&&
Bölüm Şarkısı; Majeste- Aşk Dediğin
İki katlı küçük bir eve girdiğimizde ortamın dağınıklığı ilgimi çekti. Aslında Barış'tan biliyordum erkeklerin dağınık olduğunu fakat bu biraz farklıydı. Bu dağınıklıktan çok yıkılmış bir erkeğin sendromu gibiydi. Her neyse, zaten sadece tek gece kalacaktık.
"Ben size odanızı göstereyim." Yaren ile Cenk'i takip ederken evi incelemeyi de ihmal etmedim. Bazı yerlerde renk daha yoğunken bazı yerlerde değildi. Cenk farklı bir kişiliğe sahipti.
"Ev arkadaşın falan var mı?" bu soru bendendi. Sonuçta boş yere olay çıkması iyi olmazdı.
"Bir arkadaşım var ama yatılıya kalmaz sıkıntı değil yani." onaylamakla yetindim. Üst kata çıkıp koridorun sonundaki odanın kapısına geldiğimizde bize döndü.
"İçeride tek kişilik yatak var ama anlaşacağınızı umuyorum." gülümsedim.
"Her şey için teşekkür ederiz." gülümsememe karşılık verip yanımızdan uzaklaştı.Kapıyı açıp içeriye girdiğimde sıradan bir odayla karşılaştım. Bunu umursayacak durumda değildik. Kendimi yatağın üzerine bıraktığımda Yaren de yanımdaki yerini aldı.
"Hala inanamıyorum."
"Yaren bu işe fazla kapılma deden peşimize düşmüş olabilir." kafasını aşağı yukarı sallayıp arkasını döndü. Belki de kader de bu vardı.
YAREN YILMAZ'DAN
Gece boğazımın kurumasıyla yataktan kalktığımda Derin'in uykuda olduğunu gördüm. Şu zamana kadar o olmasa asla bir şeyler yapamazdım. Ona sahip olmak tarif edilemez bir duyguydu. Odadan çıkıp merdivenleri sessiz bir şekilde inmeye çalıştım. Etrafta karanlık hakimdi ve bu biraz ürkütüyordu. Koca salonun köşesindeki amerikan mutfağı görmemek imkansızdı. Paytak adımlarla dolaba yönelip cam şişedeki suyu çıkarttım. Şuan kendi evimde olsaydım kafama dikmiştim bile. Tezgaha yönelip dolaptan bir tane su bardağı aldım. Cam şişedeki suyu bardağı boşaltırken ensemdeki sıcak bir nefes dengemi bozdu. Bardaktaki su artık taşarken hemen geri çekildim ve bir bedenle çarpıştım. Bu bedenden yayılan mentollü kokusunu tanımamam olanaksızdı. Cenk ile bedenlerimiz birbirine değiyordu ve bu bir nevi intihardı. Yavaş bir şekilde arkamı dönüp tezgaha yaslandığımda Cenk'in kolları arasında kalmıştım. Yutkunduk. Başını başıma yaslayıp iç çekti. Bunun beni öldürdüğünü görmüyor muydu?
"Ne arıyorsun Leyla'm?" nefes nefese kaldım.
"Leyla?" dudağı yana kıvrıldı. Baş parmağıyla yüzümü okşarken kalbim göğsümü terk etmek üzereydi.
"Bir Leylayı andırıyorsun ve Mecnunun seni bulmak üzere." başını çekti ve bedenlerimizin prangası yok oldu. Mutfaktan çıkıp koltuğa oturduğuna arkamı döndüm. Az önce olanlar neydi? Bunu neden yapmıştı? Yoksa o da bana? Bu imkansızdı daha kaç gündür tanıyordu ki beni. Bardaktaki suyu bir dikişte içip mutfaktan çıktım.
"Biraz konuşalım." Cenk'in sözleri beni duraksatmıştı. Ne konuşacaktı ki? Adımlarım koltuğa giderken kalbim başka diyarlardaydı.
"Evden neden kaçtınız?" söylemeli miydim?
"Sana söylemek konusunda emin değilim."
"Hadi ama evimde kalıyorsun ve az önce mutfakta öpüşmek üzereydik." açık sözlülüğü beni bozguna uğrattığında kaşlarımı çattım.
"Hayır değildik."
"Öyleydik Yaren."
"Hayal kırıklığına uğratmak istemem ama öpüşmeyecektik." koltuktan kalkıp hızla üzerime geldiğinde kendimi bıçaklamak istedim. Koltukta üzerime eğilip dudak alanıma giriş yaptı. İzin verecek miydim? Dudakları burnuma değdiğinde kıpkırmızı kesildim. Geri çekilip yanıma oturdu.
"Haklısın öpüşmeyecektik."
"Dedem beni zorla evlendirecekti." ve işte en sevmediğim bir özelliğim. Heyecanlanınca saçma sapan şeylerden bahseder yada itiraflarda bulunurdum.
"Kimle?"
"Çocukluk arkadaşımla." hüzün gözlerime bulaştığında kolunu omzuma attı. Neden bana bu kadar yakındı? Koltukta benimle beraber arkasına yaslandığında başımı göğsüne koydu.
"Sana yardım edeceğim Leyla'm." ve onun sıcaklığında huzurlu bir uykuya çekildim.
||-||-||-||-||-||-||
Lütfen oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P U S
General FictionKaranlıkta kalmış bir adamın değil, Karanlığa karışmış bir kadının acısı bu. Dostlar vardır, hiç bitmeyen. Dostlar vardır, sonu ölümle biten. Bizim sonumuz da öyle olacak sanıyordum, Ta ki onu tanıyana kadar. Beni karanlıktan çekip çık...