TEK HAYAL

TEK HAYAL ~13.Bölüm~

13. Bölüm

Ellie Goulding-  Burn İle Okuyun (Yanda Var)

Austin Anlatıyor

Yanımda saçma saçma sırıtan güzel kıza baktım.

"Sırıtmayı kesecek misin? "

"Sana ne? "

Ukala kız! O kimde Austin Burky' e kafa tutuyor!

"Sus be! "

"Sen sus bay kendini beğenmiş!"

Hocanın öksürmesi ile sustum. 

       Bu kız, fazla güzel.  Fazla iyi. Fazla yetenekli. Fazla cesaretli. Fazla masum. Barda gördüğüm zaman masum, iyi ve güzel olduğunu anlamıştım. Ama yetenekli ve cesaretli burda oturdu yerine. Ne bileyim, bu kız çok farklı.  Hiç bi kız bana önceden böyle davranmadı, hissettirmedim. Şöyle diyeyim; ben hep okulun kötü çocuğu olmuşumdur. Kızların kalbini parçalayan bi şerefsiz.  (Ne? Kendimi tanıyorum.) Ama Daisy ile ilgili böyle bi fikrim yok. Sadece burnumu kafasına gömüp, burdan bile gelen o muhteşem kokusunu içime çekmek istiyorum. Ona sarılıp uyumak istiyorum. Üzüldüğün de ben onu mutlu etmek istiyorum.

"Daisy."

Hocanın Daisy' e seslenmesi üzerine Daisy'e döndüm.

"Daisy McDobila. Holmes Chapel'dan geliyorum. 7 yaşından beri dans ile uğraşıyorum. Yakın bi arkadaşımla öğrenci evlerinde kalıyorum. "

"Bize kendini anlattığın için teşekkürler Daisy.  Imm... Austin? "

"Ben Austin Burky. Londra' dan geliyorum. Lise ilk sınıftan beri dans ile uğraşıyorum. Öğrenci evlerinde tek başıma yaşıyorum. "

Böyle bi konuşma olacaktı değil mi? Öyle olması lazım her halde ya.

"Tamam Austin."

          Sonunda ders bittiğinde bu gün iki dersim olduğu için okulu gezmeye karar verdim. Ama dans değil, drama kampüsünü. Otoparka gidip Range Rover'ımı aldım. Kısa süre içinde drama kampüsündeydim. Arabamı bırakıp kampüse girdim. Dağınık bir şekilde takılırken, karşıdan gelen sarışın çocuğu gördüm.  Arkadaş olabilecek bi tip. Adımlarımı hızlandırıp çocuğun yanına gittim. 

"Merhaba! Arkadaşa ihtiyacın var mı? "

"Kesinlikle! Senin?"

"Adım Austin."

"Finn."

"Evet Finn, ımmm. Ne yapalım? "

"Hiç küfretmez misin sen?"

"Biz niye daha önce tanışmadık, dostum!"

"Siktir! Şimdi tanıştık ya!"

Elimi yumruk yapıp, vurmasını sağladım.  Konuşa konuşa kampüsün kafesine ilerledik.

     Kısa süreli konuşmamızdan sonra o son dersine gitti ve ben telefonumu çıkarıp şu kızı aramaya karar verdim.

       Arama motoruna 'Daisy McDobila' yazdım. Karşıma çıkan ilk sonuca tıkadım. Aşağı doğru indikçe ilk önce resmini sonra bilgilerini gördüm. 

       'Daisy McDobila, 12 Mayıs 1995. Şehrin kötü kızı. İyi niyetlidir ama içinde ki kötülüğü dışarı çıkarırsanız olay çıkarır.'

        'Sarı saçları ile hep göz önünde duruyor aslında. '

         Evet.  Bulabildiğim tek şey bu ikisi. Ne şans be!