DERİN OLGUN
Canım yanıyordu, evet ama bu fiziksel bir acı değil ta ruhumun derinliklerinden gelen o küçük ama kanadı kırık uçamayan kuşun acısıydı. Her ne kadar ruhumun acısı olsa da fiziksel olarak bütün vücudum uyuşmuştu. Gözlerim ağrımaya başlamıştı, uyumalıydım. Fakat onun gözleri üzerimdeyken gözlerimi dahi kırpmak istemiyordum. Yaren ile Cenk'in geleceğini söylemişti. Yaren'in burda olması bir nevi iyi hissetmemi sağlayacaktı. Yaren her zaman olmayan kız kardeşim olmuştu. Düştüğümüzde birbirimizin ellerinden kavrayıp yine ikimiz kalkmıştık. Ağladığımızda yine birbirimizi güldürmüştük. Barış olayında en büyük destekcim oydu. En büyük boşluğumu yaşadığım, zihnimden silmek istediğim anlarda yandaydı. Şimdi ona bir iyilik yapmak istemistim, sevdiği adama kavuşturmak ama onada izin verilmemişti.
Alpay ayaklanınca istemsizce gözlerim ona kaydı. Hiç bir sey demeden sessizce odadan çıktı. Her ne kadar nereye gittiğini merak etsem de bir süre sonra boşverdim. Belki de başımda bekleyip benim bozuk ruh halimi izlemek istememişti. Ben olsam bende izlemek istemezdim.
Şuan anneme ihtiyacım vardı bunu iliklerime kadar hissediyordum ama arayamazdım. Çünkü direk bir şeylerin olduğunu anlar ve babamı da kaptığı gibi gelirdi. Gerçe babam annemi zorlardı biraz gelmemek için o olaydan sonra bağlarımız eskisi gibi değildi.
Alpay ortamıza tepsiyi koyup kendide karşıma oturdu. İstemsizce yüzünü inceledim. Kusursuz denilecek kadar güzel bir yüzü vardı. Sakalsız olsa nasıl olurdu diye düşündüm bir an ama bu düşünce aklımdan direk çıktı, o böyle güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P U S
General FictionKaranlıkta kalmış bir adamın değil, Karanlığa karışmış bir kadının acısı bu. Dostlar vardır, hiç bitmeyen. Dostlar vardır, sonu ölümle biten. Bizim sonumuz da öyle olacak sanıyordum, Ta ki onu tanıyana kadar. Beni karanlıktan çekip çık...