Öfke, şimdi dişlerimin kenarlarını törpülerken öylece bakıp boşluğa olmayan kırık cümleleri daha bir kırıyorum, içimden fışkırırcasına kanlı bir hayvan karşımda yatıyor, beynim iyiden iyiye hastalık sinyalleri verirken sağlıklı ve sakin görüntüm çok daha kusursuzlaşıyor, delirmeye en yakın kaldığım zamanlarda en mantıklı cümlelerimi kurduğumu fark ettim, sakin görüntümün arkasında neler döndüğünü gördüğüm anda aynamda kendimden daha bir uzaklaşmak istedim, lakin buradayım en yakın ben görüyorum kendimi, kuytularda kafamı duvara çivilemek mi daha eğlenceli olur tavandan kendimi sarkarken izlemek mi ? Ah hepsini sineye çekip yaşamak daha bir öfkelendiriyor gece kızıla dönen gözlerimi, asla kuramadığım cümlelerin o iğrenç uğultusu ve ben olmayan bir adamın içine sıkışıp kalmak ne kadar utanç verici, sevilmeme yada sevmeme ihtimal veremiyorum sevmeye kalktıkça kırıp döktüğüm insanların kesikleri bu düşünceyi perçinliyor, nihayetinde içimi görmeye en yakın insanların bu denli kaçışı beni daha bir yoruyor, sanırım yaşadığıma dair tek belirtim öfke, öfkenin en güzel yanı siz sevdikçe kaçmak yerine size daha çok yaklaşmasıdır.