MEDYA; DERİN
Buraya gelmemin üstesinden artık aylar geçmişti. Sanki burası benim şehrimdi ve buradan başka bir yere gidemeyecek gibiydim. Babamla ilişkimiz annemin cenazesinden sonra tamamen kopmuştu. Onu seviyordum ve daima seveceğim hangi kız babasının sevmezdi ki? Elbette biliyordum dünya herkese adil davranmıyor ama biliyordum ki benim babam sevilecek adamdı. Benim hatalarım onu başka bir adama çevirdi belki de onu mahveden bendim kendimi mahvettiğim gibi onu da mahvetmiştim. Aynada son kez saçlarımı kontrol ederken yatakta yuvarlanan Aslan'a gülümsedim. Bugün meşhur gündü evliliğimizi kutlama günü..
"Anne ben neden kutlayamıyorum?" Aslan'ın masumca sorusu yüreğimi dağlasa da kendimden ödün vermedim.
"Anlaşmayı unutma küçük bey sen boyamanı bitereceksin bende döndüğüm de seninle bir kutlama yapacağım." Aslan'ın gözlerinde tekrar o ışıltıyı yakaladığım da hazırlıklarıma son verip bakıcısı ile odasına gönderdim. Aynada kendime bakarken oldukça sade görünüyordum tek fark bugün boyattığım siyah saçlarımdı.. Alpay'ın henüz bundan haberi yoktu ve ne tepki vereceğini çok merak ediyordum.
Beğenir miydi?
Siyah dar paça pantolona gümüş kemerimi geçirip üzerimdeki v yaka gömleğimi düzelttim. Yeni siyah saçlarımı serbest kılmış sade bir makyajla gölgelendirmiştim. Aynanın karşısında oyalanırken odamın kapısı izinsiz açılıp beni kendimden kopardı. Genelde odaya böyle giren Aslan olurken bu keza babasıydı.
Alpay tüm heybetiyle kapının arasında kalmış şaşkınca bana bakıyordu.
"Saçların.." sustu o sustuğunda ben gülümsedim.
Sarı saçlarımdan vazgeçmiştim.
Çünkü annem sarı saçlarımı çok severdi.
Ve artık sarı saçlarımı sevecek bir annem yoktu."Yakışmamış sanırım ha?" Sorum öylesine olsa da onun fikirleri garip bir şekilde benim için değerliydi.
"Aksine farklı olmuşsun."
"Kötü bir farklılık mı?" Kapı arasından uzaklaşıp bana yaklaşırken onu süzdüm. Giydiği siyah gömlek ve kotuyla hem serseri hem de sarsılmaz bir havanın içerisindeydi. Alpay böyleydi, daima yakışıklı ve karizmatik.. Onu incelemeye dalmıştım ki hemen yanımda nefesini hissettiğim de uyarıldım. Şimdi ona has orman ve sigara ile harmanlanmış kokusunu ta en derinim de hissettim. Omzumdaki saçımı arkaya iteleyip eğildiğinde burnunu şah damarıma sürttü. Tanrım..
Bu adam yanlıştı, bu adam sahip olamayacağım bir cennetti.
Gözlerim istemsizce kapanırken nefesimi tuttum ve bu anın son bulmamasını diledim."Bunu sevdim." Derinden gelen sesiyle nefesimi bıraktım. Geriye çekildiğin de gözlerindeki koyuluk beni ürküttü. Sanırım az önceki yaşanan şey cinsel bir çekimdi.
"Hadi geç kalıyoruz." Benim bir şeyler söylememi beklemeden odadan ayrıldığında kendime gelmek adına iki defa yanaklarıma vurdum.
Ne oluyordu? İyice zıvanadan çıkmıştım.Hızlı ve çabuk adımlarla odayı terk ederken Alpay'ı dış kapıdan çıkarken yakaladım Aslan'a bir veda bile edememiştim akıl ve mantığım kaybolmuştu sanki. Alpay'ın arabasına bindiğimiz de hava da asılı kalan gerginlik hissedilir cinstendi. Tek kelime etmeden Alpay dedenin evine sürmeye başladığın da ona ayak uydurdum. Yemeği Alpay dedenin evinde verecektik o en büyüğümüzdü ve ayağımıza çağırmak hiç de hoş bir davranış olmazdı. Asıl neden Aslan'ın gizliliği olsa da bu neden daha çok işimize geliyordu.
Yol sessizce bittiğinde tanıdık konak karşımızdaydı. Buraya ilk ayak bastığım gün aklıma dolarken korumalar bizler için kapıyı açtı. Bahçede büyük bir hengame yer alırken evin etrafı ışıl ışıldı. Sanırım en çok bahçeyi özlemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P U S
General FictionKaranlıkta kalmış bir adamın değil, Karanlığa karışmış bir kadının acısı bu. Dostlar vardır, hiç bitmeyen. Dostlar vardır, sonu ölümle biten. Bizim sonumuz da öyle olacak sanıyordum, Ta ki onu tanıyana kadar. Beni karanlıktan çekip çık...