14. Bölüm
Sam Tsui & Chrissy Costansa -Heart Attack (yanda var) ile okuyun (Demi Lovato'nın şarkısı değişik bi yorumda söylenmiş, kesinlikle dinlemenizi öneririm. )
Daisy Anlatıyor
Kulaklarıma gelen Pİnk Floyd sesi ile ani bi kalkış yaptım.
"Kim alarmını Pink Floyd yapar ki!"
"Ben!"
Austin mi? Dün gece ne oldu? En son bira şişesini kafama dikmiştim. Parkta yürüyüş yapmıştık. Austin'i öpmüştüm. Ne! Austin'i öptüm mü?
"Dün ne oldu ?"
"Beni sevdiğini söyledin ve biz sanırım sevgili olduk."
"Austin. Ben-"
"Tamam. Beni sevmiyorsun. Sarhoş olduğun için böyle saçmaladın."
"Hayır. Seni seviyorum ama daha dün sabah kavga ediyorduk ve şimdi sevgiliyiz. Fazla hızlı ve ben sadece şarkı yüzünden kavga eden bi çift olmak istemiyordum."
"Haklısın. Hemen sahiplendiğim için üzgünüm."
"Üzülmene gerek yok. Hatta sahiplenmen çok hoş ama, biraz düşünmeme izin ver."
"Tamam."
"Bu arada, Pink Floyd'u bende severim ama sabah sabah onla uyanmak korkutucu oluyor!"
"Evet haklısın."
Gülüştük ve sırıttık.
"Ben gitsem iyi olur."
Kafasını sallamakla yetindi.
O odasındayken bizim evle aynı olan evinden çıktım ve kendi daireme gittim. Finn daha uyanmamıştı. Hızlı ve sıcak bir duş aldım. Beyaz koluz tişörtümü ve kot şortumu giydim. Çantamın içine bi kaç şey tıktıktan sonra evden çıktım. Telefonumu çıkarıp Grace'i aradım.
"Nerdesin?"
"Evden çıkmak üzere. Sen?"
"Bende. Dersin ne zaman?"
"1 saat sonra. Ne oldu?"
"Buluşalım mı?"
"Tamam. Caures kafesini biliyor musun?"
Austin ile karoke yaptığım kafe.
"Biliyorum."
"10 dakika sonra oradayım."
"Tamam."
Telefonu kapattım ve taksi çevirdim. Taksiciye adresi söyledikten sonra cama yaslandım ve Austin'i düşündüm.
Onu seviyorum. İnkar edemem ama kavga ederken bi anda sevgili olmak. Bizi daha fazla yıpratır. Daha fazla üzer. Daha fazla kırar. Ki ben buna hazır değilim. Üzgnüm Austin.
Kısa süre de kafenin önündeydim. İçeri girdiğimde Grace en köşe masada oturuyordu. Hızla yanına gittim. Klasik konulardan konuştuktan sonra yanımıza gelen karsona ikimizde aynı siparişi verdik. Tost ve kahve. Garson yanımızdan gidince dudaklarımı ıslattım ve konuşmaya başladım.
"Hani sana dün bahsettiğim Austin vardı ya. Austin ile Finn arkadaş olmuşlar ve biz Austin ile barış ilan ettik."
"Çok iyi bi şey bu bebeğim."
"Öyle ama daha bitmedi. Nerde kalmıştım, ımm. Dün akşam biz bunla yemeye çıktık. Ben içtim ve sarhoş oldum. Sonra bunla beraber parkta gezmeye başladık. Ben bunu eski sevglim Ed'den bahsettim. Sonra bu beni sevdiğinden söz etti. Bende onu sevdiğimi itiraf ettim. Sonra gece onun evine gittik ve beraber uyuduk. Sabah uyandığım da, onu sevdiğimi ama beraber olmaya hazır olmadığımı söyledim."
"Neden?"
"O kadar kavgadan sonra hemen bi ilişki. İkimiz içinde tehlikeli."
"Haklısın."
Gelen tostlarımızı sakince yemeye başladık.
"Bu gün hangi derslerin var?"
"Dans tarihi, tek, çift dansı- bi dakika! Austin ile dersim var!"
"S.çtın kızım sen!"
-----
Siyah tayt şortum, siyah askılı tişörtüm ile çift dansa gidiyorum. Austin' de orda olacak. Korkuyorum.
Sınıfa girdiğim de Austin duvara yaslanmış duruyordu. Herkes çiftinin yanında olduğu için, mecburi Austin' in yanına gittim. Yanına geldiğim de kafasını kaldırıp bana baktı.
"Çok, güzelsin. "
"Teşekkürler"
"Daisy-"
Hocanın alkış sesi ile Austin' in sözü kesildi.
"Evet arkadaşlar! İlk dersimiz klasik bir dansın hareketlenmesi ile olacak. Eşleriniz ile karşılıklı durun lütfen! "
Austin' in tam karşısına geçtim. Ikimizde birbirimize ifadesiz bakıyorduk.
" Kızlar, belinizi geriye yatırın. Beyler, sizde kızların üstüne eğilin."
Çok, çok yakınız Austin ile. Nefesini yüzümde hissediyorum.
"Ellerinizi aynı doğrultular üzerinde birbirine yakınlaştırın ama birleştirmeyin. "
Parmak ucları, parmak uclarıma sürtüyor.
"Müzik başladığında; erkekler geriye, kızlar öne doğru yatmaya başlayacak. Sonra erkekler yine yavaşça kalkacak, kızlar da geriye doğru gidecek. Normal denge kurulduğunda ellerinizi birleştirin ve beni dinleyin. Son 2 -3 müzik! "
Gözlerimizi birbirimizden dans için mi ayırmıyoruz? Yoksa istediğimiz için mi?
"Kızlar, sol ve sağ adım. Beyler, sol ve sağ adım. "
Ayaklarımızın bu kadar uyumlu çalışması tesadüf mü? Yoksa kader mi?
"Aynı anda, 90 derece dönüş! "
Saniye farkı. Bu saniye bir uçurum mu? Yoksa sadece bir yokuş mu?
"Beraber sola kay! "
Uyumsuzluk gerçekten mi olmuyor? Yoksa ben mi hayal kuruyorum?
"Tek eli bırak ve sar! "
Belime koyduğu eli, kelebekleri o harekete geçirdi değil mi? Yoksa saçmalıyorum mu?
"Son yatış! "
O gözler sadece bana ait olabilir mi ? O gözlerin sadece bana ait olmasını istiyorum Austin.
"İlk uyum, ilk dans. Yine de aranızda yeteneklileriniz var. Tebrikler! "
Tebrikler sevgilim .
----
Yorucu dersin yorucu sonu. Ve Austin direk kayboldu. Ki ben ona bu ilişkiyi istediğimi söyleyecektim. Ama şansa bak ki, kayıp! S.kir Austin!
Dün bütün günümün dolu olmasına rağmen bu gün üç dersimin olması muhteşem! En azından okulda Austin' i arayabilirim.
Bu kolidorda yok. Alt kat, ımm yok. Bahçe? Olabilir. Yavaş adımlarla bahçeye indim. Oradaydı, arkası dönük birisi ile telefonda konuşuyordu. Arkasına yaklaştım ve konuşmasının bitmesini bekledim.
".... Tek kullanımlık değil bu kız. Bu gün o kısacık kıyafette ona dokunabiliyorken kendimden geçmiş olabilirim ama kesinlikle o kız diğerleri gibi değil. Emin ol! Diğer türlü araştırtmazdım. Kullanır geçirdim. McDobila, Soyadı McDobila. Holmes Chapel'da doğmuş. Bekliyorum..... Evet, ne buldun? Ne! S.ktir! Ama olamaz ya! Eğer bu kız babamın düşmanının kızı ise benim tek şansım kullanıp atmak! İşte şimdi s.ctım..."
Ikimizde s.ctık Austin!
Erken gelen kısa bölüm. :D Söz yok, vote yapın, cumartesi yeni bölüm gelir. x
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK HAYAL
FanfictionTek bir hayal. Yedi yaşından beri başka hiç bir düşünce yok aklında. Julliard Üniversitesi. Julliard Üniversitesi'ni kazanıp oradan mevzun olmak. Kazanmak kolay ama mevzun olmak? Yaşayacaklarına karşı güçlü olması gereken bi kız var karşınızda. Ama...