25.Bölüm
Selena Gomez- Nobody Does İt Like You (Multimedya)
Beraber yaptığımız mükemmel pizzamızı yemiş, Austin ile beraber The Vampire Diaries izliyorduk. O birasını yudumlarken bende kolamı içiyordum. Evet, hala içki olayını atlatamamıştık! Ağğ! Ben ne zaman bu yasaktan kurtulacağım?
Aklıma gelen soru ile kafamı Austin'in omzundan kaldırdım. Ben neden bu kadar safım? Yıllara etrafımda o kadar olay dönmüş ama ben hiç birini hissetmemişim.
"Ne düşünüyorsun?"
Austin'in sesi ile irkildim.
"Ne kadar saf olduğumu."
"Nerden çıktı bu?"
"Baksana, etrafımda yıllarca neler dönüyor ve ben bunların hiç birini farkedemiyorum."
Derin nefes aldı ve beni göğsüne yasladı.
"Bebeğim. Bu çok farklı bi şey. Biz çok faklıyız. Bu fark edilcek bi şey değil."
"Austin bana bunun ne olduğunu anlat. Tüm bu dünya ne? Bilmediğim her şeyi anlatmanı istiyrum senden. Yani mesela kontrol ettiğiniz ne var, kimlere emrediyorsunuz? Her şeyi anlat, lütfen."
"Sana ilk ve son kez anlatacağım, Das."
"Hıhı."
Birasını masaya bıraktı ve beni kendine daha çok yaklaştırdı.
"Bu dünya çok farklı. Kimse nerden kapıldığını bilmiyor bu dünyaya. Onu kaptırana lanet ediyor. Bu dünya da mahremet acıma gibi hisler yok. Can yakacaksın. Altın kural bu. Eğer bunu bir kez unutursan bitersin. Micheal, Finn ve bana gelirse. Micheal'i Londra'da ki düzenini bilmiyorum. Finn'in gittiğin depo hariç bi tane daha var. Orada da adamlar. Benim de aynı şekilde. "
Derin bir nefes alıp koltukta daha çok yayıldı. Bende onla beraber.
"Aşk ise bu dünyanın kurtarıcısı bebeğim. Bu dünyadan asla çıkamazsın ama aşk senin hislerini ölçer, değiştirir."
"Na-nasıl?"
Titreyen sesimle kekelediğide Austin beni kolları ile sarmaladı.
"Ben senle sevgili olmadan önce daha derindeydim, Das. Her gece başka biri ile kapışıyordum. Her gece başka birinin canını yakıyordum. Ama şimdi... Senin için daha uzağım, Das. Sana bulaşmasınlar diye bebeğim."
Kucağında ters döndüm ve dudaklarımızın birbirine çarpmasını sağladım.
"Seni çok seviyorum, Austin."
"Bende, bebeğim."
Dudağını öpeceğim sırada Austin'in cebinden dışarı duyulan Amy Winehouse sesi gülmeme neden oldu. Austin küfürler savurup telefonu cebinden çıkardı.
"Ne var Jack!"
"........"
"Bekle bir dakika."
Telefonun mikrofonunu eliyle kapatıp bana döndü.
"Jack ve Tess bu akşam bara gideceklermiş. Bizi de çağırıyorlar. Gidelim mi?"
"Tamam."
Tekrar telefona döndü. O mekanın adresini alırken bende odamıza gidip dolabımızın önünde durdum. Beyaz askılı vücüdumu saran mini elbiseyi yatağın üzerine attım. Üstümdekileri çıkarıp elbiseyi giydikten sonra siyah platform topukluları ve siyah kot ceketi giydim. Siyah rimeli sürüp aromalı dudak balmını da dudaklarımda gezdirdim. Ben kapıyı açtığımda Austin'i kapının önünde gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK HAYAL
FanfictionTek bir hayal. Yedi yaşından beri başka hiç bir düşünce yok aklında. Julliard Üniversitesi. Julliard Üniversitesi'ni kazanıp oradan mevzun olmak. Kazanmak kolay ama mevzun olmak? Yaşayacaklarına karşı güçlü olması gereken bi kız var karşınızda. Ama...