~1.Bölüm~
One Direction- I Would ile okuyun :)
Kafamı kitaplardan kaldırıp bi kaç sağlam küfür savurdum. Konular aşırı zordu ama bu üniversiteyi kazanmak için iyi bir puana ihtiyacim var. Aslında kendime eğlenmek içinde zaman ayırmalıyım. Evet bunu yapmalıyım. Yarın cumartesi olduğuna göre bunu bu gün yapmalıyım.
Sinsice sırıtıp dolabıma doğru gittim. Kapağı açtığımda gözüme çarpan kırmızı şortu yatağımın üzerine attım. Dolapta ki karışıklıktan siyah straplez bluzu, siyah platform topuklu ayakkabılarımı ve siyah portföyümü buldum ve kapağı kapattım. Seçtiklerimi hızla giydim. Saçımı sola tarafa attim. Mat bordo rujumu sürüp gözlerime siyah rimel çektim. Taksi çağırıp dışarı çıktım. Annem bu gün hastanede nöbetçi, babam ise iş seyahatindeydi. Bu yüzden dışarı çıkmam sorun olmadı.
Taksiciye barın adresini verip kendimi telefona hapsettim. En yakın arkadaşım Ellie' ye mesaj attım.
'Sizin orda ki bara geliyorum. Sende gel. x' Kısa süre içinde cevap geldi.
'Tamam. Orada görüşürüz. x' Olumlu cevap ile birlikte gülümsedim. Sanırım size biraz Ellie'den bahsetmeliyim.
Ellie Syance. 6 yaşımdan beri en yakın arkadaşım. Sürekli beraberiz. Sadece lisede sınıflarımız ayrıldı. O da Juilliard'da dans bölümünü kazanmak istiyor. Sevgilisi var. Benim sınıfımdan Finn Gracell. Finn ile de yakınımdır. O da Juilliard'a gitmek istiyor. Öyle işte.
Taksi durduğunda ücreti ödeyip indim. Yavaş adımlarla bara girdim. Holmes Chapel' da +18 gibi bi kural yok. Bu yüzden 15 yaşından beri sürekli barlardayım. Sadece bu sene dersler yüzünde ara verdim. Bara girdiğimde tanıdık bi kaç isimle tokalaştıktan sonra içki bölümüne doğru gittim. Barmenden viski isteyip bar sandalyelerinden birine oturdum. Gelen viskimden yavaş yavaş içerken Ellie yanıma geldi. O da viski isteyip yanımda ki sandalyeye oturdu. Bir yudum daha içip konuşmaya başladım.
"Naber? "
"İyi. Senden?"
"Iyi. Finn ile nasıl gidiyor?"
"Harika! Bu gün Finn'i şu sürtük Lola ile yakaladım. Finn' e yapışmış duruyordu."
"Lakabını gerçekleştiriyor işte. Boş ver."
Bardaklarımızı birbirine tokuşturup fondip yaptık. Bir iki bardaktan sonra kalkıp dans etmeye başladık. O sırada bi çocuk ile çarpıştım. Koyu renk gözleri, kıvırcık saçları. Yani oh la laa! Masumca gülümsedi ve mırıldandı.
"Özür dilerim."
"Sorun yok."
Gülümseyip gitti. Gitti.Öyle yürüyüp gitti. Bende o koyu renk gözleri unutmamak için dua etmeye başladım...
Biliyorum... Pazar günü gelecekti ama geçikti. Bu gün anca paylaşabildim. Özür dilerim.
Başka bir konu ise hikayede ki mantık. Holmes Chapel, bölüm şarkısı ve kıvırcık saçlı çocuk. Bazılarınız bunun bir Harry Styles hikayesi olduğunu düşünebilir ama hayır. Bu hikayenin ünlülerle ilgili hiç bir yanı yok.
Her neyse. Yarın yeni bölüm paylaşmaya çalışırım x :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK HAYAL
FanfictionTek bir hayal. Yedi yaşından beri başka hiç bir düşünce yok aklında. Julliard Üniversitesi. Julliard Üniversitesi'ni kazanıp oradan mevzun olmak. Kazanmak kolay ama mevzun olmak? Yaşayacaklarına karşı güçlü olması gereken bi kız var karşınızda. Ama...