Ben senin avucunun içinde duran bir şey değilim ya da ben bi gökyüzü değilim..
Durup duran saatin yelkovanı pıhtılaşmış bir telaştan ibaret, gerginliğimin ses tonuma yansımadığı bir zaman dilimi içindeyim. İvedilik etme durduk yere, odamın tavanından açılan sonsuzluk içerisindeyim, yazdıklarımın yenilgiyi kabullenişini okudum demin, biraz tükenmişlik sendromu dahası hep aynı olayı farklı dillerde karalıyor gibiyim, galiba bir nadas beni çağırıyor belki son yazılarıma kafa patlatıyorum, kendimi ayıklamaya devam ederken yıkıntılı bir hayata insanlar dahil ediyorum, bu ben değilim olamam olamıyorum sen bunları göremiyorsun.
İçerisinde yol aldığım ilişkiler omurgama hasar veriyor, bana hasar veriyor, su alıyorum, batıyorum batıyorum sizin okyanuslara ve onların dalgalarına ayak uyduramıyorum.. saat kaçı kaç geçiyor midemde duran ekşime hemde bir yudum içmeden, kurmaktan aciz olduğum cümleler ağzımdan düşmüyor, her gün daha eksiliyorum, bir şeye dönüşüyorum bu zamana kadar olduğum şeyden çok başka bir şeye tedirginim söz kullanmayı bilen bir canavar, gündelik yaşamlara yazılarımdan tek alıntı yapmamış ben bugünlerde yazılarımın içerisinden çalıntılar peşindeyim, tamamen farklı tuttuğum avantür ve C.Y. korkunç şekilde birbirine yaklaşıyor aralarında bi vavien oluşturuyor, korkuyorum ben çok korkuyorum..
Yaşantının hareketliliği üzerimde durmadı patlak veriyorum, kutuplaşmanın kaçınılmaz sonu beni buluyor, ayna yeri ayna fotoğrafları küllük kırılan kahve kupam telefon rehberi kitaplar masa lambası masa soğuk hava camlar içeri sızan güneş ışığı kent içimde bulunmuş küreselleşme duvar duvarın çatlakları delirmeye hiç bu kadar yakın hissetmemiştim, kontrol altında olan akıl frekanslarının yoksulluğu kontrolsüz hale geldikçe korkuları hissediyorum. Sessizliğin telefon mesajlarına yarım açık gözle günaydın telaşına ayak uyduramıyorum olmuyor yapamıyorum!
Çok renk var kısır algılarımın üzerine zorunluluk gibi çöken çok renk, kalkıyorum, uyandım mı ? uyuyor muyum ? rüya mı ? kahve mi ? hazır mı ? kalkmam gerekiyor mu ? önceden gerekiyor muydu ? hava siyahken yatıp hava siyahken kalkmalı zamana geri dönüp sorunlarımı tek başıma kovalamaya dönmek istiyorum, lütfen bana neyin var diye sormayın ben bu zamana hiçbir şey olarak geldim hiçbir şeyim yoklarla devam etmek istiyorum, hayat ellerime kaybedecek şeyler tutuşturmaya gayret ediyor, yetişemiyorum çok hız var, çok bina, çok ses, çok soru, çok cevap, gitmeliyim bir yere yetişiyormuş gibi yaparak kalkıp gitmeliyim! Her yere geç kalan ben ''acilen kalkmam gerek'' kalkışını biliyorum sıkıştım kaldım..
Avantür ya da C.Y. ikisi birbirine karışmaya devam ettiği sürece bir taraf tamamen yok olacaktır, farkındayım. Son yazılarıma yaklaşıyorum gibi hissediyorum, aniden kayıplara karışmış olursam veda mektubum bu olsun, tüm gerekçeleri bildirdim, iki taraftan birisi kaybedecek ben hiçbir türlü kazanamayacağım..