Yine şu önceden olan açıklamalardan. Bu açıklamayı yapmamda ki neden çok büyük. Çünkü baya olay var.. Imm, ilk önce hikayenin okuma sayısı. Ben 20. bölümden önce 1000 yapmak istiyordum ama maalefes olmadı. İşte bu yüzden durup okuma sayısının yükselmesini bekleyeceğim. 25 Ocak 2014. En geç bu tarihte ikinci sezon başlayacak.
Diğer konu ise; kahramanlar. Biliyorsunuz hikayemizde ki Dustin, gerçek hayatta ki Haylor oluyor. Hikayemizde ki Elfin, gerçek hayatta ki Jelena oluyor. Bu ilişkileri desteklediğimi bende söyleyemem. Özellikle Haylor'u. Nefret ettiğim bi çiftti. İyi ki de bitti. Benim onları seçmemde ki tek neden aradığım kişiliklere uyması. Ben bu hikayeyi yazmadan önce kratelleri belirlemiştim. Daisy; sarışın uzun boylu, Austin; kıvırcık koyu renk gözlü, Ellie; koyu renk saçlı, Finn; dik saçlı kısa gibi. Bunlara en uygun gelende onlardı. Aynı zamanda resim koymam gereken bi yer olduğunda resim koyabileceğim şekilde olmaları işime geldi.
Ayrıca, geciktirdiğim için üzgünüm, sınavlarım vardı.
Her neyse size iyi okumalar!
Miley Cyrus- Stay (Yanda Var)
Daisy Anlatıyor
"Ben banyoya gireceğim. "
"Tamam bebeğim. Bende kahvaltıyı hazırlayım."
"Tamam."
Dudağıma öpücüğünü bırakarak odadan çıktı. Bende banyoya girdim. Üstümde ki eşofman ile tişörtü çıkardım. İç çamaşırlarım ile kendimi küvete bıraktım. Sıcak su dolarken tekrar ağlamaya başladım.
Korkmuştum. Çok, çok fazla hemde. Ed'in gözlerini ilk defa öyle görüyordum. Karanlık. Uçsuz bucaksız hemde. Sevgi kırıntısı bile yoktu. Saçımda ki tokayı açtığında kasıklarına tekme atmaya çalışmış, beceriksiz olmuştum. Cabasına daha çok öfkelenmişti. Beni öpmeye çalışmıştı. Dudaklarımı açmayınca da dişlemiş ve canımı acıtmıştı. Elleri elbisemin eteğine gittiğinde ise bağırışlarımdan en güçlüsünü dile getirdim. Ağzıma attığı güçlü tokat hala sızlatıyordu. O tokattan sonra Austin gelmişti zaten. O geldikten sonra daha çok korkmuştum aslında. Kavga izlemek o an istediğim son şeydi. Austin beni Finn'e verdiğinde rahatlamıştım. Tanıdık kollar ve bana mırıldandıkları rahatlatmıştı.
"Das. Unuttun mu bilmiyorum ama ben daha sen konuşamazken bi söz verdim. Seni koruyacağım kardeşim. Ölümüne. Seni de Ellie'yi de; Micheal ile ben koruyacağız."
Beni sonsuza kadar koruyacak kardeşlerimin olması çok hoş. Her zaman yanımda olacak insanların olması. Ama aklımdan çıkmıyor o anlar. Eğer bana dokunsa intihar. Evet intihar ederdim.
Ağlamam hıçkırıklara dönüşürken burda ne kadar uzun süredir kaldığımdan haberim yoktu. Aniden açılan kapı ile korkuyla çığırdım ve daha hızlı ağlamaya başladım.
Austin. Yanıma geldi ve kollarımdan tutarak beni kendine yapıştırdı.
"Ben kenimden nefret ediyorum! Eğer sen gelmeseydin.... Düşünemiyorum bile! Kendimi koruyamıyor, evet koruyamıyorum. S.rtük gibi hissediyorum. Ayrılalım Austin. Benim gibi birisi ile beraber-"
Beni kucaklayarak getirdiği yatağa aniden attı. Ben irkilirken üstüme eğilip bağırmaya başladı!
"Ne dediğinin farkında mısın! O o.ospu çocuğunu kendi ellerimle öldüreceğim. Senden asla ayrılmam s.rtük! Sen benimsin anladın mı! Seni - Daisy dur! Ben sana öyle demek istememiştim. Das ağlama artık!"
Bana s.rtük demişti. Gözlerim kapatmış bağırarak ağlıyordum bunu nasıl diyebildi? Ben onun için bu kadar mı değersizim? Ayrılmak istedim çünkü kendimi suçlu hissediyorum ama bana öyle diyemez. Hakkı yok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK HAYAL
FanfictionTek bir hayal. Yedi yaşından beri başka hiç bir düşünce yok aklında. Julliard Üniversitesi. Julliard Üniversitesi'ni kazanıp oradan mevzun olmak. Kazanmak kolay ama mevzun olmak? Yaşayacaklarına karşı güçlü olması gereken bi kız var karşınızda. Ama...