TEK HAYAL

TEK HAYAL ~11.BÖLÜM~

Little Mix- Change Your Life

11. Bölüm

"Evet sonuçlarınız çocuklar. Micheal, Londra Üniversite'si hukuk. Finn, Juliard Üniversite'si drama. Ellie, Londra Üniversite'si dans. Daisy, Juliard Üniversite'si dans."

"Teşekkürler Bayan Quarteen"

Dördümüz de odadan çıktık. Finn, Ellie'ye sarıldı.

"Üzülme aşkım. Seneye geçişlerden Juliard'a gelirsin. Hem daha bizimde seçileceğimiz kesin değil ki. Dans gösterimiz beğenilmezse bizde Londra'ya geleceğiz. Hem Micheal'de orada."

"Evet bebek! Geceleri beraber barlarda takılacağı- Aaa!"

Ve Finn, Micheal'e dirseğini geçirir. 

"Bebeğim benim. Sakın üzülme olur mu? Seneye seni geçireceğiz Juliard'a."

Sımsıkı sarıldım Ellie'ye. 

"Bitanelerim benim. Ben ona üzülmüyorum ki. Sadece... Ne biliyim, o kadar çalış didin ama sonuç alama. Çok ağır."

"Aşkım benim!"

Daha çok sarıldım Ellie'ye. Finn dudak sarkıttı.

"Kıskanıyorum amaa!"

"Ay! Bebeğim benim!"

Ve Ellie beni bırakarak Finn'e sarıldı. Kısaca pabucum atıldı. Micheal geldi ve bana sarıldı. İkimizde aynı anda söylendik. 

"Kıskandık!"

Bize dudak sarkıttılar. Bizde aynısını yaptık.

-----------------

Son koliyi de odama yerleştirip derin bi nefes aldım.  Ha tabi ne odası?

       Merhaba Amerika! Finn ile beraber Amerika' da ev tuttuk. Sınavı da geçtik.  Yani artık onla beraber Amerika' da yaşayacağız. Ellie ile Micheal' de Londra'da beraber yaşayacaklar.  Finn ile kaldığımız eve gelince iki katlı bir apartman dairesi. Alt katta; salon, mutfak, lavoba ve küçük bir oda var. Üst katta; iki tane banyolu oda, bir tane normal oda, ve banyo var. Öyle işte. Haftaya okul başlıyor. Yaz tatili her zaman ki gibi çabuk geçti. Ama iyi yanına bakalım.  Üniversite daha değişik bi ortam ve Amerika'dayım!

     Amerika çok sıcak.  Ve ben bu sıcakta ne yapacağım? Tabii ki havuza gireceğim.  Siyah bikinilerimi giydim. Siyah elbisemi ve deniz sandallarımı ayağıma geçirdim.  Saçımı kabartıp, çantamı aldım ve kaldığımız sitenin havuzuna doğru yürümeye başladım. Apartmandan çıkmış iken birisine çarptım, daha doğrusu birisi bana çarptı ve benim çantam o öküzün de kitapları yere döküldü.  Yüzüne bakmadan bağırdım.

"Önüne baksana öküz!"

"Asıl sen bak s.rtük!"

       Bir dakika bu çocuk bana s.rtük mü dedi? Toplamakta olduğum çantamı yere bırakıp kafamı kaldırdım.  Ve keşke kaldırmaz olaydım. Karşınızda meşhur kıvırcık!

"Sevgiline benzettin her halde canım. "

"Yoo. Senden söz ediyordum. "

"Aaa! O zaman bende senden p.ç olarak bahsediyim?"

   Yerde kalan tokamıda çantama depip yürümeye başladım.  He arkasından bağırmayıda unutmadım. 

"Seni salak egolu! Kas yığını! "

      Kas yığını lafını mırıldanmıştım. Onu buna duyuramazdım!

--------

          Saçlarımı kuruturken düşünmeye başladım. O gözlerin rengi ne öyle?  Yeşilin en en en güzel tonu. Buklelerinden söz etmiyorum bile. Ağğ! Ölüyorum ben! Tamam Daisy! Kes düşünmeyi!