20. Bölüm
|1 Hafta Sonra|
Taylor Swift- Safe And Sound (Yanda)
Kafamı koltuğun yastığında geri yatırıp, göz yaşlarımı engellemeye çalıştım.
She's like cold coffee in the morning
I'm drunk off last nights whisky and coke
She'll make me shiver without warning
And make me laugh as if I'm in on the joke
And you can stay with me forever
Or you could stay with me for now
Sabahları soğuk bir kahve gibidir,
Geçen akşamki viski ve koladan sarhoşum,
Beni uyarmadan titretecek,
Ve beni güldürecek sanki şakaymışçasına
Ve sen sonsuza kadar benimle kalabilirsin
Ya da sen şimdilik benimle kalabilirsin.
Gelen haber üzerine Finn, Joe ve ben hemen ilk uçağa bindik. Holmes Chapel'e geldiğimizde Ellie, Micheal ve Finn'in abisinin de ilk uçakla geldiğini gördük. Hepimizin babaları ameliyattaydı. Yarım saat içinde hepsinin ölüm haberi ard arda geldi. Ertesi gün naaşları kaldırırdı. Sonra ki iki gün taziye ziyaretleri ile geçti. Sonra ise şirket işleri ile uğraştık. Şu an şirketin 11 hissesi var bunlardan biri benim hissem. Annemi ne kadar yalnız bırakmak istemesem de annem beni okula gitmem konusunda zorladı ve şimdi uçaktayım. Ne iç açıcı hafta değil mi!
Uçağın ineceğine dair yapılan anons ile kulaklığı çıkarıp yanımda uyuyan Finn'i dürtüklemeye başladım.
"Geldik. Uyan artık."
"Tamam ya. Dürtükleme artık."
Nefesimi dışarı verdim ve omuzlarımı düşürdüm. O hep böyleydi. Bi olay olduğunda umursamaz, önemsiz olarak yorumlar. Ama aslında onunda canı acıyor. Biliyorum. Çünkü doğduğu andan beri onun yanındayım. Aslında o benim doğduğum andan beri yanımda desek daha doğru olur. Benden 5 ay büyük. Her neyse burda bunu düşünmeyeceğim!
İçimden gelen ani sevgi dalgasıyla ona sarıldım.
"Ne sarılıyon be!"
"Bilmem içimden geldi"
"Sarılma. "
"Hıh."
Ona ters dönüp kafamı tekrar koltuğa gömdüm. İki saniye sonra o bana aniden sarıldı. Hiç beklemediğim bir sarılıştı. Ona döndüm ve bende sarıldım. Tabi saniyeler sonra ayrılmıştık. Ellie bu duygusuzlukla buna nasıl katlanıyor, hiç bilmiyorum.
Havaalanının kapısından çıktığım da ilk görüğüm Austin olmuştu. Hadi ama, ben ona bu gün geleceğimi söylemedim ki? Şüpheyle Finn'e baktım.
"Ağzımdan kaçırdım."
"Bir şeyi de düzgün yap."
Gelmesine gerek yoktu bence. Ona sürpriz yapacaktım hem. Yarın sabah yapacaktım. Şimdi uykuya ihtiyacım vardı. Ne! Bir hafta içinde 24 saat uyumamışımdır!
Yavaş adımlarla yanına gittim ve ona sarıldım. Elini belime koydu ve bana kucaklayarak sarıldı. Bu sayede dudaklarımız aynı hizaya gelmişti. Dudağıma minik bi öpücük kondurdu. Bende kollarımı ona daha çok doladım. Beni indirdiğinde Finn ile de sarıldılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK HAYAL
FanfictionTek bir hayal. Yedi yaşından beri başka hiç bir düşünce yok aklında. Julliard Üniversitesi. Julliard Üniversitesi'ni kazanıp oradan mevzun olmak. Kazanmak kolay ama mevzun olmak? Yaşayacaklarına karşı güçlü olması gereken bi kız var karşınızda. Ama...