Nedir yani zamanın durmayışı, belki zamanın yetişmesi gereken bir yer vardır, olur ya ona bile kızamam ben bundan gayrı, gayrı ihtiyar bir soluk kesikliği kendime bir söz veririm tutmam, gece ya şimdi yorgunum kendimden, aynamın sızan çatlaklığı sanki bir şeyler bahsetmekten bir şeyler kusmaya yol alıyor, rotamız ne belli saat bu saat ve biz gece üçü bekliyorsak, belkilerin üzerime çıkmayan bu lekeleri tümör gibi kafamın ta içine, ne var çıkartmaya kalkarsam gün yüzünde ben kayboluyorum ya ondan sıkkın canım, ne anlatmamı bekliyorsam orada yutkunduğum bir an olarak kalıyor her ne var veya yoksa, neden yazdığımın farkında olsam keşke yada görmesem her şeyin bir sonu olduğunu buna hazırlamasam kendimi, en çivit mavinin geceleri yok olacağını göz önünde bulundurmaz olursam gün bir anlama kucak açacaktır belki, yorgunum evvela bıkkınım belki kendimden belki bulunduğum yerlerde asla olmayışımdan, aklım ve ben bir karış yerin dibinde sessiz sessiz oturuyor kusmayı bekliyoruz bulanık bulanık, ne var ki net yani, düşünüyorum da ölümü oda beni düşünüyor bunu biliyorum sonrasında son bulan sonsuzluğun iğreti belirsizliği bile mevcut zihin dediğimiz kenar mahallede, bir yeni başlangıç isteği gelir gibi oldu gözüm damarlarımı nasıl kesti o an dur dediğimi biliyorum, bir valizim olmadı dolduracak olduğum yerde olmamayı bildiğimden ihtiyacım olmadı, dünyanın neresi olursa olsun dünyaya mevcuttur aslında, farklılık arıyorsam bir başka pencereden bakmam yetiyor pençesinde kıvrandığım bu duvar sayısı sonsuz olan evde, ne kalmak istiyorum ne gitmek, biraz kararsızlık gecesi değil mi bu ? Değil. Dedik ya deli gömleği ile sarmalanmış olmam asla bedenen olmadı, ben en normal oldum bilmiyordum en korkunç olanın bu olduğunu, kendi yüzüme bakamıyorum özür dilerim sayın ben senden nefret etsem de.