Her yürüyüş bir yere varmak adına yapılmaz, ama illa ki somut bir yere varmış olmanın yükünü taşıyoruz ve her daim yorgundur bazı insanlar nefes almanın şu dayanılmaz yükü, dost meclisinde edilen onca sohbet bir anlam ifade etmek zorunda değildir, manasız gülücükler en doğalıdır belki, öylesine bir yerden kaçma isteği üzerine kurdurduğum ilerlemekte güçlük çektiğim bir hayat benimki, tıka basa dolu bir adam değildim veya tamamen boş, amaçsız yürümeleri öğrendim ve yürürken düşünmeyi düşünürken yorulmayı, bazen durup düşünüyorum bir yerde milyarlarca cümle varken nasıl oluyor da en aptalca olanını söylüyorum, o gizli iğreti bakışları hak etmek adına mı yapıyorum bunu, bir kimsenin bu kadar aptal olaması özel bir çaba gerektiriyor belkide, kasıtlı değildi yaptıklarım yada öyle zannediyordum daha sonra asla cevabı olmayan soruların peşinden koştum, yorgunum ben kendimi bildim bileli dünyanın hiç bir sorumluluğuna hazır değilim ve yorgunum, bir kadın kurtaramaz beni bir anne bir dost bir boş gürültü, tedavimin tedavi olmaya ihtiyacı var, ve bunca kapanıyorsam bu olmayan sebebi bulup kemiklerini kırmalıyım. Ne tam manası ile dert anlatmayı bildim ne ağlamayı, oysa aynadan bana bakan ben değilken benden daha yaşıyor gözüküyor.