaştım. Üzerindeki gelinlikle o kadar masum ve güzeldi ki.. Böyle bir kardeşe sahip olduğuma sevindim.
"Üzgünüm elimden geleni yapmaya çalıştım." Yaren aynada kendine bakma işlemini bitirip bana döndüğünde kollarını iki yana açtı. Çabucak o kollara kendimi attığımda sımsıkı sardık birbirimizi.
"Sen yapmaman gereken o kadar çok şey yaptın ki bunları ödeyemem. Benim için canını hiçe saydın ben ise hep seni geri de bıraktım. Bunları neden yapıyorsun Derin?" kollarından çıktığımda onun o güzel yüzüne baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P U S
General FictionKaranlıkta kalmış bir adamın değil, Karanlığa karışmış bir kadının acısı bu. Dostlar vardır, hiç bitmeyen. Dostlar vardır, sonu ölümle biten. Bizim sonumuz da öyle olacak sanıyordum, Ta ki onu tanıyana kadar. Beni karanlıktan çekip çık...