TEK HAYAL ~9. Bölüm~

159 6 0
                                    

~9. Bölüm~

Little Mix- DNA

    Telefonumun sesi ile uyandım. Gözlerim kapalı halde telefonu elime alıp açtım. 

"Ne? "

"15 dakikadır sesleniyorum. Acaba kapıyı açmayı düşünüyor musun? "

"Micheal.  Tamam açıyorum. "

Telefonu kapatıp kapıyı açmaya gittim. Açtığım gibi Micheal konuşmaya başladı. 

"Bizimkiler kahvaltı etmeye başladılar bile. Sen böyle dur. Kahvaltıdan sonra hemen denize gireceğiz ona göre hazırlan. "

Onu dinlerken bende kırmızı bikinimi çıkarttım.  Önden düğmeli dirsek kol kot elbisemi de bulup banyoya girdim. İhtiyaçlarımı halledip kıyafetlerimi giydim. Sarı saçlarımı da kabartıp sol omuzuma attım.  Odaya girdiğim de Micheal telefonu ile uğraşıyordu. Omuz silkinip, kırmızı parmak arası terliklerimi giydim. Kırmızı plaj çantamı da hazırlayıp kapıya doğru yürüdüm. O da arkamdan geldi. Asansör dolu olduğu için merdivenlerden inmeye başladık. Öksürüp bana baktı. 

"Dün. Dün gece sana anlattıklarımı kimseye anlatmazın değil mi? En azından bu tatili iyi geçirmek istiyorum."

"Tabii ki de anlatmam. Yeterki sen mutlu ol kardeşim."

       Bana yakınlaştı ve sarıldı. Bende ona sarıldım. Çocukların yanına gittiğimizde ikisinin de yüzü gülüyordu. Oh! Güzel ya! Mutlu, sevimli sevgililer. Biz yalnız. Ancak hayal kuralım. Onlara yanak şişirip, açık büfeye doğru yürüdüm.  Sütlü mısır gevreğimi hazırlayıp, tekrar masaya geçtim. Şu mutlu çiftlerin aşklarını dinleyerek sinir bozucu kahvaltıdan sonra sahile gittik. Ellie ile ikimiz elbiselerimizi çıkardık. Finn, Ellie'ye bakıp ıstık öttürdü. Ellie'de kafasına bi tane vurdu. Biz Ellie ile denize girerken çocuklar kumsalda kaldı.  Ellie ile ikimiz suya alıştıktan sonra konuşmaya başladık. 

"Evet, en son teklifi kabul etmiştin. Sonra ne oldu?"

"Beni döndürdü, öptü.  Gece 4'e kadar terastaydık.  Sonra benim odama geçtik. O kendi odasına gitmedi. Uyuduk öyle."

"Bu kadar yani?"

"Evet. Hiç bir şey saklamıyorum. Emin ol. Asıl sen ne saklıyorsun?"

"Tamam. Pes ediyorum. Hani bir iki ay önce bara gittik ya beraber."

"Evet."

"Orda kıvırcık bi çocuk vardı. Benim aklım onda."

"Yuh! O çocuğu nerden bulacaksın bir daha!"

"Dur daha bitmedi. O çocuğun ailesi ile babam arasında sorun var sanırsam."

"Yuh! Sana başarılar tatlım." 

"Haha çok komik."

        Ve ona su atarım. Yaşasın su savaşı! Biz savaşa devam ederken çocuklarda geldi. Finn, Ellie' yi kucağına alıp döndürdü.  Sonrada öptü. Biz Micheal ile iğrenme sesi çıkardık.  Finn, Micheal'e dönüp konuşmaya başladı.

"Sen sahilde ki kıza yavşarken ben bi şey dedim mi? "

"Ben sadece yavşadım. Senin gibi yiyişmedim. Hem kızın kardeşi geldi ve beni g.t etti."

Biz Ellie ile anıra anıra gülmeye başladık. Finn'de bize katıldı. Micheal ise bize su atmaya. Bi süre sonra hepimiz sudan çıktık.

Kurulanıp kulaklıklarımı taktım. Çantamdan 'Vampir Günlükleri- Stefan Günlükleri Kökler' kitabını çıkarıp okumaya başladım.

******

    Sıcak bir düşün ardından dolabıma gidip ne giysem diye düşünmeye başladım.  En sonunda; önü kısa arkası uzun kalın askılı mavi elbisem, pembe kot ceketim, kahverengi botlarımda karar kırdım. Elbisemi giyip saçlarımı maşa yaptım. Kot ceketimi de giydikten sonra botlarımı ayağıma geçirdim. Yaz günü bot giyiyorum. Ne yapayım? Çok güzel duruyor. Botlarımla uygun kahverengi kemeri taktım. Siyah rimelimi ve nar çiçeği rujumla makyajımı yaptım. Son olarak da cüzdanımı, telefonumu ve unutmadan oda kartımı alıp çıktım. Yan tarafta ki Micheal' in odasına gidip kapıyı çaldım.  Kapıyı açtı, bende içeri girdim. Siyah skinny kot, beyaz tişört, bordo oduncu gömleği ve bordo supra giymişti.  Gittim ve onun yatağına oturdum. O da banyosuna girdi. Beş dakika sonra çıktı.  Konuştum.

"Sonunda!"

"Ne? Hem neden yaz günü bot giyiyorsun?"

"Şu an sana anlatmak çok zor geldi."

Omuz silkip yanımdan geçti.  Kapıyı açtı ve bana yol verdi. Asansöre doğru yürüdüm. Binerken bana yetişti. Aşağı indiğimiz de çocuklar yoktu. Bizde lobide ki koltuklara oturup beklemeye başladık.  Ha neden yemek salonu değil de burası? Dışarı çıkıyoruz da ondan. Bir kaç dakika sonra tartışarak asansörden indiler. Meraklı ben Ellie'ye direk sordum.

"Ne oldu?"

"Kıyafetim açık mı sence Das? Finn kıyafetin çok açık, değiştir diyor."

Kıyafetine göz gezdirdim. Çiçekli bustiyer, kot şort.  Açıktı ama tabii ki de onu savunacağım. Finn'e döndüm ve konuşmaya başladım.

"Yoo. Açık değil."

"S.ktir git Daisy."

"Ben alışveriş yapmak istiyorum. Artık gidebilir miyiz?"

Adımlayarak dışarı çıktım. Kapının önünde siyah bir Audi A5 vardı. Bu arabayı Finn burada gezmemiz için kiralamıştı. Bu çocuğunda Audi hastalığı beni öldürecek. Ön koltuğa oturdum. Micheal'de sürücü koltuğuna. Diğer ikiside arkaya. Micheal arabayı çalıştırdı. Bende radyoyu açtım. Radyo da çalan şarkıyı dinlerken bizim meşhur sevgililer konuşmaya başladı.

"Kısa giymeni istemiyorum."

"Ama giyeceğim."

"Otel çalışanları sana nasıl baktığını görmedin mi?"

"Nasıl bakıyorlarmış?"

"Anladın sen onu. Bi daha giymek yok.  Hatta şimdi sana mayo alalım, yarın bikini yerine may giy."

"Yuh! Kısa giymeyebilirim. Ama mayoda giymem." 

"Ama sahilde-"

Sözünü ben kestim. 

"Yeter ama! Hem burada güzelim şarkıyı berbat ettin, hemde kızın özgürlüğünü kısıtladın. Kızım sen giyin istediğini. Ben sana demiyor muyum, erkeklerin hepsi odun. Tahta parçası ne b.k yapabilir ki?"

Finn'in bi şey demesine izin vermeden müziğin sesini yükselttim ve kahkaha attım. 

          15 dakika sonra merkeze geldik. İlk önce Burber King'e gidip karnımızı doyurduk. Sonra Finn ve Ellie sinemaya gitmeyi önerdi. Onların orada ne halt yiyeceğini bildiğimiz için Micheal ve ben red ettik. Onlar sinemaya gitti. Bizde alış veriş merkezine. Ben alışveriş yaparken Micheal'de aldıklarımı taşıyordu. Hahaha! Yaşasın kötülük!

     Yaşasın kötülükte, yetişterene kadar canım çıktı. Size söyledim diye zorla yetiştirmeye çalıştım. Bu gün hem silinen bölümü, hem yeni bölümü paylaştım, yani bakın hep sizin için :3  Ha birde bildiğiniz gibi bu hafta benim tabirimle Ulusal Sınav Haftası, yani USH. Bu yüzden yeni bölüm atamayabilirim, üzgünüm. :( Her neyse en geç haftaya cuma yeni bölüm koyarım x

TEK HAYALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin